Ermenistan’ın uzun süre işgal ettiği Karabağ ile ilgili müzakerelere 1991-1997 yıllarında katılan Liparityan, BBC’ye verdiği mülakatta, Ermenistan’ın Karabağ politikalarına ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a yönelik eleştirilerde bulundu.
Karabağ konusunun iki ana unsuru olduğunu anlatan Liparityan, "Bunlar, Dağlık Karabağ'ın statüsü ve Azerbaycan'a ait olup Ermenistan güçlerinin kontrolü altında olan 7 bölgenin durumu. Uluslararası toplum, bize 30 yıldır Karabağ'ın bağımsızlığını tanımayacağını söyledi." diye konuştu.
"7 BÖLGEYİ GERİ VERMEMİZ BEKLENİYORDU"
Türkiye, Rusya, ABD, Fransa ve İran’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü üzerinden seçenekler sunduğunu belirten Liparityan, "Dünyada hiç kimse bu yedi bölgeyi tutacağımızı beklemiyordu. Her zaman belirli koşullar altında geri verilmelerini bekliyorlardı." dedi.
"AZERBAYCAN ASKERİ OLARAK ÇOK GÜÇLENDİ"
Bu şartları kabul etmenin Ermenistan için adil olup olmadığının bir önemi bulunmadığına işaret eden Liparityan, "Ermenistan için adil olup olmaması onların sorunu değil. Uzlaşmaya giden süreci ne kadar uzattıysak, savaş o kadar yaklaştı ve bu savaşı kazanma şansımız da o kadar azaldı." değerlendirmesinde bulundu.
"HESABI YANLIŞ YAPTIK"
Liparityan, Paşinyan’ın Karabağ konusunda yaptığı hatalara dikkati çekerek, "Paşinyan, Dağlık Karabağ'ın statüsü ile ilgili bir anlaşma olmadan, Azerbaycan'ın ciddiye alınamayacağını ve müzakerelerin anlamsız olduğunda ısrar etti. Bu durumun bir savaşı gerektirmesi halinde ise savaşa hazır olduğunu düşündü." şeklinde konuştu.
Söz konusu yaklaşımın, Ermenistan yönetiminin son 25 yıldır sergilediği yaklaşım olduğunu anlatan Liparityan, “Şimdi de yapılan yanlış hesapları görüyoruz. Bunlar önemli boyutta hatalardı. Tüm yönleriyle baktığımızda, savaşı 30 yıl önce kazanmadığımız gibi kazanamayacağımız çok açıktı. Ayrıca Karabağ savaşının dördüncü gününde Paşinyan’ın bu konuda uyarıldığını da öğrenmiş olduk.” ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE VE AZERBAYCAN'I KIŞKIRTTIK"
Savaş öncesinde yapılan hataların önemine de işaret eden Liparityan, şu ifadeleri kullandı: