Yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi, 3,5 ayı aşkın süredir İsrail saldırılarının hedefinde. 25 binden fazla Filistinliyi öldüren işgalci güç, 7 Ekim’den bu yana tam bir abluka uygulayarak soykırımdan sağ kalabilen 2 milyondan fazla Gazzeliyi kasıtlı olarak açlığa mahkum ediyor. Bölgede önce ticaret ve tarım alanlarını bombalayan terör devleti, ekonomik hayatı bu şekilde felç ettikten sonra yardımların girişini de engelleyerek Gazzelilere herhangi bir nefes almak imkanı bırakmıyor. Gıda fiyatlarının tavan yaptığı abluka altındaki bölgede, gıdaya erişebilenler de elektrik yokluğu yüzünden ilkel koşullarda yemek pişiriyorlar. Sosyal medya platformu X’de Filistin İnsiyatifi'nin başlattığı ve kısa sürede kampanyaya dönüşen #GazaStarving (Gazze açlıktan ölüyor) etiketi kısa sürede platformda birinci gündem maddesi oldu.
KASITLI OLARAK AÇ BIRAKIYOR
Terör devletinin, uluslararası hukukta savaş suçu sayılan “kasıtlı olarak aç bırakma” eylemini Gazze’de uyguladığı daha önce birçok uluslararası kuruluş tarafından da belgelendi. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Gazze’de sivilleri aç bırakmanın İsrail tarafından "savaş yöntemi" olarak kullandığını, bunun "savaş suçu" olduğunu bildirdi. Kuruluşun raporuna göre, İsrail hükümeti yalnızca sivilleri aç bırakmakla kalmıyor, ayrıca Gazze'deki tarım alanlarına da "sistematik olarak" zarar veriyor. Aralarında aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Enerji Bakanı Israel Katz'ın da bulunduğu üst düzey İsrailli yetkililer birçok kez Filistinli sivilleri temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakma niyetlerini açıkça dile getirmişti.
400 BİN KİŞİ ÖLMEK ÜZERE
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (UNOCHA), Gazze’de işgalci gücün uyguladığı insanlık suçu tam abluka nedeniyle 378 bin kişinin Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) ölçeğine göre açlıktan ölme noktası olarak adlandırılan 5. seviye açlıkla yüz yüze olduğu belirtilmişti. Açıklamada, 939 bin kişinin ise acil durum seviyesi olarak bilinen 4. derece açlıkla karşı karşıya olduğu kaydedilmişti. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med) de, terör devletinin saldırıları ve yardımları engellemesi nedeniyle Gazze nüfusunun yüzde 71'inden fazlasının aşırı derecede açlık çektiğini duyurmuştu. Ayrıca bölgedeki Filistinlilerin yüzde 98'inin yetersiz beslendiğini, yüzde 64'ünün de açlıklarını bastırmak için ot, meyve, olgunlaşmamış gıda ve son kullanma tarihi geçmiş yiyecekler tükettiği raporlandı.
YARDIMLARA İZİN VERMİYOR
Gazze’yi yoğun bombardımanla yerle bir eden işgalci güç, altyapıya yaptığı saldırılarla bölgeyi insansızlaştırmayı hedefliyor. Gazze içinde yemek bulabilmek için bütün vasıtaları engellenen Filistinlilere dışarıdan yardım götürülmesi de kısıtlanıyor. Özellikle Gazze’nin kuzeyindeki bazı bölgelere 3,5 aydan fazladır çok sınırlı yardım ulaştırılmış durumda. BM Dünya Gıda Programı, Gazze'nin kuzeyine yönelik gıda yardım misyonlarının en son 11-13 Ocak'ta gerçekleştirdiğini ve bölgeye sadece 15 bin kişiye yetecek kadar, 200 bin ton gıda ulaştırdığını bildirdi. İşgalci güç durum için zaman zaman Mısır yönetimini suçlasa da yardımların İsrail tarafından engellendiği birçok sefer kanıtlanmıştı.
AFGANİSTAN VE YEMEN’DEN KÖTÜ
Gazze'deki nüfusun yalnızca yüzde 8'inin BM yardımlarına erişebildiğine dikkati çeken Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, bu durumun başlıca nedenleri arasında kuzeye erişimin olmaması ve İsrail'in "güvenli" ilan ettiği alanlar da dahil olmak üzere İsrail ordusunun ağır bombardımanı olduğunun altını çizdi. İsrail'in Gazze'yi işgaliyle yaşanan gıda krizinin boyutlarını değerlendiren Albanese, "Tek kelimeyle hiç gıda yok. Afganistan ya da Yemen gibi dünyada açlığın eşiğinde olan başka vakalar da var ancak Gazze'deki sayılar daha yüksek" dedi.
İLKEL KOŞULLARDA PİŞİRİYORLAR
Filistinliler terör devleti İsrail tarafından elektrik ve gazın kesildiği Gazze'de çamur ve killerden yaptıkları mini fırınlarla ekmek yapmaya çalışıyor. Bazı bölgelerde de Filistinliler ekmek ihtiyaçlarını karşıladıkları taş fırınlara ayrıca evde pişiremedikleri yemekleri de göndermek zorunda kalıyor. Maddi imkanı bulunan çok sınırlı sayıda nüfus, kara borsadan fahiş fiyatlarla gaz satın alma ya da yemeklerini ücret karşılığı taş fırınlarda pişirme fırsatına sahip olurken, halkın büyük bir kesimi ise beslenme ihtiyacını konservelerle karşılıyor.
HAYVAN YEMİ ÖĞÜTÜYORLAR
Bölgedeki en büyük ihtiyaçsa şüphesiz un. Gazze’de un üretimi yapan tesislerin zarar görmesi ve elektrik yokluğu nedeniyle fırınların önemli bir kısmı kapalı. Gazze'nin kuzeyinde ise yaşam mücadelesi veren Filistinliler un bulamadıkları için hayvan yemlerini öğütmeye başladı. Ayrıca Gazze'nin kuzeyindeki pazarlarda un bulunamaması nedeniyle hayvan yemlerinin satıldığı görüldü.
TARIM ALANLARINI YOK ETTİ
Soykırımcı İsrail, Gazze’de sadece insanlığı değil çevreyi de katlediyor. Gazze Şeridi’nin gıda ihtiyacını büyük oranda karşılayan 180 bin dönümlük tarım arazisinin 120 bin dönümü kullanılamaz hale geldiği ve 100 milyon dolardan fazla kayıp yaşandığı tespit edildi. Bu alanlarda hem meyve ve sebze yetiştiriciliği hem de küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılıyordu. Yerle bir edilen tarım alanlarında Gazze'deki Filistinli çiftçiler narenciye, portakal, limon, patates, domates, lahana, çilek, ejderha meyvesi ve dikenli armut gibi sebze ve meyve ürünleri de ekerek geçimlerini sağladığı kaydedildi.
HAYATTA KALMAK İÇİN 1 ÖĞÜN
Aylardır bombardıman nedeniyle Gazzeliler yetersiz besleniyor. Filistinliler, kasımın ilk haftalarında Gazze'de tüm yiyecek ve suyun tükendiğini belirterek, konserve yiyecek bulabildikleri hallerde de fiyatlar çok yüksek olduğunu belirttiler. Yıkımdan kurtarabildikleri parayla erzak almaya çalışan Filistinliler, hayatta kalmak için bu erzakları da günde sadece bir kez yemek yiyerek çabuk tüketmemeye çalışıyor.
10 DOLARA SU
Gazzeliler için gıdanın yanında içme suyu bulmak da oldukça zorlaşmış durumda. Altyapı zarar gördüğü için birçok bölgeye içme suyu tedarik edilemiyor. Tıpkı gıdada olduğu gibi içme suyu tedarik edilebilen yerlerde de oldukça yüksek fiyatlar var. Bölgede bulunan muhabirlere konuşan Gazzeliler, bazen bardağı 10 dolara su satın aldıklarını ifade etmişlerdi. Bu suyun da her zaman içilebilir olmadığını, bu yüzden bazen içilen suyun banyodan ya da denizden geldiğini kaydettiler.