Ahlat nerede nereye bağlı?

İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Ahlat ilçesinde toplanacak. Binlerce yıllık geçmişi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ahlat, özellikle Selçuklu ve Anadolu Selçuklu dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. Peki Ahlat nerede? Kabine Toplantısı'nın düzenleneceği Ahlat hangi ile bağlı? İşte Ahlat tarihi.

Ahlat nerede nereye bağlı?

Ahlat, zengin tarihi mirası sayesinde ziyaretçilerine görsel bir şölen sunar. İlçedeki en dikkat çekici yapılar arasında Selçuklu dönemine ait türbeler, camiler ve medreseler yer alır. Özellikle Ahlat Selçuklu Mezarlığı, dünyanın en büyük İslam mezarlıklarından biri olarak bilinir. Bu mezarlıktaki taş işçiliği ve mimari detaylar, dönemin sanatsal seviyesini gözler önüne serer.

Ahlat nere, nereye bağlı?

Ahlat, Van Gölü'nün kuzeybatısında yer alan, Bitlis iline bağlı tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir ilçedir. Binlerce yıllık geçmişi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ahlat, özellikle Selçuklu ve Anadolu Selçuklu dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur.

1 Haziran 1929 tarih ve 1509 numaralı kanun ile Bitlis ilçe haline getirilerek il merkezi durumuna getirilen Muş'a bağlanırken Bitlis'e bağlı olan Ahlat, Van iline bağlanmış ve Tatvan da Ahlat'a bağlı bir nahiye statüsüne getirilmiştir. Muş ilinin Bitlis ile Mutki ve Van ilinin Ahlat ilçesiyle, Hizan ve Kotum (Tatvan) ilçelerinden oluşmak üzere merkezi Bitlis olmak üzere Bitlis ilinin yeniden tesis edilmesine 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 nolu kanun ile karar verilmiştir.

Şehrin en eski sakinleri olan Urartular buraya "Halads" derken, Türkler ve İranlılar "Ahlat", Kürtler "Xelat", Ermeniler "Şaleat", Süryaniler "Kelath" ve Araplar "Hil’at" demişlerdir.

1044 km²’lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri, gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri bakımından farklılıklar gösterir. Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut, Ahlat'ın batısında; Süphan ise doğusunda yer almaktadır. İlçenin; kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri, batısında Güroymak ve Muş ili, güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır.

Ahlat tarihi

Ahlat, Selçuklular çağında Ahlatşâhlar Beyliği’ne başkentlik yapmış, politik ve kültürel sahalarda önemli rol oynamış bir Oğuz/Türkmen şehridir. Türk istila yolları üzerinde yer alan bu şehir, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü ve aynı zamanda Oğuz boylarına mensup kitlelerin yerleştiği bir Orta Çağ Selçuklu şehridir. Nitekim bu Oğuz boylarına mensup kitleler arasında Osmanlıların mensup olduğu Kayı Boyu da vardır. Bundan ötürü Ahlat, Osmanlılar açısından da hatırı sayılır öneme sahip ata yadigarı bir Osmanlı şehridir. Türkler Anadolu’ya geldikleri esnada, Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısında yer alan Ahlat hariç olmak üzere, Malazgirt, Erciş, Bargiri (bugünkü Muradiye), Van ve Vestan (Gevaş) gibi şehirler Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaydı.

Bu sebeple 1054 yılında harekete geçen Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Türkmenlere yol açmak amacıyla Van Gölü’nün kuzey doğusunda yer alan Bargiri ve daha sonra da Erciş’i kısa bir kuşatmadan sonra ele geçirdi. Ahlat üzerinden ilerleyişine devam ederek Malazgirt’i kuşattı. Ancak şehir iyi tahkim edilmiş olduğundan fethedilemedi. Bununla birlikte Süphan ve Nemrut dağları arasında Van Gölü’ne nazır eğilimli platolar üzerinde kurulmuş olan ve Türk istila yolları üzerinde bulunmasından dolayı stratejik bir konuma sahip olan Ahlat, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü haline getirildi.

Nitekim Malazgirt Zaferi’nden hemen önce, Alparslan’ın emriyle Ahlat’ta hazırlıklarını tamamlayan Selçuklu ve Türkmen beyleri ile emirleri Doğu ve Orta Anadolu’da fetihlere giriştiler. Bunlardan Hâcib Gümüş Tegin (1066) beraberinde Afşin, Ahmed Şâh ve diğer Türkmen boy ve beyleri olduğu halde, Murat ve Dicle nehri havzalarından ilerleyerek el - Cezire bölgesinde yer alan Nizip, Nusaybin ve Adıyaman (Hısn Mansur)’da mücadele verirken, Ahlat’ı hareket üssü edinen Er - Basgan ve Sanduk gibi beyler de Anadolu’ya düzenli seferler gerçekleştirmekteydiler. İşte bu sıralarda Sultan Alparslan, Ahlat’ı Mervânîler’in idaresinden alarak, Anadolu gazalarında şöhret kazanmış olan meşhur kumandanlarından Sanduk’un idaresine verdi.

Zira Emir Sanduk, Alparslan’ın komutanları içinde birinci derece cesarete sahip olup, Malazgirt Savaşı öncesinde Ahlat’ı Türklerin cihat ve gaza üssü haline getirerek Anadolu’ya düzenli akınlarda bulunmuştu. Hatta Sanduk Bey, Bizans İmparatoru’nun Ahlat üzerine gönderdiği yirmi bin kişilik öncü kuvveti yenerek (3 Agustos 1071) güçlü bir kumandan oldugunu göstermişti. Ne var ki, Alparslan Malazgirt Savaşı'ndan biraz sonra Ahlat'ı tekrar eski sahibi olan Mervânîlere geri verdi. ibnü'l - Ezrak, Alparslan'ın Malazgirt Savaşı'ndan sonra Ahlat'a ve Malazgirt'e valiler tayin ettiğini ve ondan sonra gelen sultanların da ayn şekilde hareket ettiğini yazar.

Ancak Ahlat'ın Malazgirt Savaşı'ndan önce Selçuklular idaresine geçtiği kesindir. Diğer taraftan Büyük Selçuklu Sultan Meliksâh, 1085'te Mervânì Devleti'ni ortadan kaldırmış olmasına rağmen, Ahlat halen bir Mervânì emirinin elindeydi. Ancak Mervânì emirinin zulüm ve iskencesinden bıkmış olan halk, adalet ve iyiliği ile şöhret kazanmış Türk emirlerinden Sökmen el. - Kutbi'ye haber göndererek onu Ahlat'a davet etti. Bu davete icabet eden Sökmen el - Kutbì de kuvvetleriyle birlikte Ahlat'a gelerek güç kullanmaksızın şehri teslim aldı.

Bunun üzerine Mervânîler Ahlat'tan uzaklaştı. Muhammed Tapar da taht mücadeleleri sırasında daima kendisini destekleyen ve başarılı hizmetler veren Ahlat ve Van Gölü havzasını Sökmen el- Kutbi'ye ikta etti. Böylece Ahlat, Sökmen el- Kutbì tarafından kurulan Ahlatşahlar Beyliği' nin başkenti ve o devrin en başta gelen siyasi ve kültürel merkezlerinden biri oldu. Nitekim Selçuklu sultanı Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki taht mücadelesi esnasında, Hoy' da yapılan savaşı kaybeden (1103) Muhammed Tapar, Türklerin güç merkezi olan Ahlat'a geldi. Burada Doğu Anadolu Türk beylerinden Ahlatşâh'ı Sökmen el - Kutbi, Erzurum Saltuklu Beyi Ali ve Ani emiri Menuçehr'i hizmetine alarak Berkyaruk'a karşı yeniden mücadeleye hazırlandı.

HAYAT
Ahlat'taki etkinlikler şanlı Malazgirt Zaferi'nin coşkusunu yaşatıyor

GÜNDEM
Malazgirt Zaferi'nin 953. yıl dönümü renkli etkinliklerle kutlandı

GÜNDEM
Malazgirt Cumhur’u bekliyor