Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sisteminin oylandığı 16 Nisan referandumu öncesi Türk bakanların vatandaşlarla buluşmasını engelleyen Almanlar, sandıktan yüzde 63.07 oranında ‘Evet’ çıkmasıyla adeta şok yaşadı. 16 Nisan’dan sonraki 3 gün içinde çeşitli Türk dernekleri ve camilere düzenlenen saldırılarda, duvarlara ‘Hayır’ yazılması dikkat çekti. 19 Nisan’da Berlin’in Schöneberg semtindeki Ottoman Sufi Center adlı bir Türk derneğine, sökülen kaldırım taşlarıyla saldırı düzenlendi. Dernek görevlisi Vural Demirtaş, “Olayın pazar gecesi Türkiye’de halk oylaması bittikten sonra meydana geldiğini düşünüyoruz” dedi.
HER GÜN BİR SALDIRI
Neumünster kentindeki Türk Alman Aileler Birliği (NATAB) lokaline de molotoflu saldırı düzenlendi. Saldırıda bina duvarına ‘Hayır’ yazıldı. Gurbetçilerin kurduğu ‘Türkspor’ yönetiminde görevli bir kişinin aracı ateşe verilirken, dernek önündeki bir otomobilin de lastikleri kesildi. Faşist Almanlar, Saksonya eyaletine bağlı Leipzig kentinde ise Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Eyüp Sultan Camii’ne de referandum sonrası saldırdı. Cami duvarlarına AK Parti aleyhine sloganlar yazıldı. Cami cemaatine panik yaşatan eşkıyalar tabii ki bulunamadı.
‘BÜYÜK PLANLARI VAR’
Türklerin yoğunlukta yaşadığı Almanya’nın Brühl kentinde de “Erdoğan’ı sevenler Almanya’yı terk etsin” mesajlı tehdit mektupları bırakıldı. Mektupta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savunanlara ülkeyi terk etme çağrısı yapıldı. “Almanya’daki Erdoğan’ı sevenler...” diye başlayan mektupta, “Biz, Almanya’da Erdoğan destekçileri yüzünden endişeli ve tedirginiz. İnançları bizden farklı olduğu için, onların bizimle yaşamasına devam edilemez. Ailelerini de alıp bu ülkeyi terk etmelerini istiyoruz” ifadelerine yer verildi. Erdoğan’ın ‘büyük planları olduğu’ belirtilen mektupta, “Cumhurbaşkanınızın büyük planları var, yapacağınız iyilik hem onun için hem kendiniz için bu ülkeyi terk etmenizdir” denildi. Türklerin posta kutularına bırakılan tehdit mektupları, Almanya’da yükselen ırkçılığı gözler önüne serdi.
Önceden ‘Türkler dışarı’ derlerdi
Avrupa’daki Türk düşmanlığının şekil değiştirdiğini söyleyen Almanya Türk Üniversiteliler ve Akademisyenler Derneği Başkanı, aynı zamanda Köln Türkleri Dayanışma Platformu Sözcüsü Levent Taşkıran, “Almanya’da ırkçı akım baya güçlendi. Eskiden ‘Türkler dışarı’ diyorlardı. Şimdi ‘Erdoğan’ı sevenler gitsin’ diyorlar. Türk düşmanlığını Erdoğan üzerinden yürütüyorlar” dedi. Son bir yıldır Almanya basınındaki yayınlar nedeniyle ‘Erdoğan=diktatör’ algısınının yerleştirildiğini kaydeden Taşkıran, “Bu durum Almanların işine geliyor. Aslında bunlar Hayır’cılara destek vererek, Türkiye’de iç karışıklığı körüklemeye çalışıyorlar. Bir iç karışıklık çıktığında Hayır’cıları destekliyormuş gibi görünerek, olumsuz senaryolara zemin hazırlayacaklar. Bunlara Türkiye’deki durumları anlatmaya kalkıyorsunuz anlamıyorlar ama Mısır’dan Sisi gelince kırmızı halıyla karşılıyorlar” diye konuştu.
‘Yanınızdayız’ diyen olmadı
Almanya’nın gün geçtikçe artan Türk düşmanlığını teşvik etmemesi gerektiğini kaydeden TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, referandumdan sonra saldırıların daha da arttığını hatırlattı. Ülkelerin antisemitizm ve homofobiye yönelik saldırılarda ortaya koydukları hassasiyeti Türk ve İslam düşmanlığı konusunda sergilemediklerini dile getiren Yeneroğlu, şunları söyledi: “Yöneticiler saldırıya uğrayan kişi veya yerleri ziyaret edip ‘yanınızdayız’ mesajı vermeli. Bugüne kadar yaşanan saldırılarda hiçbir zaman böyle bir tutum sergilenmedi. Asıl üzücü olan da bu.”
BEDELİNİ TÜRKLER ÖDÜYOR
“Alman siyasiler ne bir üzüntü belirtiyor ne de insanların yanında olduklarını ifade eder açıklamalarda bulunuyor. Saldırılar anonim bir biçimde yapılıyor ve kimse sorumluluk üstlenmiyor. Son aylarda yaşanan gerginliğin bedelini Almanya’da yaşayan Türk ve Müslüman halkı ödüyor. Almanya’da milyonlarca vatandaşımız var. Türk ve Avrupalı siyasiler sorumlulukları yerine getirmeli. AB bu saldırılara karşı olduğunu açıklamalı. Saldırılar nedeniyle vatandaşlara yanınızdayız mesajı verilmeli. Yükselen ırkçılık ve yaşanan saldırılar noktasında medya daha sorumlu bir dil kullanmalı.”
Katiller korunuyor
TBMM tarafından hazırlanan raporlara göre 2010’dan itibaren Avrupa ülkelerinde resmi olarak kaydı tutulan NeoNazi saldılarında Almanya başı çekiyor. Batı ve Doğu Almanya’nın birleşmesinden sonra kaç ırkçı motifli cinayet işlendiği konusunda yapılan bir araştırmaya göre Alman ırçkılar 2013 yılına kadar 182 cinayet işledi. Öldürülen arasında sadece Türkler değil, çingeneler, evsizler, ‘punk’çılar hatta çocuklar da bulunuyor. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 1988 yılından 2013’e kadar 30’a yakın Türk kökenli aile ırkçı saldırılar sonucu öldürüldü. Almanya’da derin devletin korumasındaki NeoNazi Terör Örgütü ‘NSU’nun 8’i Türk 10 kişiyi öldürdüğü katliamın üzerinden neredeyse 10 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen cinayetler aydınlatılmadı. İşte son yıllarda Almanya’daki faşizmin hortladığını gösteren olaylardan bazıları...
GÜN GEÇTİKÇE HİTLERLEŞİYORLAR!
*2000-2006 arası Almanya’da 6 şehirde 8 Türk ve bir Yunan kökenli, başlarından kurşunlanarak katledildi. Susturucu takılmış Ceska 83 marka silahların kullanıldığı cinayetleri kimse 'görmedi', 'duymadı', 'konuşmadı'. *Berlin’deki iki camiye, yabancıların Almanya’yı altı ay içinde terk etmesi gerektiği, aksi hâlde eyleme geçeceklerini ifade eden bir tehdit mektubu gönderildi. *Nürnberg’te Neumarkt’taki DİTİB derneği binasına ‘Türkler dışarı’ yazısı yazılarak altına kuş ölüsü bırakıldı. *E.O. Plauen adlı ilkokulun Türk öğrencileri, okul gezisi sırasında tramvayda yolcular tarafından ‘Hepinizi kamplara, gaz odalarına sokmak gerekir’ şeklinde sözlerle tehdit edildi. *Münih'teki bir dönerciye giren 6 kişilik grup, dükkan sahibini, işyerini Hitler’in doğum günü olan 20 Nisan’a kadar kapatmazsa ‘yeni kurbanın kendisi olacağı’ şeklinde tehdit etti. *Referandum öncesinde ‘Hayır’ mitingi için toplanan PKK sempatizanlarını cep telefonlarıyla çeken vatandaşlar, Alman polisince uyarıldı. Polis, vatandaşın çektiği görüntüleri sildi ve gurbetçileri tehdit etti.