Rusay ve Esed rejiminin Astana mutabakatını hiçe sayarak İdlib'e yönelik düzenlediği son saldırılar hem bölgede insani bir krize yol açtı, hem de 8 numaralı TSK gözlem noktasının çevrelenmesine neden oldu.
Bu gelişmenin ardından kuvvet komutanları ile birlikte Hatay sınırında denetlemelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Gözlem noktalarımız bulundukları yerlerde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Gözlem noktalarındaki arkadaşlarımız bulundukları yeri sonuna kadar savunacaktır. TSK olarak gözümüz onların üzerindedir. 24 saat onları takip ediyoruz" mesajını verdi.
Rusya ve Esed rejiminin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde kurduğu gözlem noktalarını işlevsiz hale getirmeye çalıştığının altını çizen Özkizilcik, şu ifadelere yer verdi:
"Rusya ve Esed rejimi bunu ilk olarak taciz atışlarıyla sağlamak istedi. Türk Silahlı Kuvvetleri bu tacizlere sert karşılık verdi. Böylece Türkiye'nin bu gözlem noktalarını boşaltmayacağını anladılar. Bu sefer yeni bir stratejiye geçtiler. Bu yeni stratejileri Türkiye'nin gözlem noktalarından ayrılmasını sağlamayı değil, gözlem noktalarını işlevsiz kılmayı hedefliyor"
TSK tarafından kurulan gözlem noktalarından bazılarının çevrelendiğine dikkat çeken Özkizilcik, "Bu yolla Esed rejimi bölgede Türkiye'nin pozisyonunu zayıflatmak istiyor. Psikolojik üstünlük elde etmek için ' şeklinde hareket ediyorlar. Türkiye'nin Suriye'deki pozisyonunun zayıflatarak, İdlib'de daha rahat ilerlemeyi planlıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Rusya ve Esed rejiminin askeri çözümün gölgesinde bir 'siyasi çözüm' istediğinin altını çizen Özkizilcik'a göre, İdlib'den gelecek 2 milyon mülteci Türkiye'deki siyasi ve sosyal dengeleri etkileyecek.
TÜRKİYE İDLİB'DE NELER YAPABİLİR?
Türkiye'nin Rusya ve Esed rejiminin saldırılarının engellemek için atabileceği adımlar olduğunu vurgulayan Özkizilcik, olası 3 senaryoyu şöyle anlattı: