İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ‘ahlak güvenliği polisi’ tarafından gözaltında tutulurken hayatını kaybetmesi ile başlayan protestolar devam ediyor. İran güvenlik güçlerinin sert müdahalesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 200’ü aştı, yüzlerce protestocunun da gözaltına alındığı belirtiliyor. Peki İran’da ne oluyor? Bu olaylar Amini’nin hayatını kaybetmesi ya da başörtüsü zorunluluğu yüzünden mi başladı? Bu soruları, bazıları ülkelerini terk etmek zorunda kalan İranlılara sorduk.
PROTESTOLAR KAÇINILMAZDI
Defalarca gözaltına alınıp tutuklandığı için ülkeyi terk ekmek zorunda kalan Güney Azerbaycan Merkez Partisi Başkanı Salih Karmani, konunun sadece Mahsa Amini meselesi olmadığını, İran’da biriken sosyal ve ekonomik sorunlar olduğuna işaret etti. “Bu protestoların çıkması kaçınılmazdı. Kovid-19 nedeniyle sadece ertelenmişti” ifadelerini kullanan Karmani, şöyle devam etti: “İşsizlik, ekonomik sorunlar, ülkede yaşayan milliyetlere yönelik baskıcı politikalar, kadınlara verilmeyen haklar ve daha pek çok konudan dolaya ciddi toplumsal huzursuzluk vardı. Kovid-19’un ortadan kalkmasıyla huzursuzlukların bir gerekçeylle sokağa taşması kaçınılmazdı. Daha önce de sokaklarda pek çok gösteriler yapılmıştı. Ancak bu kez daha geniş alanlara yayıldı. Kadınlar ve gençlerin önderliğinde yürütülüyor.”
DIŞ GÜÇLER MESAJI VERİLİYOR
İran rejiminin gösterileri durdurmak için olayların arkasında ‘dış güçler var’ mesajı yaymaya çalıştığını vurgulayan Karmani, “Devrim Muhafızlarının yayın organlarında olayların arkasında İsrail, Türkiye ve Azerbaycan’ın olduğu yalanı yayılıyor. Azerbaycan’dan silahlar gönderildiği yönünde haberler yapılıyor” diye konuştu.
1 AY SONRA YENİDEN ÇIKABİLİR
Güney Azerbaycanlı aktivist Elyar Makuyi de İran’da özgürlük alanında büyük sıkıntılar olduğunu belirterek, “Rejimi yönetenlerin ekonomik refahına rağmen halkın derin bir yolsuzluk içinde olması, yeni cumhurbaşkanı ile kadın haklarının daha da gerilemesi gibi pek çok sebep var. İran yönetimi olayları şimdi bastırsa bile bu sorunlar çözülmediği müddetçe gösteriler devam eder. 1 ay sonra yeniden gösteriler çıkabilir mesela. Ama artık İran’ın eskisi gibi olmayacağı muhakkak. İran yönetiminden de geri adım anlamına gelen açıklamalar yapılıyor” dedi. Gösterileri yönlendirmeye çalışan yabancı güçler olduğunu da ifade eden Makuyi şunları kaydetti: “Güney Azerbaycan’daki gösterilerde Suudi Arabistan ve ABD’liler Türkleri yönlendirmeye çalıştı, buna müsaade edilmedi. Ancak İran rejimi buna rağmen çok sayıda Türk aktivisti gözaltına aldı.”
SOKAĞA ÇIKMAK ÖLÜMDÜR
Güvenlik nedeniyle ismini vermeyen İranlı akademisyen O.E. ise İran’da toplumsal şartların çok ağır olduğunu söyledi. O.E. şu ifadeleri kullandı: “Her alanda ağır baskı rejimi var. İnsanların günlük yaşantısı bile güvenlik meselesi görülüyor. İran’da sokağa çıkmanın anlamı ölümdür. Burada iki tür ölümden bahsediyoruz. Birisi bildiğimiz biyolojik ölüm. Diğeri sosyolojik ölüm. Yani sokağa çıkarsanız fişlenirsiniz, işten çıkarılırsınız. Ekonomik olarak, siyasi olarak ölürsünüz. Böyle bir sosyolojik durum var. Sosyal medya tehdit olarak görülüyor, insanlar sudan bahanelerle gözaltına alınıyor. Bunların hepsi sokağı hareketlendiriyor.”
Cadı avı başladı