Pakistan ve Hindistan arasında doğrudan veya dolaylı oluşturduğu gerginlikler sebebiyle 4 defa savaş çıkmasına ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Keşmir meselesi iki ülke için en önemli konuların başında geliyor.
Müslüman Keşmir'in Hindu kralı
Ülkedeki yüzlerce prenslikten biri olan Keşmir, nüfusunun büyük bir bölümü Müslüman olmasına rağmen Hindu kral Hari Singh tarafından yönetiliyordu.
Bağımsızlık sonrası Hindistan veya Pakistan'a katılmak veya bağımsız bir devlet olmak konusunda kararsız kalan Singh, Pakistan'ın saldırısı sonucu Hindistan'a rücu ederek Yeni Delhi yönetiminden askeri destek istemek zorunda kaldı. Böylelikle Keşmir, 26 Ekim 1947 tarihli Katılım Anlaşması ile Hindistan'a bağlandı.
Konunun 1948'de Birleşmiş Milletler'e (BM) taşınması sonrası BM, 21 Nisan 1948'de bölgedeki halkın özgürce hangi ülkeye katılmak istediğine dair bir plebisit yapılması çağrısında bulundu.
Hindistan, Pakistan askerlerinin bölgeden çıkmadan bir plebisit yapılmasına karşı çıkıyordu. Pakistan ise bölgeden çıkması halinde Hindistan'ın Keşmir'in tamamını ele geçirmesinden endişe ediyordu. Keşmir halkının hangi ülkeye katılmak istediğine karar vereceği plebisit, hiçbir zaman uygulanmadı.
Çin'in dahil olması
Keşmir veya Keşmir'in oluşturduğu gerginlikler sebebiyle Hindistan ile Pakistan arasında 1947-1948, 1965, 1971 ve son olarak 1999'da savaş çıktı.
Çin ile Hindistan arasında 1962'de çıkan savaş sonrası Pekin yönetimi, Tibet'in uzantısı olduğunu ileri sürdüğü Aksai Çin adlı bölgeyi ele geçirdi. Pakistan, kendi kontrolündeki Keşmir'in küçük bir bölümünü 1963'te Çin'e verdi. Bu tarihten itibaren Çin yönetimi de Keşmir meselesinin taraflarından biri oldu.
1980'li yılların sonu halk ayaklanmalarına sahne oldu
1980'li yılların sonuna doğru Hindistan kontrolü altındaki Cammu Keşmir'de kitlesel halk ayaklanmaları baş gösterdi.
Şiddet eylemleri, siyasetçilere yönelik suikastler, adam kaçırma ve benzeri olaylar had safhadaydı.
İki ülkenin 1990'ların sonunda peş peşe nükleer silah denemesi yapması, olası bir savaşın boyutları konusunda endişelere yol açtı.
2000'li yıllardaki diyalog çabalarından ise bir sonuç alınamadı.
BJP yönetimi
Hindistan Halk Partisi (BJP), 1990'lı yıllarda, Cammu Keşmir'e özel statü tanıyan 370'inci maddenin kaldırılmasını ve böylelikle bölgenin ülkeye entegrasyonunun sağlanacağına ilişkin beyanlarda bulundu.
Hindu milliyetçiliğini savunan ve idolojisini bunun üzerine oturtan BJP, 2014'te Başbakan Narendra Modi liderliğinde iktidara geldi. Parti, geçen mayıs ayındaki genel seçimlerde vekil sayısını daha da artırarak iktidarını korudu. Modi'nin seçim vaatleri arasında Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılması da yer alıyordu.
Eyalet, 31 Ekim 2019'da resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh "Birlik Toprağı" statüsünde iki bölgeye ayrıldı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırdı. Sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirildi ve bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alındı.
Geçen 6 aylık sürede gözaltında tutulanlar arasında bölgenin eski başbakanlarından Faruk Abdullah ile oğlu Ömer Abdullah ve Mehbuba Müfti'de bulunuyor.
Nükleer risk
Pakistan, 5 Ağustos'tan bu yana Cammu Keşmir'de olanlardan ötürü Hindistan ile olası savaşa karşı uyarıda bulunuyor.
Güney Asya'da barışın anahtarı, bugün güzelliğiyle ziyaret edenleri büyüleyen ve cennet vadi olarak anılan Keşmir'de 70 yılı aşkın süredir devam eden sorunun çözülmesine bağlı bulunuyor.
"Keşmir Dayanışma Günü"
Pakistan, 1989'da, 5 Şubat'ı, 73 yıldır çözüme kavuşturulamayan Keşmir sorununa dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için "Keşmir Dayanışma Günü" ilan etmişti.
Keşmir Dayanışma Günü ile, Cammu Keşmir'de Hint yönetimi altında bulunan Keşmir halkıyla dayanışma gösterilmesi, kendi kaderlerini tayin etme hakkı için verdikleri mücadelenin desteklenmesi ve bölgedeki çatışmalarda hayatını kaybeden direnişçi ve sivillerin anılması hedefleniyor.