Güvenlik garantileri konusunda ABD ve NATO’nun, Moskova’nın en önemli taleplerine ciddi yaklaşmadığını belirten Putin, bu taleplerin yanı sıra Avrupa’nın güvenliği, kısa ve orta menzilli füzeler, askeri şeffaflık gibi konuları tartışmaya karşı olmadıklarını dile getirdi.
Putin, "Uygulanması bizim için koşulsuz bir öncelik olan Rus tekliflerinden ayrılmadan, tüm konuların bir kompleks içinde ele alınması şartıyla, müzakere yolunu izlemeye hazırız." dedi.
Lukaşenko ile NATO'nun dış sınırlarda artan faaliyetleri ışığında askeri iş birliğini geliştirmeye devam etme konusunda anlaştığını söyleyen Putin, "NATO ülkelerinin Rusya-Belarus Birlik Devleti’nin sınırlarında artan askeri faaliyetleri ışığında iki ülkenin güvenliğini sağlamak için toplu olarak gerekli tüm önlemleri almaya devam etmeye karar verdik." diye konuştu.
Putin, Kiev yönetiminin Minsk Anlaşmalarının uygulanmasını sabote ettiğini savundu.
Normandiya Formatı'nda siyasi danışmanlar düzeyindeki tüm çabalar ve istişarelere rağmen çözüm sürecinin yerinde saydığını dile getiren Putin, “Kiev, Minsk Anlaşmalarını uygulamıyor ve özellikle Donetsk ve Lugansk ile doğrudan diyaloğu reddediyor, Minsk Anlaşmalarının bütün kilit konularının uygulanmasını sabote ediyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Kiev yönetimi, Donbas temsilcileriyle masaya oturmalı”
Putin, Donbas’taki durumla ilgili olarak barışı yeniden sağlamanın garantisinin Minsk Anlaşmalarının uygulanması olduğunu vurgulayarak, "Kiev'in yapması gereken tek şey, Donbas temsilcileriyle müzakere masasına oturmak ve çatışmayı sona erdirmek için siyasi, askeri, ekonomik ve insani önlemler üzerinde anlaşmak." değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna'yı işgali ile ilgili iddiaları ve haberleri dikkate almadığını belirten Putin, “Sağa sola yayılan bu haberlere sürekli tepki vermek daha pahalı.” dedi.
Putin, her halükarda Rusya’ya yaptırımlar uygulanacağını dile getirerek, “Örneğin bugün Ukrayna'daki olaylarla bağlantılı veya değil, böyle bir sebep bulunacaktır. Çünkü amaç farklı, amaç Rusya ve Belarus’un gelişmemizi engellemek.” yorumunu yaptı.
Batı’nın yaptırımları karşısında Rusya ve Belarus’un kendi kendine yardım etmesi gerektiğini ifade eden Putin, bu yaptırımların gayri meşru olduğunu ve uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini kaydetti.
Lukaşenko: “Hiç kimse savaş istemiyor”
Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko ise hiç kimsenin savaş ve hatta çatışmaların artmasını istemediğini belirterek, “Bu, bize, Ruslara ve Belaruslulara lazım değil. Bu, komşumuz Ukrayna’ya bağlı bir şey. Bunun sınırlarımızdaki gerginliğin arttırılmasıyla bağlı olduğu gayet açık.” ifadelerini kullandı.
Batılı politikacıların mantığa uygun olmayan davranışlar ve açıklamalar içerisinde olduğunu anlatan Lukaşenko, bu politikacıların etrafındakiler ve en önemlisi kendi halkları için patolojik olarak tehlikeli oldukları izlenimi verdiğini söyledi.
Lukaşenko, Donbas’taki tahliyelere dikkat çekerek, insanların o bölgeden kaçmaya hazır olduğunu ve kaçtığını belirtti.
Ülkesine Batı tarafından uygulanan yaptırımları hatırlatan Lukaşenko, "Bu haydutluk, bize ekonomik bir savaş dayatma girişimidir. Bu bize karşı uygulanıyor ve bize pahalıya patladı. Tabii ki bu yaptırımlara direnmeyi çoktan öğrendik, güçlendik.” dedi.
Lukaşenko, bir gazetecinin “Batı’nın ülkesine yönelik eylemlerinden vazgeçmemesi halinde sonsuza kadar cumhurbaşkanı olacağına” yönelik ifadesini sorması üzerine, “Cumhurbaşkanlığım meselesiyle ilgili olarak ağabeyime (Putin) danışıp karar vereceğiz. Niçin endişeleniyorsun? Her şey normal olacak.” diye cevap verdi.