Duha Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve 11 ayettir. Duha, kuşluk vakti demektir.
Duha Suresi dinle, ezberle
Nasser al Qatami'nin yorumuyla Duha Suresi dinle.
Duha Suresi Arapça
Duha Suresi Diyanet meali
﴾1﴿ Yemin olsun, kuşluk vaktine;
﴾2﴿ Kararıp sakinleştiğinde geceye ki;
﴾3﴿ Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.
﴾4﴿ Elbette işin sonu senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır.
﴾5﴿ Rabbin sana mutlaka lutuflarda bulunacak, sen de memnun olacaksın.
﴾6﴿ O seni yetim bulup barındırmadı mı?
﴾7﴿ Seni yol bilmez halde bulup yol göstermedi mi?
﴾8﴿ Ve seni yoksul bulup zengin etmedi mi?
﴾9﴿ O halde sakın yetimi ezme!
﴾10﴿ El açıp isteyeni de sakın boş çevirme!
﴾11﴿ Rabbinin lutuflarını şükranla an.
Duha Suresi'nin nuzülü
Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sûredir. nden sonra, nden önce Mekke’de inmiştir. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra öncekine nisbetle daha kısa bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir (Taberî, XXX, 148).
Bizim iniş sıralamasında esas aldığımız bu rivayet dışında, Duhâ sûresinin iniş tarihine dair başka rivayetler de vardır: 1. İlk vahiyden (Alâk ve Müddessir sûrelerinin ilk âyetlerinden) sonra uzunca bir süre vahiy kesilmiş, tekrar başladığında ilk olarak Duhâ sûresi gelmiştir. 2. Necm sûresinde geçen “Cebrâil”i bütün azametiyle görme ve ona iyice yaklaşma” sonucu Hz. Peygamber’de oluşan heyecan ve sarsıntı yatışsın diye bir süre vahiy kesilmiş, sonra Duhâ sûresi gelmiştir (İbn Kesîr, VIII, 287-288, 445-446; Şevkânî, V, 378). Vahyin mâkul sebeplerle kesilip araya fâsılaların girmesi her seferinde muhaliflerin dedikodu yapmalarına vesile olmuş, Allah da bu sûreyi göndererek resulünü teselli etmiştir.
Duha Suresi'nin konusu
Müşriklerin üzücü söz ve davranışlarına karşı bir teselli olmak üzere Hz. Peygamber’e, yüce Allah’ın himayesi sayesinde çocukluğundan itibaren nice güçlükleri aşarak bugünlere geldiği hatırlatılmakta ve kendisinin de yetime, yoksula iyi davranması emredilmektedir.