Halkbankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatlarından Victor Rocco, "Karar hayal kırıklığı yarattı. Atilla masum ve mücadelesine devam edecek." dedi.
New York'ta görülen davada jürinin Atilla hakkındaki kararını açıklanmasın ardından savunma avukatları gazetecilere açıklamalarda bulundu.
11 Nisan'da Atilla'nın alacağı cezaya karar verilecek duruşmanın ardından temyize gideceklerini söyleyen Rocco, "Karar hayal kırıklığı yarattı. Atilla masum ve mücadelesine devam edecek." dedi.
Bu davanın Atilla ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını ve Rıza Sarraf'ın şovu olduğunu vurgulayan Rocco, "Atilla garip bir oyunun kurbanı oldu." ifadesini kullandı.
"Jürinin Sarraf'a inanması hayal kırıklığı yarattı"
Savunma avukatlarından Cathy Fleming ise Atilla'nın gerçek bir beyefendi olduğunu belirterek, "Jürinin Sarraf'a inanması ve resmi görememesi hayal kırıklığı yarattı." değerlendirmesinde bulundu.
Hakan Atilla hakkındaki kararını açıklayan jüri, 5 suçtan suçlu bulduğu Atilla'yı "kara para aklama" suçlamasından suçsuz buldu.
Buna göre Atilla, kendisine atfedilen "ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmek", "ABD'yi aldatma suçuna iştirak etmek", "ABD bankalarını dolandırmak", "ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmek", "kara para aklama suçuna iştirak etmek"ten suçlu bulundu.
Atilla, "kara para aklamak" suçlamasından ise suçsuz bulundu.
Kararın açıklanmasının ardından ilk defa mahkeme salonuna gelen Atilla'nın eşi Burçin Atilla gözyaşlarına hakim olamadı.
"Hatalı yargılama" talebi ikinci kez reddedilmişti
Savunma makamı, 19 Aralık'ta Atilla'nın çapraz sorgusu sırasında savcılığın sanığa yönelttiği bir soruya itiraz etmiş ve mahkemeye ikinci kez "hatalı yargılama" yapıldığı gerekçesiyle dilekçe sunmuştu.
İtiraz dilekçesinde Atilla'nın avukatları savcılığın çapraz sorgusunda "Atilla'nın İran yaptırımlarını ihlal ettiğini savunan 17-25 Aralık'tan sonra eski Bankalar Yeminli Murakıbı, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi Osman Zeki Canıtez tarafından hazırlanan raporu sunduğunu", bu raporun deliller arasında yer almamasına rağmen jüri önüne getirildiğini ve bunun jüri üyelerini yanlış yönlendirdiğini savunmuştu.
Davanın yargıcı Richard Berman, Atilla'nın "tamamen adil ve şeffaf bir şekilde" yargılandığı ve çapraz sorgusu sırasında sanıktan bu rapora ilişkin soruyu cevaplaması istenmediği gerekçesiyle "hatalı yargılama" itirazını kabul etmedi.
Savunma makamının FETÖ mensubu, firari eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz'ın "çalıntı deliller sunması" ve "yanlış ifade vermesi" nedeniyle mahkemeye yaptığı hatalı yargılama" itirazları da reddedilmişti.
ABD’nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanan ve 19 Mart 2016’da ABD’de tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf’ın yargılanmasına kısa bir süre kala 26 Ekim 2017’da hakkındaki suçlamaları kabul edip savcılıkla işbirliğine gitmesiyle, 27 Mart’tan beri New York’ta tutuklu bulunan Halk Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, davanın tek sanığı olarak yargılanmıştı.
Davada, FETÖ firarisi eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz tanık olarak dinlenmişti. Savunma makamı, Türkiye'den yasadışı yollarla kaçan ve beraberinde mahkemede delil olarak kullanılan belgelere "çalıntı" olduğu gerekçesiyle itiraz etmiş ancak Yargıç Berman, Korkmaz'ın tanıklığını "hukuk kurallarına uygun bulmuştu.
FBI'dan Korkmaz'a 50 bin dolar
Duruşmalar sırasındaki ifadesinde Korkmaz, ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) kendisine 50 bin dolar verdiğini ve ABD'de oturduğu evin kirasını ise savcılığın ödediğini söylemişti.
Korkmaz, ABD'ye geldiği günden beri hiç çalışmadığını ancak çalışma başvurusunda bulunduğunu ve iki hafta önce olumlu yanıt aldığını anlatarak ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna, "Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi." demişti.
Firari Korkmaz, şubat 2016 serbest bırakıldıktan sonra ağustos ayında Türkiye'den nasıl kaçtığı hakkında bilgiler vermiş ve 17 Aralık operasyonuna ait belgeleri nasıl beraberinde kaçırdığını anlatmıştı.
Korkmaz, Amerikan emniyet kuvvetleriyle irtibata geçtiğini, onların "katkısıyla" ABD'ye kaçtığını ve beraberinde getirdiği delilleri havalimanında teslim ettiğini belirtmişti.
Dava sürecinde Sarraf hakkında tecavüz suçlamalarından hücre arkadaşı tarafından dava açıldığı ortaya çıkmıştı.
Atilla'nın avukatları 25 Eylül 2016'da Sarraf ile amcası olduğu söylenen "Ahad" isimli kişi arasında geçen telefon konuşmasınının hem Azerice hem İngilizce transkriptlerinin tamamını mahkemeye sunmuştu.
Sarraf'ın görüşmede "Ahad durum öyle değil, sana söylüyorum. Burada çıkıp 'tamam bu haltı ben yaptım' dersen rahat ediyorsun...Anlıyor musun? Ben zaten suçumu kısmen kabul ettim...Başka çarem yoktu, neyleyeydim.Ömür boyu hapis cezası mı alsaydım? Burada kanun yok, Yapmadığın bir şeyi kabul etmek zorundasın. Burada işler böyle yürüyor. Önemli olan suçunu kabul etmen. Bu baskı sadece Amerika'da var diğer ülkelerde olmaz. Suçunu itiraf edersen serbest bırakılırsın, durum bundan ibaret." dediği ortaya çıkmıştı.
Sarraf, tutuklu bulunduğu cezaevindeki bir gardiyana, Türk avukatı vasıtasıyla, yaklaşık 45 bin dolar rüşvet verdiğini belirtmişti. Sarraf, cezaevinde uyuşturucu madde olan sentetik marihuana içtiğini de kabul etmişti.