Türkiye'nin Libya'ya asker gönderme kararının ardından bölgedeki dengeler büyük ölçüde değişti.
Hafter güçlerinin Trablus'a yönelik saldırılarına sessiz kalan uluslararası toplum, Türkiye'nin çabalarıyla Berlin Konferansı'nda bir araya geldi.
Bilindiği üzere, zirvenin sonuç bildirgesinde Birleşmiş Milletler öncülüğünde bir süreç işleneceği ve önümüzdeki günlerde Cenevre’de askeri komite toplanacağı açıklandı. Almanya Başbakanı Merkel, imzalanan metinlerin BM Güvenlik Konseyi’ne kabul edilmesi gerektiğini ve böylelikle uluslararası resmiyet kazandırılması konusunda mutabık kalındığını kaydetti.
Peki, Libya krizinin BM Güvenlik Konseyi'ne devredilmesi Türkiye için ne anlama geliyor?
Konuyla ilgili yenisafak.com'a değerlendirmelerde bulunan, eski Trablus Büyükelçisi Uluç Özülker, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyesi olmadığını hatırlatarak, "Libya krizi normal şartlarda uluslararası bir plana atılmış bulunuyor. Böylece Libya konusu Rusya ve Türkiye'nin ikili olarak ele alıp üstünlüklerinin sürdürebilecekleri bir ortamdan çıkıyor. BM Genel Sekreteri Guterres bu işi üstlendiklerini ve BMGK dahil gereğini yapacaklarını ifade etti. Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi değil, bu veto sahibi ülkelerin götüreceği bir konuma gidecek gibi gözüküyor" dedi.
"Türkiye haklı ve güçlüyken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne devredildiği taktirde dengeler farklı bir boyuta taşınır diyen" Özülker, şu ifadelere yer verdi:
HAFTER BÜYÜK BÖLÜMÜ KONTROL EDİYOR
Libya'da Hafter güçlerinin ülkenin büyük bölümünü kontrol ettiğini belirten Özülker, şu değerlendirmeyi yaptı:
ORTAK HÜKÜMET ORTAYA ÇIKABİLİR
"Libya'da olası çözüm senaryosu ne olabilir?" sorusuna Özülker, şu yanıtı verdi: