Polonya'da gündeme oturan cinayet hikayesi, gerilim romanları yazarı Krystian Bala'nın, 2003'te yayımlanan ve en çok satanlar listesine giren romanı Amok etrafında düğümleniyor. Yazar, kitabında, daha önce basına da yansıyan bir cinayet hikayesini işledi. Polonyalı bir işadamının Aralık 2000'de Almanya sınırındaki Oder nehrinde çürümüş cesedine ulaşılmasıyla ortaya çıkan cinayet, içerdiği vahşet nedeniyle o tarihte kamuyounu derinden sarsmıştı. Elleri boyundaki bir ilmeğe bağlı halde bulunan cesette işkence izlerine de rastlanmıştı. Yapılan ilk araştırmalarda cinayetin nedeni ya da herhangi bir zanlı bulunamadı. BBC'nin cinayetle ilgili programı ise, Güney Kore ve Endonezya'dan gelen “mükemmel cinayet” şeklindeki tuhaf e-maillerin dışında bir gelişmeye yol açmadı.
5 YIL SONRA GELEN İHBAR
Cinayetten 5 sene sonra gelen kaynağı belirsiz bir ihbar ise polisin cinayet dosyasını yeniden açmasına yol açtı. Sözkonusu ihbarda işadamının ölümünden 3 yıl sonra yayımlanan Amok adlı kitaba gözatılması öneriliyordu. Bunun üzerine kitabı inceleyen Müfettiş Jacek Wroblewski, okudukları nedeniyle şok oldu zira kitap, cinayetle ilgili sadece katil ve polisin bileceği detayları içeriyordu. Soruşturmanın devamında, öldürülen işadamı ile Bala'nın eski eşi arasında bağlantı olduğunun belirlenmesi ise şüpheleri yazar üzerinde yoğunlaştırdı. Edinilen bilgiler doğrultusunda tutuklanan Bala, sorgu sırasında kötü mumaleye maruz kaldığını belirterek, polisin, kitabını, hayal ürünü bir eser olmaktan çok bir kanıt olarak gördüğünü ve her detayla ilgili kendisini sorguladıklarını anlattı. Polise verdiği ifadede, cinayetle ilgili detayları basına yansıyan haberlerden öğrendiğini ve kalan kısımlarını da kendi hayalinde kurguladığını anlatan yazar, hakkındaki kanıtların güçlü olmaması nedeniyle salıverildi.
YALAN MAKİNESİNE GİRDİ
Ancak olayın peşini bırakmayan Müfettiş Wroblewski, soruşturmasının gidişatını belirleyecek br bilgiye ulaştı. Çok deneyimli bir dalgıç olan Bala, e-maillerin gönderildiği sırada Güney Kore ve Endonezya'ya dalış seyahatine gitmişti. Daha sonra yazarın, maktülün kullandığı cep telefonuyla aynı modelde bir cep telefonunu sattığı belirlendi ancak polis bu telefona ulaşamadı. Hakkındaki iddialara karşı yalan makinesine bağlanma isteğinde bulunan yazar, bu testten başarıyla geçti. Mahkemede kendisine sorulan sorulara cevap vermeden önce uzun süre susması, yalan söylemesi halinde yüzüne yansıyacak ifadeleri gizlemekte bir teknik olarak kullanılabileceği belirtiliyor. Mahkemede konuşan müfettiş Wroblewski, “Bana göre zanlı yazar Bala, dalgıçlıktan gelen becerisiyle nefes alma tekniklerini kullanıyor” dedi.
Ruh halini yansıttı
Romancı Bala, Amok adlı kitabında Polonyalı diplomatın öldürülme anındaki davranışlarını ayrıntılı şekilde ortaya koydu. Bala'nın eşi ise, yazarın takıntılı olduğunu ve boşandıktan sonra bile arkadaşlarını kontrol altında tutmaya çalıştığını anlattı.