Gannuşi, dün akşam Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in başbakanı görevden alıp, yürütme erkini kendi atayacağı bir başbakanla birlikte devraldığını ve Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu duyurmasıyla ilgili TRT Arapça kanalına açıklamalarda bulundu.
"Darbenin arkasında BAE var"
"Darbenin, kargaşanın ve Nahda'nın binalarının hedef alınmasının arkasında BAE medyası var." diyen Gannuşi, "söz konusu medyanın sosyal ve ekonomik sebeplerden ötürü yapılan gösterilere katılımı yüksek göstermeye ve darbeyi meşrulaştırmaya çalıştığını" ifade etti.
Meclisin feshedilmesini, yasama, yargı ve yürütme organlarının tek bir çatı altında toplanmasını; meşruiyet, devrim ve Anayasa'ya karşı "darbe" olarak nitelendiren Gannuşi, ilk andan itibaren "darbeye karşı çıkma" konusunda net bir tavır sergilediklerini kaydetti.
Gannuşi, alınan tüm bu kararların diktatörlük rejiminin özelliklerini yansıttığını ve bunun bir anayasa profesörü tarafından ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olduğu bir zamanda yapılmasının üzüntü verici olduğunu dile getirdi.
"Türkiye sokağa çıkma konusunda örnek oldu"
Gannuşi, haberi duydukları andan itibaren Meclis binası önünde beklediklerini ve Meclis Başkanı olmasına rağmen kendisinin ve yardımcısının içeri girmesine izin verilmediğini belirtti.
Meclis Başkanı Gannuşi, "Darbe olduğunda sokağa çıkılması gerektiğini öğrendik. Türkiye'den aldığımız ders bu. Haberi duyar duymaz dışarı çıktık, önce parti genel merkezine sonra da Meclis binasına gittik ama kapılar yüzümüze kapandı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Said'in, kendisiyle istişare ettiği yönündeki sözlerine de değinen Gannuşi, bunun her 2 ayda bir yapılan şekli istişarelerden biri olduğunu ancak sonradan açıkladığı tehlikeli kararlarla ilgili kendisini bilgilendirmediğini ve bu konudaki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
"Cumhurbaşkanı'nın aldığı kararlar ülkeye hayır getirmez"
Meclisin meşruiyete bağlı olduğunu ve Meclis için bir ofis kurarak oturum düzenlediklerini ifade eden Gannuşi, burada "darbenin kınanması ve halkın barışçıl yollarla buna karşı çıkmaya ve dünyanın Tunus'un demokrasi sürecine destek vermeye çağrılması" yönünde kararlar aldıklarını belirtti.
Gannuşi ayrıca, "Cumhurbaşkanı Kays Said'i de bu kararlardan geri adım atmaya çağırdık. Çünkü bu kararlar ne ona ne de ülkeye hayır getirir." ifadelerini kullandı.
Orduyla ilgili de konuşan Gannuşi, Tunus halkının, devrimi ve seçimleri himaye eden orduyu takdir ettiğini ve onun bu işe karışmasını beklemediklerini sözlerine ekledi.
Tunus'ta neler oluyor?
Tunus'ta hükümet ve muhalefet partilerine yönelik protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Tunus Cumhurbaşkanı Said de Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden aldığını ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Hükümete yönelik bu darbe girişiminin ardından askerler, Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ile beraberindeki milletvekillerini Meclise almamıştı.
Cumhurbaşkanı Said'in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal bir dayanağı bulunmayan bu adımın bir darbe olduğunu vurgulamıştı.