SKAM, "Terörizmden, zorbalıktan ve aşırılıktan uzak, özgür, birleşik bir Suriye'ye doğru" sloganıyla 5. Genel Konferansı'nı Halep'in Siccu beldesinde gerçekleştirdi.
Bölgenin en büyük aşiretlerinden Bekkara, Akidat, Tay, Mevali, Şerabin ve Harp başta olmak üzere, yaklaşık 8 bin kişinin katılımıyla düzenlenen konferansta Suriye muhalefetinin çatı kuruluşu SMDK temsilcileri, Suriye İslam Meclisi, Suriye Milli Ordusu komutanları, Suriyeli Yerel Meclis temsilcileri ve bölgenin ileri gelenleri de yer aldı.
SKAM Bağlantı Ofisi Başkanı Zekariya el Ahmed, AA muhabirine, Suriye'nin bölünmesini engellemek ve Fırat'ın doğusunda yapılan sözde seçimleri kabul etmediklerini belirtmek için bir araya geldiklerini söyledi.
Ahmed, "Fırat'ın doğusundaki, Arap, Kürt, Aşuri ve Hristiyan kardeşlerimizin sesini dünyaya duyurmak için burada bulunuyoruz." dedi
PKK/YPG işgalinde bulunan halk adına konuştuklarını belirten Ahmed, "Onlar bize, kendi adlarına konuşmamız için bir mesaj ulaştırdı. Biz de dünyaya, Kandil çetelerinin (Suriye'yi) bölme isteğine karşı olduklarını söylemek için buradayız. Çünkü onlar, Kandil çetelerinin işgali altındaki bölgelerde bulundukları için konuşamıyorlar." ifadelerini kullandı.
Ahmed, " Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne, Avrupa Birliği'ne, insan hakları örgütlerine sesimizi şu mesajla ulaştırmak istiyoruz: Amacımız Suriye'nin bölünmesi değil Beşşar Esed rejimini devirmek" şeklinde konuştu.
Afrin Kürt Aşiretler Meclisi Sorumlusu Cihad Sabri Davut da Suriye'de kardeşçe yaşamak istediklerini söyledi.
Davut, "Suriye'nin tüm kesimleri olarak buraya geldik. Bu ülkede kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ülkemiz özgürleşsin, hepimiz tüm mezheplerle birlikte ortak yaşayalım, bu ülk bölünmesin." diye konuştu.
Ülkenin birlik olmasını istediklerini ifade eden Davut, "Ayrımcılık ve ırkçılık olmasın. Tek bir kanun olsun ve fitne durdurulsun. Kan dökülmesine karşı birlikte duralım ve bu ülkede tek yürek olalım. Bölünme Suriye halkı için çözüm değildir. Çözüm, zulme ve bölünmeye karşı tek yürek olmaktır. Aşiretler Meclisi olarak amacımız kardeşliktir." dedi.
Suriye Aşiret Konseyi Danışma Kurulu Üyesi Abdullah Tirkevi de Suriye'nin tek ve bölünmez olduğunu, Suriye halkının bir olduğunu ve aralarında herhangi bir ayrım bulunmadığını uluslararası topluma duyurmak için toplandıklarını vurguladı.
Suriye'nin doğuşu, batısı, güneyi, kuzeyi arasında hiçbir fark olmadığının altını çizen Tırkevi "Suriye bütündür. Geçmiş yıllarda, devrimden önce de sonra da (halk) doğal bir şekilde bir arada yaşıyordu. Ancak, bugün ayrılma çağrısı yapan ve devlet kurmaya çalıştıklarını iddia eden bazı kişiler ortaya çıktı. Ama bu Suriye'de mümkün değildir. Suriye birlik içinde olmalıdır." şeklinde konuştu.
Suriye Geçici Hükümeti eski Başkanı ve Astana'daki müzakerelerdeki Suriye muhalefet heyetinin başkanı Dr. Ahmed Tuma da Suriye'nin bütünlüğünü pekiştiren daha fazla mesaj göndermek istediklerine işaret etti.
Tuma, "Ülkedeki tüm Suriyeliler tarafından üzerinde uzlaşılmadıkça, hiçbir yeni anayasayı kabul etmeyeceğiz ve Suriye'yi baskı ve soykırım devletinden sivil bir demokratik devlete geçirecek bir anayasa olmadıkça bunu kabul etmeyeceğiz." dedi.
Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG tarafından yayımlanan sözde toplumsal sözleşmeyi kabul etmediklerini dile getiren Tuma, "Bu iğrenç yapı tarafından alınan tüm kararları reddediyoruz. Son olarak ortaya atılan sözde belediye seçimlerini de reddediyoruz. Bizler, Kabileler ve Aşiretler Meclisi olarak ilkelerimize ve Suriye devriminin ilkelerine bağlıyız ve asla vazgeçmeyeceğiz. Şehitlerimize bu yolda ilerlemeye söz verdik ve asla bu yoldan vazgeçmeyeceğiz." diye konuştu.
Kabileler ve Aşiretler Meclisinin yayımladığı sonuç bildirisinde de bölücü PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgelerde yaptıkları kınandı.
Bildiride, "PKK milislerinin, sözde toplumsal sözleşmeden söz ederek kirli imajını parlatmaya yönelik tüm çaresiz girişimlerini ve bu terörist milislerin işgal ettiği bölgelerde sözde seçim yaparak, terör örgütünü güzelleştirme çabalarını kınıyoruz. Bu icraatları reddediyor ve bunları tanıyan tüm siyasi güçleri kınıyor, doğu vilayetlerdeki halkımızın kararlılığını ve Suriye vatanının birliğini etkileyen bu tür şüpheli projelere girişmeyi reddetmelerini takdir ediyoruz." ifadeleri yer aldı.
PKK/YPG'nin işlediği suçlar ve Arap aşiretlerine yönelik ihlal ve saldırılarının da uluslararası topluma hatırlatıldığı bildiride, "Aynı şekilde Kürt Ulusal Meclisi'nin bürolarının kapatılması da bununla ilgili dokunulmazlığın bulunmadığının açık bir mesajıdır. Bu milislerin (PKK/YPG), Kürtleri temsil ettiği yönündeki iddiaları ne kabul edilebilir ne de doğrudur. Kürt kardeşlerimiz vatandaki ortağımızdır. Onlar Suriye vatanının birliğine bağlıydılar ve hala da bağlıdırlar." ifadeleri kullanıldı.
Özgür bir Suriye'nin, komşu ülkeleri tehdit eden bir terör koridoru olmayacağı ve komşu ülkelerin güvenliğinin Suriye'nin güvenliği olduğu beyan edilen bildiride, ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı ve Suriye meselesine ilişkin tüm uluslararası kararların sıkı bir şekilde uygulanmasının gerekliliği, sorunun çözümü ve demokratik bir siyasi geçişin sağlanmasının önemi vurgulandı.
Sonuç bildirisinde, on binlerce Suriye vatandaşının Esed rejimi ve PKK'lı teröristler tarafından sürekli olarak gözaltına alınması kınanarak tüm tutukluların serbest bırakılması ve kayıp kişilerin akıbetinin kısıtlama veya koşul olmaksızın ortaya çıkarılması talep edildi.
Suriye halkının hedeflerine ulaşmak için muhalif güçlerin ve Suriye devriminin kurumlarında ortak çaba gösterilmesinin ve bunlar arasında işbirliği ve uyumun gerekliliğine işaret edilen bildiride, kardeşçe bir atmosferde, Kabileler ve Aşiretler birliğinin ulusal bağlılıkları vurgulanarak, Suriye halkının özgürlük ve sosyal adaletini sağlama, zalim ve soykırımcı rejimi ortadan kaldırma mücadelesinde nihai zafere ulaşma yönündeki çabaları beyan edildi.
"Suriye halkının son yetmiş yılda yaşadığı tüm trajedilere neden olan şey soykırımdır." ifadesi kullanılan bildiride, İran'ın emri ve silahları altındaki mezhepçi terörist milislerin bölgedeki varlığı ve Suriyelilere karşı işledikleri suçlar da kınandı.