İran’da muhafazakar aday, Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, 13’üncü Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak ülkenin 8’inci Cumhurbaşkanı oldu. Yoğun boykot altında yapılan seçimlerde 61 yaşındaki Reisi, resmi sonuçlara göre 28 milyon 600 bin oydan 17 milyon 800 binini alarak seçimi kazandı. Resmi kayıtlarda 59 milyon 310 bin seçmenin bulunduğu ülkede seçimlere katılım yüzde 48,22 düzeyinde kaldı. Ayrıca seçimde sandıklardan 4 milyon 100 bin geçersiz oyun çıktığı da belirtildi. Seçim öncesinde özellikle reformist kanada yönelik yoğun baskının boykotta önemli rol oynadığı belirtiliyor. Reisi’nin seçilmesiyle İran’da muhafazakarlar iç ve dış politikada gücünü tahkim etmiş oldu.
RAKİPLERİNE FARK ATTI
RUHANİ’DEN ZİYARET
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de açıklanan sonuçlara göre cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi’yi makamında ziyaret etti. Ruhani, 45 gün sonra görevi Reisi’ye devredeceğini açıkladı. Diğer adaylar da yaptıkları açıklamalarla Reisi’yi tebrik etti.
MUHALİFLERE GÖRE KATLİAM AYETULLAH’I
İbrahim Reisi, İran devrim lideri Humeyni’nin talimatıyla 1988 yılında hapisteki rejim muhaliflerinin idam kararını veren komitede yer aldı.
ABD’NİN YAPTIRIM LİSTESİNDE
Siyasi tutukluların idam edilmesinde ve 2009’daki sosyal çalkantıların bastırılmasında oynadığı rol nedeniyle Kasım 2019’da ABD Hazine Bakanlığı Reisi’yi, ülkedeki sıradan suçlulara yönelik idam kararları dolayısıyla yaptırım listesine aldı.
HAMANEY’İN YERİNE EN BÜYÜK ADAY
Devletin adamı halka uzak
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Hakkı Uygur, gazetemize İbrahim Reisi’nin ülkesinin 8’inci Cumhurbaşkanı olmasını değerlendirdi. Seçim sürecinde yaşananlara dikkat çeken İRAM Başkanı Uygur, İbrahim Reisi’nin ciddi bir seçim mühendisliğinin sonucunda cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, “Önce kuvvetli adaylar elendi. Katılım oranları düşürüldü. Ahmedinejad gibi popülist rakipleri elendi ve tamamen önü açıldı. Dolayısıyla iç politika açısından daha düşük bir meşruiyeti temsil ediyor olacak” dedi. “Buna karşın Reisi’nin devlet üstündeki gücü (Ruhani ile kıyaslandığında) çok daha fazla. Bütün devlet kurumlarının desteğini arkasında hissedecek” diyen Uygur, “Aslında organize bir operasyon. Tek bir kişinin seçilmesi değil, İran iç politikası açısından daha büyük anlamlara geliyor” değerlendirmesini yaptı. Muhafazakar Reisi’nin Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin İran’ın Batılı ve komşu ülkelerle ilişkisine etkisini de değerlendiren Hakkı Uygur, Viyana’da ABD ile devam eden nükleer müzakerelerden bir anlaşma/uzlaşma çıkacağını zannetmediğini, sınırlı ve kısa bir anlaşmanın olabileceğini belirterek, “İran’da iş başına yeni gelen hükûmet Batı’ya karşı çok daha mesafeli, çok daha temkinli olacak” yorumunu paylaştı. Reisi ile birlikte Tahran’ın özellikle komşu ülkelerle ilişkilere daha fazla önem vereceğini kaydeden Uygur, “Zira Batı ile ilişkileri, dünya ile ilişkileri çok rahat olmayan bir İran için komşular özel önem taşıyacaktır” sözlerini kullandı. “Türkiye, Irak, belki Birleşik Arap Emirlikleri gibi, hatta Suudi Arabistan gibi ülkeler İran için oldukça hayati önem kazanacak” diyen Uygur, Reisi’nin Türkiye ile ilişkileri riske atmak istemeyeceğini belirtti.