Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, "Türk halkının Kudüs davasında durduğu yer çok stratejik, güçlü ve tarihidir." dedi.
Eski Kudüs-Filistin Müftüsü olan ve halihazırda Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanlığı görevini yürüten Şeyh Sabri, Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfının davetlisi olarak geldiği Konya'da yaptığı açıklamada, Türkiye ile Filistin'in bağlarının güçlü olduğuna işaret etti.
"Filistin'in tarihi aslında Osmanlı ve Türkiye'nin tarihidir. Dolayısıyla bu tarih, birbirine geçmiştir." diyen Sabri, şunları söyledi:
"Kudüs'e de baktığınızda Osmanlı'nın, Türklerin, padişahların izlerini daima görürsünüz. Türk halkının Kudüs davasında durduğu yer çok stratejik, güçlü ve tarihidir. Asla durdukları yeri terk etmeyeceğini bildiğimiz bir konumdur. Konya'nın da tarihte bakıldığında Kudüs davasında durduğu yer açıktır, nettir."
Fransa'da yaşanan saldırıların benzerleri yaşanacak
İslam'da "dinde zorlama olmadığı" ilkesine atıfta bulunan Şeyh Sabri, İslam'a ilgi çoğaldıkça Fransa'da olduğu gibi hakaret içerikli saldırıların da arttığını belirtti.
Sabri, İslam ülkeleri arasında bazı ihtilafların yaşanmasına karşın İslam'ın güçlü şekilde varlığını sürdürdüğünü vurguladı.
"Avrupa ve Batı medyasının İslam'a karşı yayınlarının asıl sebebi, bu dini zayıflatabilecekleri düşüncesidir. 'İslam'a, Peygambere ve Kur'an-ı Kerim'e saldırırsak bu din zayıflayacak, insanların gözünden düşecek.' düşüncesine sahipler." ifadelerini kullanan Sabri, bu yayınlar karşısında Müslümanların bir araya gelerek güçlü bir duruş sergilediğini, Müslüman olmak isteyenlerin sayısının arttığını dile getirdi.
"Peygamber Efendimiz, insanlığa bir rahmet olarak gönderildi"
İslam karşıtı yayınlarda ortaya atılan iddiaların İslam'a zıt olduğuna işaret eden Sabri, "Peygamber Efendimiz, sadece Müslümanlara değil, insanlığa bir rahmet olarak gönderildi. Kur'an da insanlığa saadet, huzur ve güven getirmesi için inen bir kitap." dedi.
İslamiyet'in barış ve kardeşlik dini olduğunu vurgulayan Sabri, şunları kaydetti:
"Bütün haçlı seferlerinde ve Fransa'nın yaptığı savaşlarda da görüleceği üzere asıl öldüren, katil olan ve vahşet saçan onlar. Bunu tarih boyunca gördük. Peygamberimize çirkin iftiraların yapıldığı Fransa, tarih boyunca terörizmi, sömürgeciliğiyle biliniyor. Cezayir ve Afrika'da binlerce Müslüman'ı katleden, onların varlıklarına el koyan ve yüzlerce yıldır onları sömüren Fransa'dır. Bu çirkinlikleri en iyi bilen de onlardır. Avrupa'ya karşı mücadelemizi sağlam şekilde yapmamız lazım. Duruşumuzu da sesimizi de yüksek şekilde çıkarmamız lazım. Onlara bu tarihlerini hatırlatıp Müslümanlığın ne olduğunu anlatmamız icap eder."