ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan Yahudi yerleşim birimlerini artık yasa dışı olarak görmediklerini açıklaması gözleri yeniden bu bölgelere çevirdi. İsrail’in 1967’den bu yana inşa ettiği yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri, işgalci yönetim tarafında, Filistin’de işgalin yayılmasında ve Filistin topraklarını Yahudileştirme politikasında bir koş başı olarak kullanılıyor. Bu yerleşim birimlerinde Yahudi olmayanların yaşamasının yasak olması da, İsrail’in apartheid politikasının nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.
262 YAHUDİ YERLEŞİM BİRİMİ
Batı Şeria’nın güneyindeki Kefar Atsiyon Yahudi yerleşim birimi, İsrail’in 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin hemen ardından kurduğu ilk Yahudi yerleşim birimi olarak kabul ediliyor. İsrail tarafından kapatılan Harita Derneği Eski Müdürü ve Yahudi Yerleşim Birimleri Uzmanı Halil Tüfekçi’nin aktardığına göre Batı Şeria’da 252, Doğu Kudüs’te 10 Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerleşimler, egemen bir Filistin devletinin de kurulmasını imkansız hale getiriyor.
YERLEŞİMCİ SAYISI HIZLA ARTTI
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME ENGEL
Filistinlilere göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim birimleri, sıradan yerleşim alanlarından daha çok yolları, üniversiteleri, okulları ve sağlık kuruluşlarının olduğu komple bir sömürge sistemi haline geldi. Uluslararası camiaya göre de İsrail’in Filistin toprakları üzerinde inşa ettiği Yahudi yerleşim yerleri “yasa dışı” olup, taraflar arasında barışı tesis edecek iki devletli çözüme giden yoldaki en büyük engellerden biri. Önceki gün bu yerleşim yerlerini “yasal olarak kabul ettiklerini” açıklayan ABD ise bunun tek istisnası haline geldi.