Washington Times Yayın Kurulu, “Ortadoğu’nun geleceği Cemal Kaşıkçı için adaletin sağlanmasına bağlı” başlıklı bir makale kaleme aldı. Kaşıkçı konusunda en önemli sorunun Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, önceden planlandığı kabul edilen bu cinayetten sorumlu tutulup tutulmayacağı olduğu belirtilen makalede, “Mevcut delillerin çoğu Veliaht Prens’i işaret ediyor. Aralarında Prens’in güvenliğinde görevli olması muhtemel olan 5 kişinin de bulunduğu 15 kişilik bir suikast timinin İstanbul’a gönderilmesinin serserilerin yaptığı bir operasyon olduğunu söyleyen resmi açıklamaya inanan tek bir Ortadoğu uzmanı bile bulamayız” ifadesi kullanıldı. 33 yaşındaki Prens’i korumak için geciktirme taktiklerine başvurulduğuna dikkat çekilen makalede, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da Prens Muhammed’i desteklediğine değinildi.
TÜRKİYE ÇOK ÖFKELİ
Kaşıkçı cinayetiyle ilgili tartışmaların bir diğer tarafının da Türkiye olduğu aktarılan makalede şu ifadelere yer verildi: “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’ın, bir Türk vatandaşı ile evlilik hazırlığında olan bir Washington Post yazarının katledilmesi için İstanbul’daki konsolosluğunu kullanmasına anlaşılır bir şekilde çok öfkelendi. Cuma günü Washington Post için bir makale kaleme alan Erdoğan, haklı olarak bu cinayetin Washington’da işlenmesi durumunda ABD’li yetkililerin konuyu derinlemesine inceleyeceklerini söylüyor.”
BEYAZ SARAY SESSİZ
Makalede, Türkiye’nin duruşuna rağmen ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Muhammed bin Selman’ı korumaya çalıştığı, Türk yetkililerin CIA Direktörü Gina Haspel ile delilleri paylaşmasına rağmen varılan sonucu açıklamadığı ifade edilerek, “ABD, Suudi Arabistan’ın tutukladığı alt düzey şüphelilerin seyahat ayrıcalıklarını askıya almaktan başka hiçbir cezaya başvurmadı. Tıpkı Suudi rejimi gibi Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı da Kaşıkçı meselesinde sessizliğe gömüldü; bu da adalet çağrılarının zayıflayacağını umduklarını açıkça gösteriyor” görüşü paylaşıldı.
ONA CESARET VERMEYİN
Muhammed bin Selman’ın savunucularının, Prens’in bu konuda sorumlu tutulmasının karmaşa riskini ortaya çıkardığını iddia ettiklerine değinilen makaleye şöyle devam edildi: “Bu mantıksız. Muhammed bin Selman zaten Yemen’e askeri müdahaleye öncülük ederek, Katar’a boykot başlatarak ya ve Lübnan Başbakanı’nı (Saad Hariri) kaçırarak zaten bölgede fazlasıyla istikrarsızlık yarattı. ABD, Prens’in bir NATO ülkesindeki diplomatik yerleşkesinde bir gazetecinin öldürülmesinden sıyrılmasına izin verirse, bu Prens’e gelecekte neleri yapması için cesaret verir, hem Ortadoğu hem de diğer bölgelerdeki diğer diktatörler neyin ruhsatını alır?Ortadoğu’da gerçek bir istikrar arayanlar Cemal Kaşıkçı hakkındaki gerçeğin açıklanması ve bu cinayette rolü olan herkesin cezalandırılması konusunda ısrarcı olmalı.”