Önce şu iki soruyu soralım; 1-ABD ve İngiltere’nin ekonomik ve siyasal desteği olmadan Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in bu topraklarda kalabilmesi mümkün müdür?2-63 İslam ülkesinin, ABD ve İngiltere destekli, İsrail’e; “ Höt”, dese İsrail bu pervasızlığı yapabilir mi?İki sorunun cevabı aynıdır; Hayır.Peki İsrail neden bu kadar rahat devlet terörü uygulayabiliyor?Çünkü 63 İslam ülkesi Filistin topraklarını kendi toprağı gibi görmüyor, İsrail’in kendi toprağını değil, Filistinlerin toprağını
Önce şu iki soruyu soralım; 1-ABD ve İngiltere’nin ekonomik ve siyasal desteği olmadan Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in bu topraklarda kalabilmesi mümkün müdür?
2-63 İslam ülkesinin, ABD ve İngiltere destekli, İsrail’e; “ Höt”, dese İsrail bu pervasızlığı yapabilir mi?
İki sorunun cevabı aynıdır; Hayır.
Peki İsrail neden bu kadar rahat devlet terörü uygulayabiliyor?
Çünkü 63 İslam ülkesi Filistin topraklarını kendi toprağı gibi görmüyor, İsrail’in kendi toprağını değil, Filistinlerin toprağını işgal ettiğini düşünüyor, İsrail’in yaptıklarını birinci dereceden üstüne alınmıyor.
Neden böyle yapıyor?
İsrail’in saldırısını mahremine, evine, en yakınlarına saldırı olarak algılamıyor.
Algılasa bu kadar pasif ve etkisiz davranmaz.
Daha sert, akıllı ve çözüm odaklı hareket eder
Demek ki sorun İsrail’de değil.
Sorun bizde!
Sorun 63 İslam ülkesinde.
Kendimizi doğru tanımlamadan Ortadoğu’ya barış gelmeyecek, yoksulluğumuz, cehaletimiz ve ihtilaflarımızla kardeş kavgalarımız sürecek.
Kaynaklarımız sömürülmeye devam edecek.
63 ülkedeki Müslüman halkların isyanları boşalmaktan, deşarj olmaktan öte bir anlam ifade etmeyecek.
***
İslam dünyasının ortak hareket etmemesi ve vurdumduymazlığı yüzünden hakkını aramak için sokak eylemlerine başvurmak zorunda kalarak bunu canıyla ödeyen Filistinlilerin ölümünden hepimiz sorumluyuz.
ABD ve İngiltere’nin kanatları altına giren İsrail’in adım adım Filistin’i işgal ederek bu toprakların gerçek sahiplerini mülteci durumuna sokmasına sessiz kaldık.
Muhatap olarak İsrail’i almakla hep yanlış yaptık.
Bir evin en küçük çocuğu şımarıksa ve onun iki tane güçlü bir ağabey varsa ve onlara güvenerek sokağa her çıktığında kavga çıkarıyorsa ve siz de sürekli bu çocuğu dövmeye kalkarak, tehdit ederek ıslah etmeye çalışıyorsanız yanılıyorsunuz.
Bu şımarıklığı sona erdirmek için anlamsız, kısırdöngüye dönüşen, sonuç vermeyen ve sürekli mağdur üreten eylem biçimlerinizi değiştirmek zorundasınız.
Ancak ve ancak ABD ve İngiltere ile İsrail’e yönelik siyasi ve ekonomik ortak tavırlar sonuç verecektir.
***
Peki İsrail nasıl bir ekonomik yapıya sahiptir?
İsrail ekonomisinin temel özelliğinin en kısa ifadesi, ileri teknoloji ekonomisi olduğudur.
2000-2009 döneminde İsrail’in ABD’deki yatırımları %100’den daha çok artarak 7 milyar dolara ulaşmıştır.
İsrail ekonomisinde teknoloji temelli olarak askeri ve tıbbi teknoloji başı çekmektedir.
İsrail ekonomisi aslında bir savaş ekonomisidir.
Tüm toplum kademeli olarak bir “asker” sınıfına dönüştürülmektedir.
Dünya Bankası verilerine göre İsrail’in dış ticaret hacminin GSYH’sına oranı %75’i aşmaktadır. Yani İsrail’de üretilen her 100 dolarlık mal ve hizmetin 75 dolarını aşkın kısmı dış ticarete konu olmaktadır.
İsrail’in en önemli dış ticaret ortağı ABD’dir.
İsrail ihracatının yaklaşık olarak %32’sini ABD’ye yaparken, ithalatının yaklaşık olarak %13’ünü ABD’den yapmaktadır.
İsrail’in yüksek-teknoloji ihracatının mamul mal ihracatı içerisindeki payı yaklaşık olarak %23’dür.
Öte yandan İsrail enerji bağımlısı ülkedir. Kullandığı enerjinin yaklaşık olarak %85’ini ithal etmek zorunda olan bir ülkedir ve bu yönü ile Türkiye’ye benzemektedir.
İsrail’de askeri harcamalar ortalama olarak GSYH’nın %7’sini aşmaktadır.
İsrail’de hükümet bu yüksek askeri harcamaları GSYH’nın %25’ini aşan vergi gelirleri ile finanse etmektedir.
ABD’de ise askeri harcamaların GSYH’ya oranı ortalama olarak % 4’ün biraz üstündedir.
ABD’nin 2018 savaş bütçesi 700 milyar dolar.
Kıyas olsun diye hatırlatayım; Türkiye’nin 2018 bütçe büyüklüğü 762.8 milyar lira
Bu verilerden çıkarılacak sonuç, ABD ve İsrail ekonomisinin temel itici gücü askeri harcamalardır.
***
Sonuç; İsrail ekonomisi, İsrail’in kuruluş yılı olan 1948’den beri neredeyse aralıksız süren soykırımı finanse etmektedir.
İsrail ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri askeri harcamalardır ve bu harcamalar yüksek vergilerle İsrail halkından sağlanmaktadır.
Yani İsrail devlet terörünün finansmanı halktan vergi yoluyla almaktadır.
Bu topraklarda süren devlet terörü hem İsrail vatandaşlarını hem de Filistin halkını yoksullaştırmaktadır.
Ortadoğu’da ABD’nin Filistin’de İsrail’in uyguladığı devlet terörünün silah tüccarlarından başka kimseye faydası yoktur.
Zararı ise herkesedir.
#İsrail
#ABD
#Savaş
