Mısır'da ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin askeri darbeyle görevinden alınması akabinde siyasi arenada en güçlü muhalif yapılanma olan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) terör örgütü ilan edildi. Sosyal devlet yapılanmasından mahrum olan ve fakirliğin olabildiğince yaygın olduğu Mısır'da kurduğu teşkilatlanmayla eğitim, sağlık, yardımlaşma ve diğer alanlarda sivil toplum faaliyetleri yürüten İhvan'ın yasaklanmasından sonra yüzbinlerce aile ciddi boyutta mağduriyet yaşadı. Aralarında okullar ve hastanelerin de bulunduğu insani yardım çalışması yürüten İhvan'a ait onlarca kuruluşun yönetimine el konuldu. Teşkilata ait olduğu değerlendirilen tüm finansal kaynaklar donduruldu. İhvan'ın maruz kaldığı takibat neticesinde çok yönlü yürütülen yardım ve eğitim çalışmaları durma noktasına geldi. Bu açığın belirli bölümünü "Mısır zekat ve sadakalar fonu" adıyla kurduğu hesapla kapatma çabasına giren Mısır ordusu ise süreci işletmede başarılı olamadı.
İhvan'a alternatif arayışı
Mısır'da İhvan'ın sosyal hayattan çekilmesinin doğurduğu boşluk henüz telafi edilebilmiş değil. Mısır yönetiminin bu sorunu giderebilmesi için önünde birkaç seçenek bulunuyor. Sisi yönetimi daha önce de denediği üzere, söz konusu faaliyetleri kendi bünyesi içinde çözme yoluna gidebilir. Mısır içinde İhvan dışında faaliyet gösteren Selefi veya Sufi cemaat yapılanmalarından faydalanabilir. Ya da Mısır'ın çeşitli kentlerinde okullar açan, kurduğu Nil yayınevi ve Hira dergisi gibi yayınlarla Fetullah Gülen'in fikirlerini yayan FETÖ'den siyasal alan dışında, İhvan'a alternatif çalışma yürütmesini isteyebilir. Bunlardan üçüncüsü diğerlerine nispetle daha ağır basıyor. Zira Mısır ordusunun bu faaliyetleri yürütebilecek bir yapıda olduğu söylenemez. Ülkedeki selefi ve sufi grupların her biri de farklı düşünce dünyası ve örgütlenme yapısına sahip olmakla İhvan'dan boşalan alanları doldurabilecek yeterlilikte değil. Nur Partisi ve diğer bazı selefi gruplar her ne kadar darbe yanlısı bir duruş sergilemiş olsalar da son dönemde siyasi arenadan giderek uzaklaştırıldıkları gözleniyor. Tasavvufi hareketler ise müntesipleri sayıca oldukça fazla olmasına rağmen teşkilatlanma ve organizasyon alanında yeterli tecrübeye sahip değil.
Mısır'daki FETÖ yapılanması
Mısır FETÖ'nün bölgesel merkez olarak değerlendiği bir ülke. 15 Temmuz başarısız askeri darbe girişimi sonrasında FETÖ liderinin ABD'den iade istemine olumlu yanıt alınamaz ve Pensilvanya'dan ayrılarak başka bir ülkeye sığınmasına göz yumulursa, Mısır'ın FETÖ için bölgesellikten çıkarak merkezi bir konuma gelebileceği tahmin ediliyor. Onlarca yıllardır açtığı okullarla, Gülen'e ait çalışmaların tercüme ve neşriyle belirli sayıda Mısırlı vatandaşı da kendi bağlısı yapan FETÖ, kendini nispet ettiği sözde "şiddet karşıtı Ilımlı İslam" anlayışı ve örgüt yapılanmasında İhvan'a benzerliği nedeniyle Sisi yönetimi için daha tercihe şayan bir seçenek olarak görünüyor. Halihazırda FETÖ'nün Mısır'ın Kahire ve Feyyum kentlerindeki iki büyük okulu var. Mısır'da aralarında akademisyen ve iş adamlarının da olduğu belirli sayıda Mısırlı FETÖ üyesi bulunuyor. Örgütün üye seçiminde, toplumda etkili isimlere öncelik vererek İhvan'dan ayrıldığı ifade ediliyor. Ülkenin farklı bölgelerindeki ticari yatırımlar, dil kursları ve örgüt adına okul yapımı için satın alınan araziler hesaba katıldığında, FETÖ'nün Mısır'ı merkez seçmesi durumunda, ABD'deki yapılanması benzer şekilde yayılmacı bir sürece yönelmesi olası görünüyor.
Sisi'nin çöken ekonomisini FETÖ mü canlandıracak?
Dolayısıyla Mısır'da çalışmalarına hiçbir engellemeyle karşılaşmadan devam edebilen FETÖ'nün, siyasallıktan arındırılmış İhvan mesabesinde algılanarak İhvan'a alternatif yapılanmaya gitmesine Sisi yönetimi tarafından yeşil ışık yakılabilir. Öte yandan FETÖ'nün elinde bulundurduğu ifade edilen milyarlarca dolarlık sermaye, ekonomik darboğazdaki Sisi yönetimi için başka bir cazibe unsuru olabilir.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Mısır'la FETÖ'nün karşılıklı ilişkilerini artırma gayretini görüyoruz" dedi. Mısır'la FETÖ'nün tahmin edildiği üzere tam ittifak sağlaması durumunda tarafların farklı beklentiler içine gireceği görülüyor. Mısır FETÖ'den ülkedeki askeri darbe sonrası İhvan'ın sosyal hayattan çekilmesi akabinde oluşan eğitim, sağlık hizmetleri vb. sivil toplum faaliyetlerindeki boşluğu doldurmasını, "siyasallıktan arındırılmış, barışçıl ılımlı İslam" anlayışıyla Mısır'da yeni bir cemaat yapılanmasına gitmesini isteyebilir. Bunun yanı sıra FETÖ'nün dünyanın farklı ülkelerinde yürüttüğü yüksek bütçeli ekonomik yatırımlarını Mısır'a taşıması talep edilebilir. Öte yandan Körfez ülkelerinin de desteklediği FETÖ'den Türkiye karşıtı politikalarında her yönüyle faydalanmayı umacaktır. Buna karşılık FETÖ de Türkiye'de barınamayacağını anladığından, örgüt faaliyetlerini yürütebilmek için Mısır yönetiminden her alanda tam destek bekleyecektir.
FETÖ Ezher'le gerilime neden olabilir
Bu durumda dini görünümlü bir yapı olması hasebiyle FETÖ'nün Mısır'daki dini otorite olan Ezher şeyhliğiyle gerilim yaşayabileceği düşünülebilir. Ancak FETÖ-Vatikan ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda, olası bir anlaşmazlıkta Vatikan'ın arabuluculuğunun etkili olacağı açık. 2011'de dönemin papası 16. Benediktus'un Mısır'daki Kıpti Hristiyanlara yönelik saldırılara gösterdiği tepki nedeniyle 5 yıl askıya alınan Ezher-Vatikan ilişkileri, Ezher şeyhinin 23 Mayıs 2016'da Vatikan'ı ziyaret etmesiyle normalleşmişti. Ezher heyeti ziyaret esnasında Vatikan Dinlerarası Diyalog Konseyi Başkanlığı'yla da görüşme gerçekleştirmişti. Tüm bunlar FETÖ'yle Ezher Şeyhliği'ni Vatikan ortak noktasında birleştirebilir. Vatikan FETÖ için iyi bir referans dahi olabilir.
FETÖ'nün elebaşı Gülen Mısır'a sığınabilirİİT FETÖ'yü terör örgütü ilan etti