Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında gerçekleştirilen üst düzey ziyarette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere salonda bulunan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Erdoğan’ın yanındaki tekli koltuk yerine karşıda ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşısında oturması Avrupa ve dünya basınında geniş yer bulmuştu.
Diplomasi tarihine ’koltuk krizi’ olarak geçen olay, çok sayıda medya organı ve sosyal mecralarda farklı yorumlara neden olmuştu. Bazı uluslararası yayın organlarında çıkan haberlerde, tekli koltuğa oturan Michel, AB Komisyonu’nun ilk kadın Başkanı Ursula von der Leyen’e yer vermemek ve kibar olmamakla itham edildi.
KAFAMDA TEKRAR TEKRAR CANLANIYOR
Bu durum aynı zamanda Belçika medyasında da geniş yer buldu. Ülkenin bir önceki hükümetinin Başbakanı olan Charles Michel’e muhalif çevreler, söz konusu olayı siyasi bir yıpratma malzemesi haline getirince Michel, zor durumda kaldı. Durum hakkında Alman bir medya kuruluşuna değerlendirme yapan AB Konseyi Başkanı, “Bu sahne kafamda hiç durmadan tekrarlanıyor ve bu nedenle son günlerde uykularım kaçıyor” dedi.
AB'NİN TELKİNLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıklama yaparak, "Avrupa Birliği'nin telkinleri doğrultusunda böyle bir oturma düzeni ayarlanmıştır. Sanki Türkiye bunu yapmış gibi söylemler var. Protokol önceden bir araya geldi. AB'nin talebi bu yöndeydi" demişti.
TÜRKİYE'NİN SUÇU YOK AB İÇİNDE GÜÇ SAVAŞI VAR
Son olarak konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Alman dergisi Der Spiegel, Ankara'da yaşanan protokol krizinin arkasında Charles Michel ile Ursula von der Leyen arasındaki çekişmenin olduğunu belirtti.
“Koltuk krizi” yönetim ve hiyerarşi sorunundan mı kaynaklanıyor?
AB çevrelerinde uzmanlar, söz konusu durumun kişisel bir hatadan değil, AB’nin hala çözülmemiş yönetim ve hiyerarşi sorunundan kaynaklandığı yönünde yorumları yapıyor.
BU BİR İÇ KRİZ
Kısa adı EuroAcademic EASC olan Avrupa Akademik Çalışmalar Merkezi’ne göre, koltuk krizi Avrupa Birliği’nde hangi makamın AB’yi temsil ettiğini yeniden tartışmaya açacak kadar önemli bir iç kriz mahiyeti taşıyor.
Konsey ve Komisyonun AP’yi dışladığı iddiası da yeniden gündemde
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 175 milletvekili ile en büyük siyasi grubu olan Hristiyan Demokratlar (EPP) grubu Başkanı Manfred Weber yayınladığı bir mesaj ile her iki başkanın da AP önünde bu ziyaret nedeniyle hesap vermesi gerektiğini savundu.
Bu yaklaşım ziyarette hiç yer verilmeyen AP’nin uzun zamandan bu yana Konsey ve Komisyon tarafından en fazla dışlanan kurum olduğu iddiasını da yeniden gün yüzüne çıkarmış oldu.