Kaddafi'nin 2011 yılında devrilmesinin ardından uzun bir istikrarsızlık dönemi yaşayan Libya'da kritik bir döneme girildi.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması' mutabakatı bölgede enerji rezervleri konusunda yapılan birçok planı da alt üst ettiği herkesin malumu.
Libya'daki meşru Trablus yönetimini devirmeye çalışan darbeci Hafter güçleri uzun süredir Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Rusya gibi ülkelerce açıkça destekleniyordu.
"Bölgede anlaşmaya yönelik ilk tepkilere bakıldığında aslında büyük bir kin kusma söz konusudur" ifadesini kullanan Bozbaş, Yunanistan'ın anlaşmayı geçersiz kılmak için atacağı adımlara dikkat çekti:
LİBYA İÇERİSİNDE ÇATIŞMALAR ARTACAK
Doğu Akdeniz'in 2010 yılından itibaren enerji rezervleri konusunda dünya gündemine geldiğini vurgulayan Bozbaş, "2010 yılında itibaren bölgede bir takım dengeler sürekli olarak değişmektedir. Arap baharı ile birlikte bölgeden yaşanan değişimler içerisinde ilk etapta birçok şey Türkiye’nin lehine ilerlemekteydi. Fakat özellikle Mısır’daki darbe girişimi, DEAŞ gibi bir örgütün güçlendirilmesi ve Libya iç savaşında Hafter’in alan kazanması bölgedeki dengeleri bir anda Türkiye aleyhine çevirmişti. Bu anlamda Türkiye bu anlaşma ile yeniden bölgedeki dengeleri kendi lehine değiştirmek için bir adım atmıştır. Bu durum Libya içerisindeki çatışmaları da kızıştırması muhtemeldir. Zira bölgede Türkiye Aleyhine olan diğer tüm ulusal ve uluslararası aktörler Türkiye ile bu anlaşmayı imzalayan Trablus hükümetine karşı duruşlarını sertleştireceklerdir" değerlendirmesinde bulundu.
MISIR'DAN KARŞI BİR HAMLE GELEBİLİR
"Türkiye-Libya anlaşmasına Mısır'ın yaklaşımları nasıl?" sorusuna yanıt veren Bozbaş, Mısır'dan bu anlaşmaya karşı yeni bir hamlenin gelebileceğine dikkat çekti: