Üç İranlı kaynağa göre İran lideri Ali Hamaney, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı İsrail saldırısında öldürülmeden günler önce Lübnan'dan kaçması konusunda uyardı. Kaynaklara göre Hamaney şimdi de İsrail'in Tahran'daki üst düzey hükümet kademelerine sızmasından endişe duyuyor.
Reuters'a konuşan üst düzey bir İranlı yetkili, 17 Eylül'de çağrı cihazlarıyla yapılan saldırının hemen ardından Hamaney'in bir elçiyle mesaj göndererek Hizbullah genel sekreterinden İran'a gelmesini istediğini, İsrail'in Hizbullah içinde ajanları olduğunu ve onu öldürmeyi planladığını öne süren istihbarat raporlarına atıfta bulunduğunu söyledi.
Yetkili, habercinin İran Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Abbas Nilforuşan olduğunu ve Nasrallah'ın sığınağının İsrail bombalarıyla vurulduğu sırada yanında bulunduğunu ve kendisinin de öldüğünü söyledi.
Üst düzey bir İranlı yetkili, Cumartesi gününden bu yana İran içinde güvenli bir yerde bulunan Hamaney'in Salı günü İsrail'e yaklaşık 200 füze atılması emrini bizzat verdiğini söyledi. Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada saldırının Nasrallah ve Nilforuşan'ın ölümlerine misilleme olduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca Hamas Lideri İsmail Haniye'nin Temmuz ayında Tahran'da şehit edilmesi ve İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarına da atıfta bulunuldu.
1980'lerde İran'ın desteğiyle kurulan Hizbullah uzun zamandır "Direniş Ekseni"nin en güçlü üyesiydi.
Dört Lübnanlı kaynağa göre bu kargaşa Hizbullah'ın yeni bir lider seçmesini de zorlaştırıyor çünkü devam eden sızmaların halefini riske atacağından korkuluyor.
İsveç Savunma Üniversitesi'nde Hizbullah uzmanı olan Magnus Ranstorp, Hizbullah'a verilen derin hasarın İran'ın İsrail topraklarını vurma kapasitesini azalttığını belirterek, “Temel olarak İran on yıllardır sürdürdüğü en büyük yatırımını kaybetti” dedi.
“Bu İran'ı derinden sarstı. İran'ın içine nasıl sızıldığını da gösteriyor: Sadece Nasrallah'ı öldürmekle kalmadılar, Nilforuşan'ı da öldürdüler” diyor Hamaney'in güvenilir bir askeri danışmanı.
Ranstorp, Hizbullah'ın askeri kapasitesini ve lider kadrosunu kaybetmesinin İran'ı, vekil güçlerinin yükselişinden önce daha sık başvurduğu İsrail elçiliklerine ve yurtdışındaki personeline yönelik saldırılara itebileceğini söyledi.
İran'da gözaltı operasyonları
İkinci bir üst düzey İranlı yetkili, Nasrallah'ın ölümünün İranlı yetkilileri, Devrim Muhafızlarından üst düzey güvenlik yetkililerine kadar İran'ın kendi saflarındaki olası sızmaları kapsamlı bir şekilde soruşturmaya sevk ettiğini söyledi.
İlk yetkili, özellikle yurtdışına seyahat eden ya da İran dışında yaşayan akrabaları olan kişilere odaklandıklarını söyledi.
Yetkili, Tahran'ın Lübnan'a seyahat eden bazı Devrim Muhafızı üyelerinden şüphelendiğini de ekledi. Yetkili, bu kişilerden birinin Nasrallah'ın nerede olduğunu, özellikle de belirli yerlerde ne kadar kalacağını sormaya başlamasıyla endişelerin arttığını sözlerine ekledi.
İlk yetkili, İran'ın istihbarat birimlerinde alarm verilmesinin ardından bu kişinin diğer birkaç kişiyle birlikte gözaltına alındığını söyledi. Şüphelinin ailesinin İran dışına yerleştiğini belirten yetkili, şüphelinin ya da akrabalarının kimliğini açıklamadı.
İkinci yetkili suikastın Tahran ile Hizbullah arasında ve Hizbullah içinde güvensizliğe yol açtığını söyledi.
Yetkili, “Her şeyi bir arada tutan güven ortadan kalktı” dedi.
İran'ın müesses nizamına yakın üçüncü bir kaynak ise Dini Lider'in “artık kimseye güvenmediğini” söyledi.
İki Hizbullah kaynağı ve Lübnanlı bir güvenlik yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Temmuz ayında Hizbullah komutanı Fuad Şükür'ün bir Devrim Muhafızları komutanıyla görüşürken Beyrut'ta gizli bir yere düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülmesinin ardından Tahran ve Hizbullah içinde Mossad'ın olası sızmaları konusunda alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Bu saldırıdan birkaç saat sonra Hamas lideri Haniye Tahran'da suikasta sonucu şehit edildi.
Haniye'nin şehadetinden farklı olarak İsrail, Şükür'ün öldürülmesinin sorumluluğunu açıkça üstlendi.
İsrail ordusu, Şükür'ün Hizbullah'ın hassas güdümlü füzeler de dahil olmak üzere en üst düzey silahlarının geliştirilmesinde kilit rol oynadığını ve Şii grupların geçtiğimiz yıl İsrail'e karşı yürüttüğü operasyonlardan sorumlu olduğunu söyledi.
İran'ın İsrail'in üst kademelerine sızmasından duyduğu korku yıllar öncesine dayanıyor. İran'ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad 2021 yılında CNN Türk'e verdiği demeçte, Mossad ajanlarını hedef alması beklenen bir İran istihbarat biriminin başkanının kendisinin de İsrail casusluk teşkilatı için çalışan bir ajan olduğunu söylemiş ve İsrail'in İran'ın nükleer programıyla ilgili hassas belgeleri ele geçirdiğini ifade etmişti ki bu, İsrail'in programla ilgili çok gizli belgeleri ele geçirdiği 2018 baskınına bir göndermeydi.
Yine 2021 yılında, İsrail'in görevden ayrılan istihbarat şefi Yossi Cohen, BBC'ye yaptığı açıklamada, bir depodan gizli belgelerin çalınmasında 20 İsrailli olmayan Mossad ajanının yer aldığını söyleyerek söz konusu operasyonla ilgili ayrıntılar vermişti.
Çağrı cihazı uyarısı
İlk yetkili, Hamaney'in Nasrallah'ı İran'a davet etmesinin, Hizbullah tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazı ve telsizin 17 ve 18 Eylül'deki ölümcül saldırılarda patlamasının ardından geldiğini söyledi.
Yetkili, Tahran'ın Hizbullah saflarına sızabilecek kişilerle ilgili ciddi endişelerine rağmen Nasrallah'ın güvenliğinden emin olduğunu ve yakın çevresine tamamen güvendiğini söyledi.
Hamaney ikinci kez denedi ve geçen hafta Nilforuşan aracılığıyla Nasrallah'a bir mesaj daha ileterek Lübnan'ı terk etmesini ve daha güvenli bir yer olarak İran'a taşınmasını istedi. Ancak yetkili Nasrallah'ın Lübnan'da kalmakta ısrar ettiğini söyledi.
Yetkili, çağrı cihazı patlamalarının ardından Tahran'da Hizbullah ve Nasrallah'ın güvenliğini görüşmek üzere birkaç üst düzey toplantı yapıldığını söyledi, ancak bu toplantılara kimlerin katıldığını söylemekten kaçındı.
Lübnan'daki üç kaynağın verdiği bilgiye göre, Hizbullah, aralarındaki İsrail casuslarını temizlemek için büyük bir soruşturma başlattı ve çağrı cihazı patlamalarının ardından yüzlerce üyesini gözaltına alıp sorguladı.
Bir Hizbullah kaynağı, soruşturmayı üst düzey bir Hizbullah yetkilisi olan Şeyh Nebil Kavuk'un yönettiğini söyledi.
Kaynak, Nasrallah suikastından bir gün sonra bir İsrail baskınında öldürülmeden önce Kavuk'un üzerinde çalıştığı soruşturmada ciddi ilerleme katedildiğini söyledi.
Geçen hafta başında düzenlenen bir başka saldırıda da Hizbullah'ın soruşturmaya dahil olan diğer üst düzey komutanları hedef alınmıştı.
Kaynak, Nasrallah ve diğer komutanların öldürülmesinin ardından “daha derin ve kapsamlı bir soruşturma” ve tasfiyeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Şii toplumuna ve Hizbullah'a odaklanan Janoubia (Cunubiye) adlı haber sitesinin genel yayın yönetmeni Ali el Emin, Hizbullah'ın çağrı cihazı skandalının ardından yüzlerce kişiyi sorgulamak üzere gözaltına aldığına dair haberler geldiğini söyledi.
Yedi kaynak, Nasrallah'ın komuta merkezindeki derin sığınağında öldürülmesinin şokunu yaşayan Hizbullah'ın İsrail'in örgüte ne kadar başarılı bir şekilde sızdığını gördüğünü söyledi.
Beyrut'taki Carnegie Orta Doğu Merkezi'nin İran ve Hizbullah odaklı araştırma direktör yardımcısı Muhenned Hacı Ali, saldırıyı Hizbullah'ın 1980'lerde İran'ın desteğiyle kurulmasından bu yana “İsrail'in en büyük istihbarat sızması” olarak tanımladı.
Güven kaybı
Hizbullah içinde yaşanan gelişmeleri bilen dört kaynağa göre İsrail'in saldırısı ve Hizbullah'a yönelik daha fazla saldırı korkusu, İran destekli grubun Nasrallah'ın liderlik statüsüne yakışacak ölçekte ülke çapında bir cenaze töreni düzenlemesini de engelledi.
“Bu koşullarda kimse cenaze törenine izin veremez” diyen bir Hizbullah kaynağı, yetkililerin ve dini liderlerin merhum lideri gerektiği gibi onurlandırmak için öne çıkamadığı durumdan yakındı.
Geçen hafta öldürülen birkaç komutan Pazartesi günü gizlice gömüldü ve çatışma sona erdiğinde uygun bir dini tören yapılması planlanıyor.
Lübnanlı dört kaynağa göre Hizbullah, Nasrallah'ı geçici olarak gömmek ve durum düzeldiğinde resmi bir cenaze töreni düzenlemek için dini bir fetva çıkarma seçeneğini değerlendiriyor.
Hizbullah'ın, muhtemelen Nasrallah'ın yerine geçecek kişiyi İsrail'in hedefi haline getirmekten kaçınmak için resmi olarak ilan etmekten kaçındığını söylediler.
El Emin, “Yeni bir Genel Sekreter atamak, İsrail'in ona suikast düzenlemesine neden olabilir” dedi ve ekledi:
“Grup, öldürüldüğünü görmek için birini atayarak daha fazla kaos riskini göze alamaz.”