Suriye'nin İdlib kentindeki Barihsa bölgesinde gecenin sessizliğini önce F-15 savaş uçakları, ardından taarruz helikopterleri, özel kuvvetleri indiren Skorsky'ler ve patlama sesleri bozdu. Tüm bunlar yaşanırken dünya, son yılların en kanlı terör örgütlerinden biri olan DEAŞ'ın 1 numaralı ismine operasyon düzenlendiğinden henüz habersizdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Az önce çok büyük bir şey oldu' tweetinin ardından ilk olarak ABD kaynakları, ardından dünyanın önde gelen haber ajansları ve Suriye yerel unsurları söz konusu operasyonun DEAŞ'ın lideri Ebu Bekir el-Bağdadi'ye karşı yapıldığını duyurdu. İlk gelen görüntülere göre ABD kuvvetleri operasyon bölgesini yerle bir etmiş, 7 kişi hayatını kaybetmiş ve taş üstünde taş kalmamıştı.
Bağdadi öldü. DEAŞ nasıl bir yol izleyecek?
Bağdadi'nin öldürülmesinin hemen ardından akıllara gelen ilk soru 'Peki şimdi DEAŞ nasıl bir yol izleyecek. Geride kalan teröristler ne yapacak' sorusu oldu. Yenisafak.com, bu soruyu Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar ile konuştu.
"DEAŞ Lideri'nin ortadan kaldırılması iki farklı tarafta popülist bir dalgaya sebebiyet verecek" ifadesini kullanan Ağar, şunları söyledi:
"Lideri öldürülen tayfa ve bu lideri öldüren tayfa söz konusu operasyonun popülist etkisilerinden yararlanacak.
Önce işin terör örgütü boyutuna bakalım. Lideri öldürülen terör örgütlerinin saman alevi gibi parlamak isteyeceği, 'etki üretmek, bitmediğini, var olduğunu göstermek isteyeceği' bir dönem yaşamak isteyeceği görülüyor. DEAŞ'ın da kısa zaman içinde bu tarz bir etki üretmesi muhtemel. sonrasında süreç yine rutine dönecektir.
ABD Başkanı Trump'a seçim öncesinde ciddi katkısı olacak
Abdullah Ağar, işin diğer tarafında ise 'öldüren' tayfanın nasıl etkileneceğine de değinerek, "ABD Başkanı Trump, seçimlerde bu operasyonun kendisine kazandıracaklarını mutlaka kullanacaktır. Seçimlerde mevcut başkana mutlaka etkisi olacak kadar büyük bir operasyondan ve isimden bahsediyoruz" dedi.
Dış güçler için kullanışlı bir maymuncuk oldu
DEAŞ'ın gerek Irak, gerek Suriye, gerek farklı coğrafyalarda 'istikrarsızlık üretmek ve bu istikrarsızlığı bahane ederek Batılı güçlerin müdahalesini meşru kılmak için' kullanışlı bir maymuncuk olduğunun altını çizen Ağar, sözlerine şöyle devam etti:
"Sina Yarımadası'ndan Nijerya'ya, Afganistan'dan Hindistan'a kadar çok fakrlı coğrafyalarda bunu gördük. Toplamda şu ana kadar 7 farklı ülkede 'maymuncuk' görevini yerine getirdiler. Orada terör ürettiler ve dolayısıyla batının müdahalesi için temel gerekçe oldular.
DEAŞ'ın toplumsal desteği halen var
Türkiye düşmanlarının ihtirasları gözlerini kör etmiş
Terörist Bağdadi'nin öldürüldüğü yer Reyhanlı'ya, dolayısıyla Türkiye sınırı oldukça yakın bir bölge. Olayın duyulmasının hemen ardından özellikle sosyal medyada başlatılan 'Bu kadar yakın olduğuna göre demek ki himayesinde Türkiye de rol oynuyordu' şeklindeki asparagas haberleri de sorduğumuz Ağar, "Bu mantıkla bakacaksak Kamışlı da bizim sınırımızın dibinde. Oradaki teröristleri de mi biz himaye ediyoruz? Türkiye düşmanlarının ihtirasları gözlerini kör etmiş. Gerçeği göremiyorlar" dedi.
DEAŞ'ın direncini Türkiye kırdı
Ağar son olarak Türkiye ve DEAŞ arasında yaşananlara da vurgu yaparak, "Bu örgütün kırılma noktası El Bab'dır. DEAŞ'ın inanç-moral-güven-kuvvet direnci orada kırılmış ve geri toparlanamamıştır. Türkiye'nin burada yaptıklarından sonra gittikleri hiçbir yerde tutunamadılar ve bugünki durumlarına geldiler" ifadesini kullandı.