Irak, İran, Suriye ve Türkiye özelinde Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen ABD, 1991 yılındaki ilk kapsamlı saldırısının ardından 2003 yılında Irak’ın tamamını işgal etti. Başta PKK olmak üzere bölge genelinde varolan terör hareketlerini himaye eden Washington, 2003 sonrasında ise yeni terör odakları üretti. Ebu Gureyb-Bukka mahsulü ‘DEAŞ’, ‘Cünd’ul Aksa’, ‘Dwekh Nawsha’, ‘Suriye Demokratik Güçleri’, ‘Golden Party’, ‘Burkan el-Fırat’, ‘Bunch of Damn’, ‘Suvvar Rakka’, ‘The International Battalion’, ‘Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ ve ‘FETÖ’, ABD’nin bölgeyi dizayn için ürettiği terör odaklarından bazıları.
KARANLIK SAVAŞ STRATEJİSİ
Esed karşıtı ülkelerin ortak girişimiyle 2012 yılında kurulan Suriye’nin Dostları Grubu 2014 yılı başlarından itibaren ABD’nin yoğun çabalarıyla Esed karşıtı olmaktan çıkarılarak sözde DEAŞ karşıtlığı adı altında PKK destekçisi yapıya evrildi. Barack Obama ve Hillary Clinton’un Şam rejimine ‘6 ay ömür biçen’ açıklamalarına rağmen Pentagon, Suriye savaşının en az 10 yıl sürmesi için planlamalar yaptı. Esed ve muhalifler arasında 7 yıl süren ve halen kazananı olmayan şiddetli savaş döneminde PKK terör örgütü, Pentagon desteğiyle düzenli orduya dönüştürüldü. Aktif savaşa herhangi bir dahli olmayan PKK, ABD tarafından paravan unsur olarak sahaya sürülen DEAŞ sayesinde ülkenin 3’te birini işgal etti. Ayn el-Arab sonrası Brett McGurk’ü doğrudan PKK yöneticiliğine atayan Beyaz Saray yönetimi, 2015’ten itibaren Irak, Suriye ve Türkiye’de gerçekleşen tüm terör eylemlerini yöneten güç oldu.
SUÇÜSTÜ YAKALANDILAR
Coğrafya tanzimi için sahaya sürdüğü terör aparatlarından DEAŞ’la Musul, Tel Afer, Deyrizor, Rakka, Münbiç ve Tel Abyad’da doğrudan işbirliği yaptığı belgeleriyle ortaya konan ABD, 15 Temmuz’da benzer işbirliğini de FETÖ ile Türkiye’de gerçekleştirdi. ISAF eski komutanı ABD’li general John F. Campbell tarafından hazırlanan darbe planında İncirlik Üssü büyük rol oynadı. Türk milletinin 250 şehit vererek önlediği ihanet girişimi sonrası konuşan ABD’li bir diğer general Joseph Votel ise FETÖ’den alınan subaylar için ‘adamlarımız tutuklanıyor’ itirafında bulundu. ABD’nin bir başka kirli yüzü olan PKK’nın, tüm kararlarında sömürge valisi Brett McGurk’un belirleyici olduğu da örgütün eski sözcüsü Talal Sülo tarafından detaylarıyla açıklandı.
ESED’LE İŞBİRLİĞİ SÜRDÜ
Suriye iç savaşının uzaması için muhalifleri 7 yıl boyunca oyalayan ABD, Esed yönetimi ile de ilişkilerini sürdürdü. Saad Nahhas, Muhammed Hemşo, Hüsam Katırcı ve Ali Memluk, ABD-Esed arasında sürdürülen ilişki trafiğinde aktif rol alan olan isimlerden bazıları. Halen Suriye istihbaratının bir numaralı ismi olan Ali Memlük ve Hüsam Katırcı, geçtiğimiz eylül ve ekim ayları içerisinde Brett McGurk ile iki ayrı görüşme gerçekleştirdi. Öte yandan Beşşar Esed’in eşi Esma Esed’in babası Doktor Feyyaz Ahras da CIA’nın Esed’le kurduğu ilişki ağında önemli yere sahip.
TÜRKİYE’Yİ KARIŞTIRMA PLANI
Suriye iç savaşının uzaması için tüm imkanlarını seferber eden ABD, önce muhalif cepheyi böldü ve ÖSO’yu dağıttı. Esed’in toplu katliamlarına göz yumarak 5 buçuk milyon sivilin Suriye’yi terk etmesini sağlayan Beyaz Saray, bir yandan PKK’ya alan açarken diğer yandan mülteci kozu ile Türkiye’yi zor duruma sokma gayretine girdi. 2013-2016 döneminde mültecileri bahane eden provokatörler Ankara, İstanbul, Mersin, İzmir, Konya, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Adana’da halkı kışkırtmak istedi. Sayıları 3 buçuk milyonu geçen Suriyeliler için 30 milyar dolar harcayan Türkiye, bu konuda ABD ve AB tarafından verilen sözlere rağmen hep yalnız bırakıldı.
25 MİLYON SİVİL YER DEĞİŞTİRDİ
ABD, PKK’lı teröristlere devlet kurmak için Suriye ve Irak’ta 25 milyon sivili zorunlu göçe tabi tuttu. Sadece Suriye’de 7 buçuk milyon sivil ülke içinde, 5 buçuk milyon ise dış göçe mahkum edildi. ABD’nin terör merkezli karanlık planına kurban gidenler arasında Türkiye’den Avrupa’ya kaçak yollarla geçmeye çalışırken Ege’de boğulan ve sayıları 700’ü aşan Suriye ve Iraklı mülteciler de bulunuyor. Ölüm yolculuğunu aşarak Avrupa’ya ulaşabilen mülteci sayısı ise 200 bin oldu.
MALİYET DEVASA BOYUTTA
DEAŞ, Esed, PKK, ABD, Rusya ve İran destekli Şii milisler tarafından gerçekleştirilen katliamlardan kaçabilen 3 buçuk milyondan fazla Suriyeli mülteci halen Türkiye’de yaşamını sürdürmekte. Bu sığınmacılar için 30 milyar dolardan fazla para harcayan Türkiye, aynı zamanda ABD kaynaklı teröre karşı bir dizi operasyon yaptı. Yalnızca Fırat Kalkanı Harekâtı’nın 3 milyar dolara mâl olduğu belirtilirken, ABD ve kuklalarının son 5 yıllık kuşatma planına karşı Türkiye’nin toplamda harcadığı rakamın 130 milyar doları bulduğu kaydediliyor.