ABD Temsilciler Meclisi üyesi Tulsi Gabbard'ın geçen hafta Suriye'ye yaptığı dört günlük gizli ziyarette Devlet Başkanı Beşşar Esed'le görüşme gerçekleştirdiği bildirildi.
ABD Kongresinde Hawaii'yi temsil eden Demokrat Partili Gabbard, sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada, Esed'i diyaloğa dahil etmeden bir barış anlaşmasının mümkün olmadığı iddiasında bulundu.
Gabbard, ziyareti öncesinde Esed'le görüşmek gibi bir niyeti olmadığını ancak fırsat ortaya çıktığında fikrini değiştirdiğini belirterek, "Suriye halkına bu denli ızdırap veren savaşı sona erdirmeye yardımı olacaksa eğer herkesle görüşmeye açık olmalıyız." ifadelerini kullandı.
Ziyaretin detaylarına ilişkin yapılan açıklamada, Gabbard'ın Suriye'de Halep'te ve başkent Şam'da, ayrıca komşu Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta temaslarda bulunduğu, mültecilerle, Suriye muhalefetinin liderleriyle, rejim yanlısı ve karşıtı gruplarda savaşan Suriyelilerin aileleri ve kayıp yakınlarıyla bir araya geldiği kaydedildi.
ABD'nin Irak, Libya ve Suriye'de yürüttüğü "rejim değişikliği savaşlarının" büyük acılara ve can kaybına yol açtığının altını çizen Gabbard, bu savaşların El Kaide ve DEAŞ gibi radikal örgütlerin de güç kazanmasına neden olduğunu vurguladı.
Amerika'nın çıkarlarına hizmet etmiyor
Gabbard, "Rejim değişikliği için yürüttüğümüz bu savaş ne Amerika'nın çıkarlarına hizmet ediyor ne de Suriye halkının." diye konuştu.
Ziyaretinin Temsilciler Meclisi Etik Komitesi onayıyla gerçekleştiğini kaydeden Gabbard, ziyaret masraflarının vergi mükelleflerinin cebinden çıkmadığını söyledi.
Amerikan ordusuna bağlı Ulusal Muhafızlardan emekli binbaşı olan kadın parlamenter, geçen kasımda seçim zaferinin ardından ABD Başkanı Donald Trump'la Suriye konusunda görüşme gerçekleştirmişti.
Gabbard, Suriye'de ABD müdahalesine karşı muhalif tavrıyla biliniyor. Hawaii temsilcisi 2013 yılında Obama yönetiminin Suriye'de hava saldırıları düzenlemek için Kongreden talep ettiği yetki tezkeresine muhalefet etmişti. Ayrıca, Suriye hükümetini ve "çatışmanın diğer taraflarının" işlediği savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçları kınayan 121 no'lu Temsilciler Meclisi kararına ret oyu veren üç parlamenterden biri olmuştu.