Linguistik alanında doktorası olan Dr. Selman Azami, Liverpool Hope Üniversitesi'nde İngiliz Dili alanında öğretim üyesi. Azami, İngilizlerin mültecilere yönelik sahte merhametine çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Azami, İngiltere'nin bu tavrının halkın duygularını da tahrip ettiği görüşünde.
Azami'nin analizi şöyle:
"İngiltere'nin, Calais mülteci kampından alma sözü verdiği çocuklarla ilgili medyada koparılan fırtına, haberlerin sunum tarzı ve dil, okuyucuların İslam ve Müslümanlar aleyhinde saldırgan ve önyargılı yorumlarda bulunmalarına sebep oluyor. Çocukların yaşlarını tespit edebilmek için diş testi yapılması çağrısında dahi bulunan bazı siyasiler ve basın kuruluşlarının bu tavrı, İngiliz halkının dayanışma duygularını tahrip ederken ülkeyi de giderek daha 'tahammülsüz' hale getiriyor.
Bazı medya kuruluşları ve siyasetçilerinin AB referandumu sonrasında mülteci çocuklara yönelik takındığı tavır, "geleneksel İngiliz merhamet kültürünün" azalmasıyla ilgili endişeleri artırdı.
Buna rağmen bazı sağ-kanat politikacıları ve The Sun ve The Daily Mail gibi medya kuruluşları, bu çocuklardan bazılarının yaşlarıyla ilgili tartışma üzerinden kıyameti kopardılar. Sadece bu da değil, mültecilere destek olan Lilly Allen ve Gary Lineker gibi ünlüler, yazılı medyada olduğu kadar sosyal medyada da yerden yere vuruldular ve The Sun daha da ileri giderek Lineker'ın BBC'den atılması çağrısında bulundu. İnsanların yaşını tespit etmekte profesyonel bir yetkinliği olmayan medyadaki bu tiplerin, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın en büyük mülteci krizinin yaşandığı bir zamanda, İngiliz hükumetinin yaptığı bu minicik merhamet jestinin altını oymaya çalışmak gibi bir düşüklüğe tenezzül edebilmesi gerçekten çok şaşırtıcı.
Bu çocukların son birkaç yılda geçirdiklerine benzer sadece tek bir gün geçirmeyi akıllarının ucundan geçirebilirler mi acaba? Peki bu durumda, nasıl oluyor da çocukların kaç yaşında olduklarına dair böyle ahkam kesebiliyorlar? Neresinden bakarsanız bakın, bu insanlara karşı yumuşak davranmak konusunda pek de ünü olmayan İçişleri Bakanlığımızın, mültecilerin yaş tespitine yönelik çok sıkı bir takım prosedürleri var. Ölüm korkusu, açlık, fiziksel ve zihinsel stres gibi unsurlar insanların dış görünüşünü etkiliyor ve bu çocukların hepsi, ebeveynlerinden ayrılmanın yanında, bir de bütün bu zorlukları yaşadılar. Bizzat dişçilerin, diş testinin yaş tespitinde etkili bir yöntem olmadığını söylemesine rağmen, Muhafazakar Parti'den bir milletvekili ve bu medya kuruluşlarından bazıları, bu çocukların yaşını tespit edebilmek için diş testi yapılması talebinde bulundular. Buna rağmen medyada bir takım fotoğraflar basılıyor ve bunların kesinlikle çocuk olmadığı ifade ediliyor.
Geçtiğimiz aylarda yayınlanan 'Medyada Din Temsilleri: Linguistik Bir Analiz' isimli kitabımda, medyanın farklı dinlerle ilgili internette yayınladığı makalelere yapılan yorumları ve bu yorumlarda kullanılan dili ve bu dilin dinler hakkındaki kamuoyunu nasıl etkilediğini tahlil etmiştim. Mesela, İslam'da cinsiyet meseleleriyle ilgili The Daily Mail'de çıkan bu tarz bir makalede, sunum tarzı ve dil, okuyucuların İslam ve Müslümanlar aleyhinde saldırgan ve önyargılı yorumlarda bulunmalarına sebebiyet verdi. Bu yorumlardan bazılarına baktığımızda, muhtemelen makalenin bütünü dahi okunmadan, sadece kışkırtıcı başlık okunduktan sonra yazıldıkları anlaşılıyor.
İngiliz medyasının mülteci algısı
Aynı yaklaşımı kullanarak, The Sun'da mülteci çocuklar meselesiyle ilgili yayınlanmış iki makaleye gelen 10 yorumu inceledim. Makalelerden biri şarkıcı Lilly Allen'la, diğeri de eski futbolcu ve şimdilerde BBC'de sunuculuk yapan Gary Lineker'la ilgiliydi. Lilly Allen'ın Calais'deki mülteci çocukların perişanlığını anlatırken TV'de ağlaması ve İngiltere adına özür dilemesiyle ilgili olarak The Sun'ın başlığı, Allen'ın "timsah gözyaşları" döktüğü ima ediyor ve dilediği özrü de "çok çirkin" olarak niteliyordu. Bu makale hakkındaki ilk on yorumun sekizinin hem Allen hem de mültecilerle ilgili epeyce menfi olduğu görülüyordu.
The Sun'ın Gary Lineker'la ilgili makalesinde ise kendisinden (alaycı bir tarzda) "leftie luvvie Lineker" (solak âşık çocuk Lineker) olarak bahsedilmiş ve bir yardım kuruluşunun mülteci bir çocuğunun kimliğiyle ilgili attığı bir tweeti RT etmesinden dolayı BBC'nin kendisini kovması çağrısında bulunulmuştu. Bu makale hakkındaki ilk on yorumdan dokuzu son derece saldırgan bir üsluptaydı ve okuyuculardan bazıları, işi mültecileri potansiyel terörist olarak nitelendirmeye kadar vardırmıştı.
Bu örnekler, şimdiden tamamen kontrolden çıkmış ve hiçbir dinme emaresi de göstermeyen bir insani krize sırtlarını çevirme konusunda, sistem tarafından bir şekilde mağdur edilmiş sokaktaki vatandaşı kışkırtmak için, bir takım medya kuruluşlarının nüfuzlarını nasıl da kullandıklarını gösteriyor. Halk politikacılara öfke duyuyor ve medya, kamuoyunu İngiltere'nin bu krizde oynaması gereken merhametli rolle ilgili olarak ikna edeceğine, bu tarz haberler ve yayınlar yaparak sadece nefrete, önyargıya ve yabancı korkusuna daha geniş bir alan açıyor.
The Sun'da Lineker'la ilgili çıkan diğer makaleyle ilgili, kullanıcı adı "speediedixon" olan bir kişinin yorumu bu anlatmaya çalıştığım tavrın güzel bir özeti niteliğinde: "Kepçe kulak, gıdaklayan bir palyaço! Bu kaçak göçmen müslüman yetişkinler ... üzgünüm, [bu] çocuklar radikalleştirilmiş uyuyan bir müslüman terörist olmanın arefesinde oldukları bir yaştalar! Müslüman bir terörist olduğu için kim bir çocuğu sorguya çekecek? Hepimiz bunun çok büyük bir risk olduğunu biliyoruz çünkü inernet sürekli olarak Müslüman çocuk ve kadın teröristlerin en iyi bildikleri şeyi yapmalarını gösteriyor!"