ABD'nin Şam eski Büyükelçisi Robert Ford, Atlantic dergisindeki makalesinde, Donald Trump yönetiminin DEAŞ’a karşı, PYD/PKK ile işbirliği yapmasının hatalı olduğunu ve Washington’un PYD/PKK ile işbirliğinin sonuçlarını hesaplamadığını yazdı.
“Trump’ın DEAŞ planındaki ölümcül hata” başlıklı makalesinde Ford, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan görüşmede gündemin ağırlıklı olarak PYD/PKK’nın askeri kolu YPG’ya yapılacak yardımlar olacağını ifade etti.
Ford, Türkiye’ye rağmen ABD’nin PKK/PYD’ye verdiği silah ve desteğin ileride bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getirebileceğini belirtti.
Erdoğan PYD konusunda haklı
PKK’nın bölgede kendini farklı kılıf ve adlarla ortaya koyduğunu ifade eden Ford, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm bu grupları aynı kefeye koymakta haklı olduğunu kaydetti.
PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın 2013’te verdiği bir röportajda, PYD’yi PKK’nın Kuzey Irak’taki karargahı olan Kandil’de 2003’te kurdukları yönündeki ifadelerini hatırlatan Ford, PYD’nin ABD tarafından 2004 yılında Yabancı Terör Örgütü listesine eklediği Kongra Gel tarafından 2005 yılında kurulan Kürt Toplulukları Birliği’ne (KCK) üye olduğunu belirtti.
KCK’nın yürütme konseyi eş başkanının ABD tarafından özel yabancı teröristler listesinde yer alan Cemil Bayık olduğu bilgisini paylaşan Ford, YPG saflarında savaşan militanların bir kısmının uzun yıllar PKK saflarında yer aldığını kaydetti.
Ford şöyle devam etti:
ABD bir terör grubuna karşı başka terör grubunu destekliyor
Yabancı terör listesinde yar alan örgütlerle çalışmama politikasına rağmen ABD yönetiminin DEAŞ terörüne karşı PKK terör örgütünün Suriye kolunu kullanmakta ısrar ettiğini ifade eden Ford “Amerika’nın PYD/YPG’ye olan hayranlığı, DEAŞ Rakka’dan çıkarıldıktan uzun bir süre sonra onu dehşete düşürecek bazı rahatsız edici gerçekleri gözardı etmesine yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
PYD/PKK’nın laik bir görüntü verdiğini ancak demokratik olmadığını kaydeden eski büyükelçi, PYD/PKK’nın politik ajandasını bölge halkına empoze ettiği ve örgütün ajandasına katılmayan pek çok Kürt aktivisti tutuklattığını yazdı.
PYD/PKK’nın ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) ABD’nin DEAŞ ile mücadelede PYD/PKK’ya verdiği desteğini örtmek için kullandığı bir incir yaprağına benzeten Ford, Rakka’nın Şam, Humus ve Halep gibi muhafazakar bir Arap şehri olmasına rağmen SDG tarafından, Tel Abyad’lı PYD mensubu Leyla Muhammed’i, Rakka idari konseyine eş başkan olarak atadığını kaydetti.
Ford, Muhammed’in kadın hakları aktivisti olduğunu ve atanmasına SDG içerisindeki birçok grubun itiraz ettiğini kaydetti.
Robert Ford'un, “Karşı bir tepkiye yol açmadan muhafazakar Orta Doğu toplumlarına kendi sosyal ve siyasal normlarını empoze edemeyeceğini Irak Savaşı’nın Washington’a öğretmiş olması gerekirdi.” ifadeleri dikkat çekti.
DEAŞ’ın halen Rakka’yı kontrol ettiğini hatırlatan Ford, Rakka’nın alınmasından sonra DEAŞ’ın şehirde terör taktiklerine döndüğü zaman Washington’un şehrin kimin tarafından yönetileceği ve bedelinin kimin tarafından ödeneceğine karar vermesi gerekeceğini belirtti.
ABD’nin halihazırda düzenli hava saldırıları, bir topçu birliği, eğit-donat kuvvetleri ve Münbiç civarında devriye gezen askerleri olmak üzere Suriye’de belirli bir kuvvet bulundurduğunu ve yakın zaman içerisinde bin civarında daha asker yollayacağını belirten Ford, Trump’ın bu adımlarının bedelinin yüksek olma ihtimali olduğunu vurguladı.
Kürtlerin uzun dönemde ABD’den koruma beklemesi üzücü
Makalesinin sonunda Ford, ABD’nin hatasının yanı sıra PYD/PKK’nın da yıllar önce Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin babası Mustafa Barzani’nin Amerika’ya güvenmek konusunda düştüğü hataya düştüğünü öne sürdü.
Ford şu ifadelere yer verdi: