İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, tüm Filistin topraklarını ve Suriye'nin başkenti Şam da dahil olmak üzere komşu Arap topraklarını kapsayacak bir Yahudi devletinin kurulmasını savundu.
Smotrich, Avrupa merkezli Arte kanalında yayınlanan belgeselde, "Yahudi öğretilerine göre İsrail'in sınırlarını Arap topraklarının derinliklerine doğru genişletmeyi umduğunu" ifade etti.
Smotrich "Kudüs'ün geleceğinin Şam'a kadar genişlemek olduğu yazılıdır" ifadelerini kullandı.
Sunucunun "İsrail'ın sınırları deniz ve nehir arasında mı kalacak yoksa genişleyecek mi?" sorusuna Smotrich "Kesinlikle genişleyecek ancak yavaş yavaş" yanıtını verdi.
Ürdün, Lübnan, Mısır, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan toprakları
Belgeselde Smotrich gibi İsrailli siyasetçilerin "vadedilen topraklar" (Arz-ı Mevud) adı altında İsrail'in sınırlarının Ürdün, Lübnan, Mısır, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan topraklarını içerecek şekilde genişlemesi gerektiğine inandığı belirtiliyor.
Smotrich, Terör Devleti İsrail'de Gazze Kasabı Binyamin Netanyahu liderliğindeki kabinenin önde gelen isimlerinden biri.
Aşırı sağcı ve İslam karşıtı görüşleriyle öne çıkan Smotrich daha önce Filistinlilere karşı nefret söylemleriyle gündeme gelmişti.
Arz-ı Mevud neresi?
Hahamlık otoritelerinin 'ideal olarak Yahudi devletine ait' olarak yorumladıkları İsrail topraklarının Kitab-ı Mukaddes'teki sınırlarının bir dizi tutarsız versiyonu dolaşımda.
Bu sınırlar arasında en geniş kapsamlı olanları şu bölgeleri içeriyor:
Güneyde Sina'nın tamamı ve Kahire çevresine kadar Mısır'ın kuzeyinin bir kısmı. Doğuda Ürdün'ün tamamı ve Suudi Arabistan'ın büyük bir kısmı, Kuveyt'in tamamı ve Fırat'ın güneyinde Irak'ın bir kısmı. Kuzeyde Lübnan'ın tamamı ve Suriye'nin tamamı ile Türkiye'nin büyük bir kısmı (Van Gölü'ne kadar) ve batıda Kıbrıs.
Bu sınırlara dayanan, atlaslarda, kitaplarda, makalelerde ve daha popüler propaganda biçimlerinde somutlaşan muazzam bir araştırma ve bilgisel tartışma bütünü, genellikle devlet destekleri veya diğer destek biçimleriyle İsrail'de yayınlanmaktadır.
Kuşkusuz, öldürülen Meir Kahane ve takipçileri ile Gush Emunim gibi etkili kuruluşlar, bu toprakların İsrail tarafından fethedilmesini arzu etmekle kalmayıp, bunu ilahi bir emir olarak görmekte ve Tanrı tarafından destekleneceği için başarılı olacağına inanmaktadır.
Aslında, önemli Yahudi din adamları İsrail'in böyle bir kutsal savaşa girmeyi reddetmesini ya da daha da kötüsü Sina'nın Mısır'a geri verilmesini, Tanrı tarafından adil bir şekilde cezalandırılan ulusal bir günah olarak görmektedir.
Gush Emunim'in en etkili hahamlarından biri olan Kiryat Arba ve El Hall Yahudi yerleşimlerinin hahamı Dov Lior, İsrail'in 1982-1985'te Lübnan'ı fethedememesinin, 'İsrail topraklarının bir kısmını, yani Sina'yı Mısır'a verme' günahı nedeniyle hak ettiği ilahi bir ceza olduğunu defalarca dile getirmiştir.