Sömürgecilerin Afrika’yı terk edişinin üzerinden hepi topu 20 yıl geçmişti. Libya’da askeri darbe yapıp iktidarı ele geçiren Kaddafi’nin, güney komşusu Çad’ı kendi kaderine bırakmaya niyeti yoktu. Fransa ile Libya anlaşmış 16. enlemi sınır belirleyip Çad’ı aralarında ikiye bölmüştü.
Güney Çad, Fransa’nın kontrolündeyken kuzey, Libyalı askerler tarafından kontrol ediliyordu.
Büyük oranda milisler tarafından kontrol edilen Çad’ın kaderini de Libya’daki gibi başka bir askeri darbe değiştiriyordu. Fransa destekli Hissene Habre Çad Başkanlığına atanırken durumdan hoşnut olmayan Libya destekli milisler de bu sefer ona karşı yeni bir askeri darbe düzenledi. Başarısız bu darbe girişiminin ardından Libya ile Çad arasındaki statüko bozulmuş Çad, Libyalı askerlerin kontrol ettiği kuzeye saldırı başlatmıştı.
Savaş esiri Hafter
Libya’nın teslim bayrağını çekmesinin arkasındaki en önemli sebeplerden biri ise bu kayıplar değil esir düşen askerlerden biriydi. Çad’daki tüm askeri operasyonları yöneten komutanları da esir düşen askerlerin arasındaydı:
Kaddafi bunu çok büyük bir ulusal utanç olarak kabul edip çekilme planını ortaya atarken Hafter, savaş esiri olarak Çad’ın elinde bulunuyordu. Çad’ın yalnızca bin askerini kaybedip Libya’yı hezimete uğratmasının sebebi her türlü zırhlı araç ile donanmış güçlü ordusu muydu?
Çadlılar savaşa tanklar ve zırhlı araçlarla girmek yerine çiftçilerin kullandığı bir pick up olan Toyota Hilux ile orduyu yönetiyorlardı.
Üzerinde herhangi bir zırh olmayan bu savunmasız araçların en önemli avantajı ise tanklara karşın çölde son derece hızlı olması ve hareket kabiliyetinin üst düzey olması. Çad ordusu elinde bulunan 400 Toyota pick-upı anti-tank füzeler ve uçaksavarlarla donatmıştı.Küçük bir taktik detay ile hız avantajını ele geçiren Çad bunun karşılığında Libya ordusunu paralize etmişti.
32’ye yakın hava gücü ile 800’e yakın tankın yok edildiği bu savaşın adı da zaferi kazandıran araçla anılmaya başladı: Büyük Toyota Savaşı
Artık her yol Roma’ya çıkmıyor
Bu, dünya savaş stratejilerine Kuzey Afrikalıların ilk soktuğu taktik değildi.Bundan 2200 yıl önce başka bir Kuzey Afrikalı Hannibal babasına verdiği Roma’yı yıkma sözünü tutmak için filleriyle İtalya’ya girmişti.
Kartaca ordusunun ikmal yollarını yakıp yıkan, tarımı yok edip küçük gruplar halinde saldırmayı amaçlayan bu taktik bugün birçok terör örgütü tarafından hala kullanılıyor. Vur-kaça dayanan Fabian stratejisinin bugünkü en önemli silahları ise Çad’tan sonra örgütlerin kullanmaya başladığı .
Çad, savaş esiri Hafter’i Fransa’nın araya girmesiyle serbest bırakıp ABD’ye gitmesine izin verdi.
Fransızlar bu adamın bir gün işlerine yarayacağını düşünüyordu. Haksız da çıkmadılar. Hafter bugün sahibi Fransa’ya için Libya’da görevini yapıyor. Bundan 2200 yıl önce Scipio, Kuzey Afrika’yı işgal ederken yerli halkları satın almıştı.
Kartaca’nın müttefiki olan Numidia’lı Masinissa Afrika’ya ihanet etmiş Avrupalıların kıtayı işgal etmesine zemin hazırlamıştı. Romalıların kıtadaki ilk işi ise tarım yapılan topraklara tuz döküp bölgeyi en büyük zenginliğinden yoksun bırakmak olmuştu.
Bugün ise bölgenin en büyük zenginliği petrol ve Avrupalıların Roma hayallerinden vazgeçmeye niyeti yok. Dün topraklarına tuz döküp fakirleştirdikleri halkın bugün petrolüne göz dikenlerin karşısında ise bölgeyi 400 yıl yöneten bir güç var: Türkiye.
Tarih, Hafter ile tekrarlanırken Türkiye’nin devreye girmesi ile hikayenin akışı değişti. Avrupalıların da bölgedeki tasmasını tuttukları Hafter’in de yeni bir gerçek olduğunu fark etmesi gerekiyor:
Artık her yol Roma’ya çıkmıyor....