Avrupa Birliği (AB), son yıllarda içine girdiği yönetim türbülansından çıkmayı başaramıyor. İngiltere’nin 2020 yılı sonu itibarıyla Birlik’ten ayrılması, Brüksel’in küresel gücüne önemli bir darbe indirirken, üye sayısı 27’ye düşen yapıda çok parçalı ve bazı ülkelerin artan gücü dikkatlerden kaçmıyor. Birlik’i oluşturan devletler arasındaki problemler su yüzüne çıkarken, Brüksel’deki bürokrasinin de sorunlara çözüm bulma noktasında yetersiz kalması, eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. AB’nin yaşadığı varoluşsal sorunlar, 21. yüzyılın üçüncü on yıllık dönemine girildiğinde iyice su yüzüne çıktı. Avrupa Komisyonu’nun Kovid-19 aşı tedariğinde içine düştüğü kriz, Brüksel’in önemli sınamalar karşısında yetersiz kaldığını gösterdi. Öte yandan Birlik’in iç ve dış politikasının belirlenmesinde Almanya ve Fransa gibi ülkelerin ağırlığının artması da krizin diğer boyutunu oluşturuyor.
AŞIDA SINIFTA KALDI
RUSYA’DA BORRELL’E ŞOK
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Şubat ayı başındaki Rusya ziyareti de, Brüksel’in dış politika konusundaki yetkinliğinin sorgulanmasına neden oldu. Borrell’in ziyaretine denk gelecek şekilde Avrupalı diplomatların Rusya’dan sınır dışı edilmesi ve ortak basın konferansı sırasında Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un AB’yi hedef alan “Güvenilmez ortak” sözleri karşısında Borrell’in aciz kalması AB içinde tartışmaları beraberinde getirdi. Borrell, Rusya ziyaretine iyi hazırlık yapmadığı belirtildi ve istifası gündeme geldi.