Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre, İsrail polisinin uyuşturucu madde kaçakçılığı suçlamasıyla Doğu Kudüs'teki Şuafat Mülteci Kampı’nda gözaltına aldığı 22 yaşındaki Filistinli Arva Şeyh Ali'nin duruşması Batı Kudüs Bölge Mahkemesi’nde görüldü.
Filistinli genç, İsrail polisleri tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla gözaltına alındığı sırasında yüzüne bir Davut Yıldızı simgesinin damgalandığını söyledi.
Sosyal medyada yayılan fotoğraflarda, Filistinli gencin yüzünde, Yahudiliğin sembolü olarak bilinen altı köşeli Davut Yıldızı sembolünün izleri açık şekilde görülüyor.
Gazete, haberinde, polisin iddialara karşı mahkemeye “sağlam bir açıklama getiremediğini” aktardı.
Duruşma öncesinde, zanlının avukatı Ekrem Ebu-Libde, polislerin, hukuken zorunlu olduğu halde zanlıyı sağlık kontrolünden geçirmeden nezarethanede tuttuğunu belirtti.
Batı Kudüs Bölge Mahkemesi, Filistinli gencin gözaltındayken İsrail polisi tarafından ciddi şekilde fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiası üzerine, polisin görevi kötüye kullanmasına ilişkin Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma istedi.
Batı Kudüs Bölge Mahkemesi, Şuafat Mülteci Kampı sakini Arva Şeyh Ali'yi ev hapsinde kalmak üzere serbest bıraktı.
Mahkeme, serbest bırakma kararına gerekçe olarak, zanlının dört gün gözaltında tutulduğu koşullara ve polisin görevini kötüye kullanmasına işaret etti.
Zanlıya, gözaltında ciddi şiddet uygulandığının açık olduğunu bildiren Mahkeme, zanlının sağlık kontrolünden de geçirilmediğini doğruladı.
Adli Tıp, polisin bahanesini yalanlıyor
Öte yandan İsrail polisi, tutuklunun iddialarına karşılık, şüphelinin tutuklanmaya direndiğini ve yüzündeki Davut Yıldızı yarasının büyük olasılıkla memurlardan birinin giydiği bir "giysiden", özellikle de ayakkabısının bağcık bölümünden kaynaklandığını ileri sürdü.
Ancak Adli Tıp Kurumu, iddia edilen ayakkabı ve bağcıklar ile zanlının yüzündeki iz arasında hiçbir eşleşme bulunmadığını bildirdi.
Yediot Aharonot'un haberinde ifadelerine yer verilen Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Avner Rosengarten, bu işaretin, esnek ve yumuşak olduğu için ayakkabı ile baskı yaparak oluşturulamayacağını, “metalik bir araç veya alet tarafından oluşturulduğunun anlaşıldığını” vurguladı.
Rosengarten, “Polisin iddialara çok hızlı yanıt verdiğini ve aceleci davranarak verdiği ifadenin yanlış olduğunu” belirtti.
Polis, gözaltı sırasında kameraları çalıştırmadı
Mahkemede ayrıca, gözaltı işlemine 16 polisin katılmasına rağmen, diğer polis şiddeti iddialarında yaşandığı gibi, hiçbir memurun vücut kamerasının aktif olmadığı ortaya çıktı.
Öte yandan, Adalet Bakanlığına bağlı Kamu Savunma Kurumu’nun Gözaltı Birimi Müdür Yardımcısı Avukat Danny Bar-David, Ali’nin gözaltı işlemine katılan 16 polisin oldukça tecrübeli memurlar olduğuna işaret ederek, tüm bu memurların operasyonu belgelemek için vücut kameralarını çalıştırmamayı seçmesinin oldukça sıra dışı olduğuna dikkati çekti.