İngiltere’de Bakanlar Kurulu, ülkenin Avrupa Birliği ile vardığı Brexit anlaşmasına onay verdi.
İngiltere Başbakanı Theresa May, 5 saatten fazla süren kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin AB ile vardığı Brexit anlaşma taslağını onayladığını duyurdu.
Anlaşmanın bakanlar arasındaki "uzun ve ayrıntılı" bir tartışmanın ardından onaylandığını belirten May, "Kesinlikle inanıyorum ki bu (anlaşma) İngiltere'nin bütününün çıkarlarına en uygun olanı." dedi.
İngiltere ile AB’nin yürüttüğü Brexit müzakerelerinde dün üzerinde anlaşmaya varılan metin kamuoyuyla henüz paylaşılmadı.
Ancak metinden basına sızan ayrıntılara göre, İngiltere’nin birlikten resmen ayrılacağı 29 Mart 2019’dan sonra bir “geçiş süreci” başlayacak. İngiltere’nin AB üyeliğine özgü avantaj ve yükümlülüklere sahip kalacağı bu süreç 2020 Aralık sonuna kadar devam edecek.
Bu süreçte İngiltere ile AB arasında, tarafların gelecekte ticari ilişkilerine ve Kuzey İrlanda’nın konumuna ilişkin kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması halinde “tedbir maddesi” yürürlüğe girecek. Maddeye göre, yeni anlaşma için görüşmeler sürerken, İngiltere’nin bütünü, AB ile Gümrük Birliği içinde kalmaya devam edecek.
Tedbir maddesi ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ve İngiltere’ye bağlı Kuzey İrlanda arasında fiziki sınır ve gümrük duvarı girmesi engellenmiş olacak. Ancak İngiltere’deki ve Kuzey İrlanda’daki sert Brexit yanlıları, bu maddeyle ülkenin süresiz biçimde AB kurallarına bağlı kalacağı itirazını dile getiriyor.
Uzun yıllar süren ayrılıkçı terörün ardından Kuzey İrlanda’ya barışı getiren Belfast Anlaşması'na (Hayırlı Cuma Anlaşması) göre, iki İrlanda arasında fiziki sınır olmaması gerekiyor.
Anlaşma taslağına göre, İngiltere tedbir maddesinden tek taraflı olarak da çekilemeyecek. Bu, İngiltere’nin AB’den “anlaşmasız ayrılık” seçeneğinin de Gümrük Birliği bağlamında rafa kalkması anlamına gelecek.
Bugüne dek “Anlaşmasız ayrılığın kötü bir anlaşmadan daha iyi olduğunu” söyleyen May, yaz aylarında bürokrasiye anlaşmasız ayrılığa hazırlanmaları talimatı vermişti. İngiliz basınında bugün May’in “Kötü anlaşmayı anlaşmasız ayrılığa tercih ettiği” yorumlarına yer verildi.
Bakanlara istifa çağrısı
May hükümetinin temmuz ayında yeni Brexit yaklaşımını açıklaması üzerine görevlerinden istifa eden eski Brexit Bakanı David Davis ve eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson, kabineyi Brexit anlaşmasına karşı "isyana" ve istifaya çağırmıştı.
May hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda'nın İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) de Brexit anlaşmasını parlamentoda desteklemeyeceği sinyalini verdi. Kuzey İrlanda'nın Protestan kesimini temsil eden DUP, Kuzey İrlanda ile İngiltere arasına gümrük duvarı sokacak çözümlere de İngiltere'yi fiilen AB içinde tutacak seçeneklere de itiraz ediyor.
Geçen yıl yapılan erken seçimde parlamentodaki çoğunluğunu kaybeden Muhafazakar Parti için DUP’un 10 milletvekilinin oyları kritik önem taşıyor.
Kabinenin onayını alan Brexit anlaşmasının İngiliz parlamentosunun da onayını alması gerekiyor. Parlamentonun onay vermemesi durumunda ülkeyi yeni bir hükümet krizinin veya yeni bir Brexit referandumunun beklediği yorumları yapılıyor.
İngiltere'de son olarak cuma günü ulaştırmadan sorumlu Devlet Bakanı Jo Johnson, Brexit gerekçesiyle istifa etmişti.
Boris Johnson'ın kardeşi olan Jo Johnson, hükümetin Brexit yaklaşımının ülkeye ekonomik olarak zarar vereceğini belirterek Brexit konusunda yeni bir referandum yapılması çağrısında bulunmuştu. Jo Johnson, Brexit referandumu sürecinde ülkenin AB'de kalmasından yana tavır almıştı.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi de May'in Brexit anlaşmasını parlamentoda desteklemeyeceği sinyalini verdi. May’i ülkenin 2 yılını müzakerelerde boşa harcamakla suçlayan İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, varılan anlaşmayı “başarısızlık” olarak nitelendirdi. İşçi Partisi içinde de "sert" ve "yumuşak" Brexit yanlıları ile Brexit'e tamamen karşı milletvekili grupları olduğu biliniyor.
Brexit süreci