Terör devleti İsrail, 200 günü aşkın süredir Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği ölüm yöntemlerine bir yenisini daha ekledi. Gazze Şeridi'nin merkezinde bulunan Nusayrat kampında İsrail askerleri, gece geç saatlerde ağlayan, yardım isteyen, çocuk ve kadınların seslerini kullanarak, yardıma koşan Filistinlileri tuzağa düşürüyor. Hiçbir aydınlatmanın olmadığı yerde yardım için çıkan siviller keskin nişancılar ve insansız hava araçları (quadcopter) tarafından vahşice öldürülüyor. Kamp sakinlerinin, ifadelerine göre yankılanan bu sesler İsrail ordusunun önceden kaydettiği seslerden oluşuyor.
KORKUTARAK SİNDİRİYORLAR
Son zamanlarda Gazze’nin birçok bölgesinde yayılan bu ölüm yöntemi aynı zamanda silah, çatışma, patlama, askeri araçların hareket seslerinin yanı sıra İbranice ve Arapça şarkıların ses kayıtlarını da içeriyor. Geceleri tamamen karanlıkta yaşayan siviller, elektriklerin uzun zamandır bölgeye verilememesinden kaynaklı internet kullanamıyorlar ve bu yaşananlar dünya ile bağlantılarının tamamen kopuk olduğu saatlere denk geliyor. Sivilleri psikolojik olarak sindirme amacıyla yapılan bu tuzak hamleler, bölgedeki birçok insanın öldürülmesine ve yaralanmasına neden oluyor.
SİVİLLER TUZAĞA DÜŞÜRÜLÜYOR
Nusayrat Kampı'nın yanı sıra Refah bölgesinde de bu ölüm tuzakları işgalciler tarafından uygulanıyor. Gece yarısı çadırında oturan kamp sakinlerinden Selame Ammoud, “Bir anda dışarıdan kızların ve kadınların ‘Bana yardım edin” dedikleri çığlık seslerini duyduk. Sesin nereden geldiğini bulmak için herkes dışarı çıktığında etrafta araçlar yoktu fakat bir anda insansız hava araçları ile üzerimize ateş açıldı” dedi. İki kişinin yaralandığını kaydeden Ammoud, yaralılara yaklaşamadıklarını söyledi.
SİVİLLER, PUSUDA BEKLENİYOR
Bir başka Filistinli ise yaşanan vahşeti şu sözlerle anlattı: “Yaklaşık 10-15 dakika yardım isteyen ve çığlık atan insanların sesi devam ediyor. İnsanların dışarı çıktıklarında üzerilerine ateş açıldığını gördükten sonra dışarı çıkamaz olduk. Ve bu seslerin İşgalciler tarafından ses kayıtlarını olduğunu fark ettik. Bu yüzden artık geç saatlerde dışarı çıkmıyoruz.”