ABD’nin 20 yıllık Afganistan işgali 11 Eylül saldırılarının yıldönümüne günler kala sona ererken, Washington’un çıkmasıyla oluşacak güç boşluğunu üç ülkenin dolduracağı değerlendiriliyor. Çin, Rusya ve Pakistan’ın, Afganistan’daki gidişatı öngörerek, son aylarda Taliban’la çeşitli seviyelerde teması artırdığı biliniyor. Üç ülkenin Kabil büyükelçilikleri de hizmet vermeye devam ediyor. Kabil’in 15 Ağustos günü Taliban güçlerince ele geçirilmesinin ardından bu temaslar daha da yoğunlaştı. Afganistan’a komşu ülkelerde, Tek Yol Tek Kuşak projesi kapsamasında devasa ekonomik yatırımlara sahip olan Çin yönetimi, Kabil merkezli yaşanacak bir istikrarsızlığın bu projeler için bir güvenlik tehdidi oluşturmasının yanında Afganistan içinde doğacak yatırım fırsatları, özellikle alt yapı ve zengin maden rezervi alanındaki projelere ilgi duyuyor.
TANIMA HAZIRLIĞI
TEMKİNLİ POLİTİKA
ABD sonrası Kabil üzerinde etkisini artırmak isteyen bir diğer ülke ise Rusya. Moskova, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasını zafer havasıyla değerlendirirken, Taliban yönetimiyle ülkenin bir güvenlik sorunu oluşturmasının önüne geçmek amacıyla temas trafiğini de artırmış durumda. Moskova’nın reelpolitik bir stratejiyle, Taliban’ın Orta Asya içlerine yönelik terör tehdidini önlemesi karşılığında diplomatik temas vaadinde bulunuyor. 30 yıl önce tıpkı ABD gibi Afganistan’ı terk etmek zorunda kalan Moskova şimdi Kabil’de siyasi varlığını canlı tutmak da istiyor. Öyle ki, Rusya’nın Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, “gerekli şartları sağlaması halinde” Kabil’de yeni yönetimi tanıyabilecekleri ihtimalinden söz etti.