New York Times'tan darbeye direnen Türk halkına hakaret!

ABD'li New York Times gazetesi, FETÖ'nün hain darbe girişiminin halk tarafından geri püskürtmesini hazmedemedi. Gazete, Twitter hesabından alçak bir şekilde 'koyun' benzetmesi kullanarak Türk halkına hakaret etti. Batı medyası da darbeyi önemsizleştirmeye çalışarak, 'otoriterleşme' ithamlarını kullanmaya başladı.

Yeni Şafak

Batı medyası, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kanlı darbe girişimiyle Türkiye demokrasisini tehdit etmesini görmezden gelirken, darbeyi önemsizleştirmeye çalışıyor. 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Batı medyasında olay gününe ait sıcak çatışma haberleri yerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alan "otoriterleşme tehlikesi" ithamlarına bıraktı.

Batı medyası ve Batılı köşe yazarlarının, darbe günü yüzlerce kişinin şehit edildiği vahşet anlarını konu alan haber hikayelerine yer ayırmayı tercih etmediği görülüyor. Hükümetin kamu kurumlarında başlattığı soruşturmalar, görevden uzaklaştırmalar ve işten el çektirmeler gibi tedbirler, Batı medyasınca demokrasi için darbeden daha büyük bir tehdidin doğduğu mesajı işlenerek yansıtılıyor.

NYT'den alçak ifadeler

ABD'li New York Times gazetesi ise işi hakaret boyutuna vardırdı. Gazete FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili yaptığı haberi sosyal medya hesabından, "Erdoğan'ın destekçileri koyundur ve o ne derse takip edeceklerdir" şeklinde alçak ifadelerle Türk halkına hakaret etti.

New York Times'ta Tim Arango ve Ceylan Yeğinsu imzalı "Erdoğan darbe girişimiyle baş etti ama Türkiye'nin kaderi hala belirsiz" başlıklı makalede ise "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sokağa çıkan İslamcılarla darbe girişimini önlettiği ancak bundan sonraki süreci kendisine muhalif olanları bertaraf etmek için kullanacağı" iddiasına yer verirken, Türkiye'den her kesim ve siyasi partiden halkın darbeye direndiğini görmezden geldi.

BBC darbeyi önemsizleştirmeye

çalışıyor

Başta İngiliz kamu yayım kuruluşu BBC olmak üzere İngiliz basını da Türkiye'de yaşanan darbe girişimini ilk andan itibaren bir demokrasi tartışmasının parçasıymış gibi sunmayı seçti. İngiliz basını darbenin Fetullah Gülen ile bağlantısını da önemsizleştirmeye yönelik yayınlarını sürdürdü.

Darbe girişiminin engellendiğinin anlaşıldığı saatlerde bile BBC, girişim başarıya ulaşmış gibi haber vermeye devam ederken, “Darbeye nasıl gelindi?" başlığı altında Türkiye'de son birkaç yılda yapılan siyasi tartışmaları listeledi. İngiliz televizyonunun yaklaşımı, askeri darbe girişimini “doğal siyasi bir sonuç" gibi sunmak oldu.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/07/20/08/04/resized_88d28-6cbdd39a20160720_2_18129360_12428134.jpg

Darbecilerin yakalanması 'tasfiye

' oldu

Cumartesi günü manşetini Türkiye'deki darbe girişimine ayıran BBC internet sitesinde, tarafgir bakış açısını sergiledi. Darbe girişiminin geri plana itildiği manşette, orduda ve yargıda yapılan tedbir amaçlı tutuklamalar “Tasfiye" diye nitelendirildi. Manşete eşlik eden 2 portre yazısının başlığı da BBC'nin yönlendirici tavrını gözler önüne serdi. Darbenin mimarı Fetullah Gülen'i anlatan yazı için seçilen başlık “Fethullah Gülen kimdir?" olurken, askeri darbenin hedefi seçilmiş cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı anlatan yazıya “Erdoğan: Acımasız cumhurbaşkanı" başlığı atıldı. Gülen'e ayrılan yazıda “sağlık sorunları" ve “sade yaşamı" üzerinde durulurken, başında olduğu cemaatin 40 yıllık sicili, mali gücü ve işlediği suçlarla ilgili hemen hiçbir bilgiye yer verilmediği görüldü. BBC'ye göre Gülen sadece “milyonlarca takipçisi olan bir din adamı."

İngiliz basının “liberal demokrat" bilinen gazetesi Guardian için de Türkiye'de seçimle gelmiş hükümete ve cumhurbaşkanına karşı darbe girişimi bir “ayrıntı" niteliğinde. Guardian da BBC gibi Gülen cemaati bağlantılı kadrolara yönelik operasyonları “tasfiye" diye nitelendirmeyi seçti. Darbe girişimini önemsizleştirmeye çalıştığı görülen gazete, darbe karşıtı gösterilere katılan vatandaşları da “hükümet yandaşları" diye nitelendirdi. Guardian'ın dünkü sayısında yer verdiği “analiz"de, darbe girişimine karşı oluşan muhalefet - hükümet birlikteliğinin dağılmaya başladığı iddiası öne çıkarıldı.

240 kişinin hayatını kaybettiği ve aralarında ağır yaralıların da bulunduğu binden fazla kişinin yaralanmasına neden olan darbe girişimini "Darbe girişimi sonrası kanlı ve baskıcı olacak" manşetiyle gören İngiliz Guardian gazetesi, darbe sonrası dönemde hukukun üstünlüğünün kaybolacağını iddia etti. Makalede ayrıca hükümet yanlılarının Erdoğan karşıtı ve hükümet karşıtı gördüğü herkese "gaddarca" saldırdığı öne sürülürken, darbe girişimcilerinin sivillere karşı kanlı kalkışması bir kenara bırakıldı.

Aynı gazetede yer alan bir başka haberde de elebaşı Fetullah Gülen'in, darbe girişiminin hükumet tarafından düzenlendiği şeklindeki iddiasına yer ayrıldı

DÜNYA
Dış basından 'Ankara' yalanı

Darbenin başarısız olması 'demokrasiyi gömüyor'muş

The Times gazetesi de darbeye karşı koyan vatandaşları “Erdoğan yandaşları" diye nitelendirmeyi seçti. Times, pazartesi manşetten verdiği haberde darbe girişimini bir yana bırakarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı “mutlak güce giden yolu açmakla" itham etti. Gazetenin haberinde “Türk askeriyesi Erdoğan'a karşı son güçlü muhalefet mevzisiydi" diyerek, darbe girişimini meşrulaştırma çabasına girdi.

Times'ın aynı sayısında yer verdiği Edward Lucas imzalı analiz daha da ileriye gitti ve “Türkiye'deki darbenin başarısız olması demokrasiyi kurtarmadı. Onu gömüyor" ifadelerini kullandı. Darbenin başarısız olmasından duyduğu rahatsızlığı gizlemeyen Lucas, Türkiye ile ilişkilerin ise reel-politik gereği sürdürülmesi gerektiğini yazdı. Lucas, darbe girişiminin başarısız olmasından sonra Türkiye'nin Batı için işleri zorlaştıracağını belirterek, “Erdoğan'la uğraşmak şimdi bir kabusa dönüşecek" ifadesini kullandı.

FT'nin derdi güvenlik operasyonları

Financial Times gazetesinin de darbe girişiminden daha ziyade, sonrasındaki güvenlik operasyonlarına odaklanması dikkati çekti. Financial Times, bugünkü haberinde, Erdoğan'a oy vermeyen seçmenlerin “endişe içinde" olduğunu iddia etti. Darbe girişimi sırasında sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgileri sorgulamadan haberde kullanan Financial Times'ın, adını vermediği bir Türk vatandaşının, darbe karşıtlarından korktuğu için “Etiler'den dışarı çıkmak istemediğini" aktarması da dikkati çekti.

'Onbinlerce

kişi idam edilecek' yalanı

İngiliz basınının Türkiye'deki idam tartışmasını sunma şekli de okuyucularda onbinlerce insanın idam edileceği algısını oluşturmaya yönelik görünüyor. Orduda ve yargıdaki gözaltı sayıları ile kamuda işten uzaklaştırılanların sayılarını veren gazeteler, idam cezasının geri getirilmesiyle ilgili tartışmayı bu sayılarla birlikte aktarıyor.

Halkın demokrasi için tankların önüne yattığını ve darbeye direndiğini gözardı eden İngiliz Independent gazetesi, "Türkiye'de darbe: Komplo teoristleri, darbe girişiminin Erdoğan tarafından tasarlandığını iddia etti" başlıklı bir haber yayımladı.

Amerikan Fox News'in internet sitesinde Ralph Peters imzalı "Türkiye'nin son umudu da öldü" başlıklı makalede, darbenin Türkiye'deki İslamcılaşmayı durdurmak için son umut olduğu, batılı liderler her ne kadar darbe girişimini kınamak için uğraşsalar da kazanacakları tek şeyin "Avrupa'nın kapılarına dayanmış zehirli bir İslam rejimi" olacağı öne sürüldü.

Halkın direnişi görmezden gelindi

İngiliz Daily Telegraph gazetesi, "Türkiye'de darbe girişimi" adıyla duyurduğu haberde, dünya liderlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı darbe girişimini baskı kurmak için bahane olarak kullanmaması konusunda uyardığı savunuldu. Haber içeriğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güç kazanmak ve baskı kurmak için fırsat kolladığı ithamlarına yer verildi.

Londra merkezli haftalık Economist dergisi de "Türkiye'nin başarısız darbe girişimi Cumhurbaşkanına daha fazla güç için imkan verdi" başlığıyla yayımladığı makalesinde, darbenin başarısız olmasıyla birlikte Erdoğan'ın otoritesini artırmak için bir fırsat yakaladığı iddiasında bulundu. Erdoğan'ı destekleyenlerle birlikte muhalif kesimin de darbeye karşı durduğu, fakat muhalif kesimin Erdoğan'ın kendilerine karşı intikamcı bir tutum sergileyeceğinden endişe ettiği öne sürüldü.