BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, İsrail'in Gazze'de savaş suçu işlediğine dair hazırlanan Goldstone raporuna dair kendi değerlendirmesini bugün BM Genel Kurulu'na sunacak. Nihai karara yaklaşılan bugünlerde ve İsrail'in uluslararası mahkemede sorgulanmasına dair umutlar bir hayli artmışken ABD İsrail'i raporun sonuçlarından kurtarmak için karekete geçti. Beyaz Saray Tel Aviv yönetimine rapora karşı ellerinde bir savunma gerekçesi olması için Gazze ablukasını kısmen hafifletmesini önerdi. İsrail parlamentosunun geçtiğimiz Salı gününden itibaren kapalı kapılar ardında ve gece yarılarına kadar süren toplantılarla bu konuyu görüştüğü ortaya çıktı.
SADECE DİSİPLİN CEZASI
Ban Ki Moon'un raporunu sunacağı bugün de İsrail kabinesinden 7 bakanın yeniden olağanüstü toplanacağı ifade edildi. BM hem İsrail'den hem de Gazze'deki Hamas yönetiminden, geçen yılki Gazze katliamıyla ilgili rapor sunmalarını istemişti. İsrail geçen hafta sunduğu raporunda, katliamda fosfor bombası kullanan iki üst düzey askeri yetkilisine disiplin cezası verildiğini belirtmişti. Sadece disiplin cezası verilmiş olması kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Genel Sekreter, şu ana kadar İsrail, İsviçre ve Filistin yönetiminden talep edilen raporların kendisine sunulduğunu söyledi. Hamas ise rapor sunmayı reddediyor. İki tarafın açıklamalarını aldıktan sonra Ban Ki Moon'a, kendi raporunu sunması için 5 Şubat 2010'a kadar süre tanınmıştı.
Rapor neden önemli?
Prof. Dr. Richard Falk: “Güney Afrika Anayasa Mahkemesi eski yargıcı, Lahey'deki Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı ve apartheid karşıtı aktivist Richard Goldstone, geçtiğimiz kış üç hafta süren Gazze işgali esnasında İsrail ve Hamas tarafından işlenen savaş suçlarını araştıracak olan BM keşif heyetinin başkanlığı görevini isteksizce kabul ettikten sonra “Nedeni, hukukun üstünlüğüne ve savaş hukukuna inancım ve çarpışma bölgelerindeki sivilleri mümkün olduğunca koruma görevi” demişti. Goldstone'un kararını karmaşıklaştıran, hiç şüphesiz, Yahudi olması ve İsrail'le ve Siyonizm'le olan kuvvetli duygusal ve ailevî bağlarıydı. Rapor, eleştirilerini, İsrail'in aşırı ve hedef gözetmeyen güç kullanımına yoğunlaştırıyor. Bunu, sivilleri ve askerî olmayan bazı hedefleri konu alan bir dizi vakayı incelemek suretiyle gerçekleştiriyor. Rapor, aynı zamanda, dikkati, Dökme Kurşun Harekâtı'nın öncesinde, harekât sırasında ve sonrasında uygulanan ve gıda, benzin ve tıbbî teçhizatın girişini sınırlayan kanunsuz ablukaya çekiyor. Böylesi bir abluka apaçık toplu cezalandırma anlamına geliyor ve 4. Cenevre Sözleşmesi'nin bir işgal kuvvetinin yasal sorumluluklarına dair 33. maddesiyle yasaklanmış durumda.
BM sistemi veya Cenevre ne yaparsa yapsın bu raporun ağırlığı dünya kamuoyunda hissedilecek. Gazze Savaşı'ndan bu yana İsrail'e Yahudi desteği azalıyor ve İsrail, bundan sonra daha da zorlanacağa benzer. Filistinliler, gittikçe, bu ikinci silahsız savaşın galibi durumuna geliyorlar. Güney Afrika'daki apartheid rejimini beklenmedik bir şekilde sonlandıran, küresel politik savaş alanında verilen böylesi bir savaştı ve bu, İsrail'in güvenlik algısına, silahlı Filistin direnişinden çok daha tehlikeli gelmeye başladı. Ama sonuçta, Goldstone Raporu, İsrail'in Gazze ablukasının karşısında durmak konusundaki uluslararası reddi kırmaya ya da Birleşmiş Milletler'i, İsrail'in acımasızlığına anlamlı şekilde karşı çıkmaya razı etmeye yetecek gibi durmuyor.”