Rusya, Biden yönetiminden ne bekliyor? Kremlin’den bir bakış

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tartışmalı seçimlerin ardından belirsizlik neredeyse ortadan kalkmış gözüküyor. ABD’nin yeni başkanı şayet hukuki itiraz sürecinde dengeleri değiştirecek bir durum ortaya çıkmazsa Joe Biden olacak. Biden’ın Beyaz Saray’a seçilmesi gözleri ister istemez Birleşik Devletleri’nin yüzyıllık geleneksel rakibi sayılan Rusya’ya çevirdi.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tartışmalı seçimlerin ardından belirsizlik neredeyse ortadan kalkmış gözüküyor. ABD’nin yeni başkanı şayet hukuki itiraz sürecinde dengeleri değiştirecek bir durum ortaya çıkmazsa Joe Biden olacak. Biden’ın Beyaz Saray’a seçilmesi gözleri ister istemez Birleşik Devletleri’nin yüzyıllık geleneksel rakibi sayılan Rusya’ya çevirdi. Moskova’dan şu ana kadar yapılan açıklamalar Biden yönetimi ile çalışmaya hazırız oldu. Ancak, son beş altı yıldır Rusya’da pek de sevilmeyen Demokratlar ile yeni dönemdeki ilişkilerin seyri herkesin merakla beklediği bir konu. Üstelik Biden’ın Rusya’yı ABD’nin güvenliğine en büyük tehdit unsuru olarak göstermesi Moskova’da soğuk bir duş etkisi yaratmışken, ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin nasıl mümkün olacağı soruları da sorulmaya başlandı.

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDEN KURTULMAK İSTİYOR

ABD’de 2016 seçim süreci ve sonrasında özellikle eski dışişleri bakanı Hillary Clinton ve demokratların Rusya aleyhine yaptığı açıklamalar Moskova Kremlini’nde tepkiyle karşılanmıştı.

İşte böylesi bir ortamda Moskova ve Vaşington arasında körler sağırlar atışması ya da kelimeler savaşı diyebileceğimiz bir sürece girildi. Rusya’ya göre mukayeseli ekonomik üstünlüğü elinde tutan Trump yönetimindeki ABD ekonomik yaptırımların kapsamını 2017 yılı sonrasında genişletirken, halihazırdaki Ukrayna yaptırımlarını da uzatarak Moskova’yı cezalandırdı. Demokratların sürekli Trump’ı Rusya’ya ‘sempati’ duymakla itham ettiği bir dönemde bu durumun sadece söylemden ibaret olduğu, gerçekte ise Trump döneminin sonunda iki ülke ilişkilerinin yeniden Soğuk Savaş yıllarının seviyesine indiği görüldü.

Bu yaklaşıma göre Kremlin’i yöneten başkan Putin ve Birleşik Rusya Partisi elitleri Moskova’nın askeri çatışmalardan kaçınması gerektiğini vurguladılar. Bu ise, Rusya’nın Putin’in 2018 yılına kadar ki döneminde sergilediği ve örneklerini 2008’de Gürcistan, 2014 sonrası Doğu Ukrayna ve 2015 sonrası da Suriye’de gördüğümüz askeri ön alıcı dış politikalara önümüzdeki dönemde çok zorunda kalmadıkça başvurmayacağı anlamına geliyor.

MOSKOVA’NIN ÖNCELİKLERİ NELER?

Şu anda Moskova’daki realpolitik yaklaşım Rusya’nın çıkarları gereği ABD ile yeniden diyalog kanallarını açık tutmayı salık veren bir anlayışı içinde barındırıyor. Bunun da ana nedeninin Rusya ekonomisinin salgın ortamıyla beraber düşen petrol fiyatlarından kaynaklanan kayıplarla beraber bu sene % 5 civarında daralacak olması endişesi olduğu biliniyor. Salgının geleceğinin kestirilemediği bir dönemde gelecek seneler için de olumlu bir projeksiyon yapılamıyor. Tam da bu noktada Moskova’nın Biden yönetiminden yeni dönemde bazı beklentileri olacaktır. Bunların başında Rusya’ya uygulanan yaptırımların hafifletilmesi geliyor. Trump döneminde hem Amerika’nın hasımlarına yaptırımlar yoluyla karşı koyma (CAATSA) hem de Magnitsky yasaları uyarınca arttırılan ya da süreleri uzatılan yaptırımların Rus ekonomisini derinden sarstığı biliniyor.

Diğer taraftan, hem Orta Menzilli Nükleer Başlıklar Anlaşması INF hem de Şubat 2021’de süresi dolacak olan Stratejik Silahların Azaltılması protokolünün (New Start) uzatılarak yeni bir güvenlik mimarisinin ortaya konulması Rus-Amerikan ilişkilerinin yeni dönemdeki en önemli güvenlik ajandalarından birini oluşturuyor. Putin, önkoşulsuz olarak New Start anlaşmasını en az bir yıl uzatıp, bu süre zarfında yeni bir anlaşmanın müzakerelerini yapmak istediklerini açıkladı.

TEMKİNLİ BELİRSİZLİK HAKİM

Kremlin’de Biden yönetiminde Moskova ve Vaşington’un yeni bir başlangıç yapması gerektiği beklentisi hakim. Rusya liderliği Biden konusunda çekimser olmakla beraber, yeni seçilen Amerikan politik kadroları ile ilişkilerin yeniden sıfır toplamlı bir oyuna dönüşmesini de istemiyor. Ruslar her iki tarafın da bu pesimist tablodan kaçınması gerektiğini vurgularken, Biden’ın ilişkileri tamir etmesi için bir adım atmasını istiyor. Hakeza salgından daha fazla etkilenen ABD’de işler pek yolundaymış gibi görünmüyor ve Biden’ın pandeminin üstesinden gelerek dış politikaya ve bilhassa Moskova’ya odaklanıp odaklanamayacağı da şimdiden kestirmek zor görünüyor.

EŞREF YALINKILIÇLI

AVRASYA ANALİSTİ/ GAZETECİ - MOSKOVA