ABD’nin Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıma kararına tepki gösteren İslam ülkelerinin liderleri bugün İstanbul’da bir araya geldi. Zirveden ise tarihi bir karar çıktı. İİT, Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdı.
Peki Doğu Kudüs tam olarak nerede? Geçmişinde neler var? İşgalci İsrail'in zulmü ne zamandır devam ediyor? Yakından bakalım.
Doğu Kudüs'ü ilk İngilizler işgal etti
Doğu Kudüs; 1917’de Osmanlı hakimiyetinden çıktığından beri zor günler yaşıyor. İngiliz manda yönetiminin bir asır önce şehri işgal etmesi, Filistinliler için de bir nevi sürgün ve savaşların başlangıcı oldu. İsrail'in 1948'de şehrin batısını ele geçirdi.
Elli yıldır işgalci İsrail'in zulmü altında
Yarım asırlık işgalin en yakıcı şekilde hissedildiği yer ise Doğu Kudüs. İsrail, 50 yıl önce bugün Doğu Kudüs'ü işgal ederek bitmeyen bir kavganın da fitilini ateşlemiş oldu. Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 7 Haziran 1967’den bu yana Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerini sürdürüyor.
1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan sonra İsrail, Doğu Kudüs’ü işgal ederek kentin tamamını ele geçirdi ve başkent ilan etti. Aynı yıl, İsrail Kudüs’ün batı bölümünde bir mahalle kurdu, Kudüs’teki kutsal mekanları her dinin kendi kuruluşlarına vererek Kudüs’ü fiilen üçe böldü.
Statü meselesi
Doğu Kudüs'ün statüsü Filistin-İsrail meselesinin çözümünün önünde duran en büyük engellerden biri. Birleşmiş Milletler'in (BM) tarihi Filistin topraklarını Yahudiler ve Araplar arasında pay etmek üzere yayımladığı 1947 tarihli planda, Kudüs'ün özel bir statüye tabi tutularak uluslararası toplumun kontrolüne verilmesi öngörülüyordu. Kudüs'e verilen bu özel statünün sebebi üç semavi din için de kutsal şehir olmasından kaynaklanıyor.
İsrail meclisi 1980'de kabul ettiği bir yasayla Kudüs'ü doğusuyla batısıyla İsrail'in "birleşik başkenti" ilan etti. Böylece Doğu Kudüs'ün ilhakı resmiyet kazanmış oldu. Buna karşılık BM Güvenlik Konseyi BMGK, 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararı kabul etti.
İsrail'in Doğu Kudüs'ü fiilen ilhak etmesine rağmen burada yaşayan Filistinliler İsrail vatandaşı sayılmıyor ve vatandaşlık haklarından yararlanamıyor.