NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in başkanlığında 30 Kasım ve 1 Aralık'ta düzenlenecek iki günlük toplantıda Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil edecek. NATO toplantısının bir bölümüne ittifak üyesi olmayan Ukrayna ve Gürcistan'ın dışişleri bakanları da katılacak.
Riga'daki toplantının ana gündem maddelerinden birini Rusya'nın oluşturması bekleniyor. Özellikle son haftalarda Rus ordusunun Ukrayna sınırında tahkimat yaptığına yönelik NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ve ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin açıklamalarından sonra Rusya konusu NATO'nun gündemini daha fazla işgal etti.
NATO yetkilileri, Rusya'nın 2014'te ilhak ettiği Kırım içinde ve Ukrayna sınırında yürüttüğü askeri faaliyetlerin şeffaf olmadığını ve soru işaretlerine yol açtığını dile getiriyor.
Genel Sekreter Stoltenberg, Riga buluşması hakkında geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna sınırında tanklar, topçular, zırhlı birlikler, insansız hava araçları ve elektronik savaş sistemlerinin yanı sıra savaşa hazır birlikler bulundurduğunu söyledi.
Sınırda 100 bine yakın Rus askeri bulunduğu tahmin ediliyor
Rusya'nın Ukrayna etrafındaki hareketliliği geçen baharda da dünyanın gündemine geldi. Nisan ayında bölgeye gönderilen Rus askeri sayısının 100 binden fazla olduğu belirtildi. ABD, Avrupa Birliği (AB) ve NATO'dan Rusya'ya yönelik sert tepkiler geldi. Askeri birliklerin tatbikat için bölgeye sevk edildiğini belirten Rusya Savunma Bakanlığı, nisan sonunda tatbikatlarının sona erdiğini ve askerlerin geri çekileceğini açıkladı.
İstihbarat raporlarına dayandırılarak şu anda yine Ukrayna sınırında ve Kırım'da 90 bin ile 100 bin civarında Rus askeri bulunduğuna yönelik tahminler yapılıyor.
Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin (ECFR) Kıdemli Politika Araştırmacısı Gustav Gressel, Rusya'nın askeri tahkimatının kasım başından bu yana hız kazandığını belirtti.
Bu hareketliliğin özel olarak Ukrayna'yı hedef aldığını ifade eden Gressel, açık kaynaklardan alınan bilgilerle Rus birliklerinin Ukrayna sınırı yakınındaki Maslovka ve Rostov'da yoğunlaştığını gördüklerini kaydetti.
Gressel, bu hamlenin muhtemelen Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesine nüfuz etme amacı taşıdığını savundu.
NATO: Kırım'ın ilhakı gibi bir durumun "sonuçları" olur
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, son haftalardaki açıklamalarında sık sık Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakının sonuçları olduğunu, Rusya'ya yaptırımlar uygulandığını hatırlatıyor.
NATO, benzer bir durum Donbas'ta yine yaşanırsa bunun Moskova için "maliyetleri ve sonuçları" olacağını ifade ediyor. NATO yetkilileri, 2014'ten sonra ittifakın doğusundaki hava, kara ve deniz mevcudiyetinin artırıldığını, Karadeniz ve Baltık Denizi'ndeki güçlerin kuvvetlendirildiğini belirtiyor.
NATO'ya göre, bütün bu unsurlar Rusya'nın Ukrayna'ya karşı güç kullanması halinde bunun sonuçları olacağını gösteriyor.
ABD yönetimi de Rusya'nın hamlelerine karşı "her seçeneğin masada olduğu" mesajını veriyor.
Uzmanlara göre Putin Ukrayna ve Batı'ya mesaj veriyor
Ancak bazı uzmanlar, Rusya'nın Donbas bölgesini işgal ve ilhak etmek için "acelesi olmadığı", bölgenin zaten halihazırda Rusya etkisi altında olduğu görüşünü dile getiriyor.
Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi'nden Kıdemli Analist Amanda Paul, Ukrayna sınırındaki gibi faaliyetlerin Rusya'nın "hibrit taktiği" olarak yorumlayan uzmanlardan biri.
Paul, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Burada amaç bölgede istikrarsızlık ve öngörülemez durumlar yaratmak. Aynı zamanda Ukrayna'ya güçlü bir mesaj verme amacı bulunuyor. Ayrıca bölgedeki ülkelere de 'Rusya, bulaşmamanız gereken çok güçlü bir ülkedir' mesajı veriliyor. Putin, bunu AB ve NATO'ya bu konuda hiçbir şey yapamayacaklarını göstermek için yapıyor." dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı tekrar Rusya'nın yörüngesine oturtmak istediği görüşünü dile getiren Paul, "Putin, Ukrayna'nın AB'ye ve NATO'ya üye olma amacından, Avro-Atlantik entegrasyonu hayalinden vazgeçmesini istiyor. Putin, bu amaca ulaşmak için neredeyse her şeyi yapmaya hazır." değerlendirmesini yaptı.
Diyalog imkanı daraldı
NATO, bir taraftan Rusya'ya karşı caydırıcılık ve savunmasını güçlü tuttuğu, diğer taraftan diyaloğa açık olduğu mesajını veriyor.
Ancak ekim ayında NATO, Brüksel'de bulunan karargahındaki Rusya misyonundan 8 kişinin akreditasyonunu casusluk faaliyetleri yürüttükleri gerekçesiyle iptal etmiş, Moskova yönetimi de karşılık olarak NATO'nun Moskova'daki ofisleri ile Rusya'nın NATO'daki misyonunu kapatmıştı. Bu nedenle 2014'te Kırım'ın ilhakından bu yana düşük seyreden diyalog imkanının daraldığı yorumu yapılıyor.
Belarus-Polonya sınırındaki göçmen meselesi de gündemde
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısında masaya gelecek konulardan biri de Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizi olacak.
Başta Belarus'un komşuları Polonya, Litvanya ve Letonya olmak üzere AB ülkeleri, Minsk yönetiminin özellikle bazı Orta Doğu ülkelerinden binlerce kişiyi getirerek sınıra yığdığı, böylece bir göç krizi yaratarak AB'yi istikrarsızlaştırmaya çalıştığı suçlamasında bulunuyor.
Polonya gibi birçok AB ülkesi de Belarus'un bu krizi Rusya'nın desteğiyle çıkardığı suçlamasını getiriyor. Rusya ise bu suçlamayı reddediyor.
NATO ve AB yönetimleri, bu çerçevede Baltık ülkelerine olan desteği göstermek için NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde Litvanya ve Letonya'yı ziyaret etti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in her iki ülkeye birlikte düzenledikleri ziyaretler, Batı'nın Baltık ülkelerine dayanışma mesajı verdi.
Batı Balkanlar
NATO bakanlarının toplantısında Batı Balkanlar da konuşulacak. NATO'nun stratejik önemde gördüğü bölgede son dönemde yaşananlar endişe kaynağı.
Kosova ile Sırbistan arasında taşıtların sınır geçişleri nedeniyle yaşanan kriz ve Bosna Hersek'te Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik'in ayrılıkçı söylemleri, NATO dışişleri bakanlarının masasında olacak.
Toplantının bu bölümüne İsveç ve Finlandiya'nın dışişleri bakanlarının yanı sıra AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de katılacak.
NATO ve AB, böylece Batı Balkanlar'a birlikte destek mesajı vermiş olacak.
Stratejik Konsept ve Afganistan
NATO Dışişleri Bakanları, Riga'daki toplantıda ittifakın yeni Stratejik Konsepti'nin de ilk görüşmesini yapacak.
Yeni belgenin 2010 yılında kabul edilmiş, halihazırda geçerli olan stratejik konseptin yerini alması öngörülüyor. Yeni Stratejik Konsepti'nin NATO'nun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesi yönündeki çalışma bakanlar düzeyinde Riga'da başlatılmış olacak.
Toplantıda, NATO'nun yaz aylarında çekildiği Afganistan'daki son durum da ele alınacak.