İngiltere'de minare korkusu

İngiltere'nin Lancashire kentine bağlı Blackburn'da 150 bin kişilik nüfusun dörtte birinin Müslüman​ olması bölgedeki ırkçı ve İslam karşıtlarını ayaklandırdı. Şehirde yer alan camilerin şehrin siluetini bozduğunu öne süren İslam karşıtı gruplar, bölgede birçok ailenin Asya kökenli Müslüman nüfusun yoğunlaşması sebebiyle evlerini terk etiklerini iddia etti.

Yeni Şafak
Tepelerinde hilal bulunan minareler, ırkçı ve İslam karşıtlarının tepkisine neden oluyor

İngiltere'nin Kuzey Batı bölgesinde bulunan ve İslam karşıtlığı ile tanınan Lancashire'ın merkezi konumundaki Blackburn'da yapılan bir araştırma İngiltere'nin Müslüman nüfusu hakkında ilginç bir sonuç ortaya koydu.

150 bin kişinin yaşadığı Blackburn ilçesinin yaklaşık dörtte biri Müslüman ve ilçede 40'tan fazla cami bulunuyor. Müslüman nüfus Whalley Range, Audley ve Bastwell gibi bölgelerde yoğunlaşıyor.

Daily Mail'de yer alan habere göre Entegrasyon müdürü Dame Louise Casey tarafından hazırlanan raporda, Müslüman nüfusun çoğunluğu İngilizleri endişeye sürüklüyor. Blackburn'da, etnik azınlıkların, özellikle de Pakistanlı Müslümanların yoğunlaşması üzerine bir çalışma yapılmaya karar verildi.

Söz konusu raporda, şehrin siluetinde kendini göstermeye başlayan ve gökyüzüne yükselen cami ve beraberindeki minareler, ırkçı ve İslam karşıtlarının tepkisine neden oluyor. Bölge halkı, önceden Blackburn'deki değirmen bacalarının yerini tepelerindeki hilalleri bulunan minarelerden rahatsız.

Blackburn'un Bastwell Yolu'nda yaşayan Donna Phillips, bölgedeki birçok İngiliz ailenin Asya kökenli nüfusun yoğunlaşması sebebiyle evlerini terk etiklerini iddia etti. Asya'dan İngiltere'ye yerleşen ailelerin neredeyse hepsi aynı bölgede yaşıyor. Müslüman aileler cami etrafında yerleşmeyi tercih eidyor.

Casey raporunda, radikal olarak niteledikleri Müslüman grupların ırkçı tavır içerisinde "gerici, bölücü ve zararlı" kültürel ve dinsel uygulamalarda bulunabilme durumunun söz konusu olabileceği iddia etti. Kamu kurumlarının Müslümanlara karşı tolerans tanıdığı ve onları küçümsemediği için suçlu olduğunu söyleyen Casey ardarda gelen tüm hükumetlerin kitlesel göçle baş edememesinin yanı sıra Müslüman mahallelerin gettolara dönüştüğünü öne sürdü.