Türkeş, 1991’de kimi işaret etmişti?

04:006/04/2018, Friday
G: 6/04/2018, Friday
Tamer Korkmaz

MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş, -önceki gün- vefatının yirmi birinci yıldönümünde Ankara Beştepe’deki kabri başında dualarla anıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli, burada yaptığı konuşmada “Türkeş Bey; ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olmuştur” dedi.Devlet Bahçeli’nin şu sözleri de dikkat çekicidir:“Merhum Başbuğumuz; hiçbir zaman kolay bir başarı vaat etmemiş, menfaat tekliflerine, tehditlere

MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş, -önceki gün- vefatının yirmi birinci yıldönümünde Ankara Beştepe’deki kabri başında dualarla anıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli, burada yaptığı konuşmada “Türkeş Bey; ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olmuştur” dedi.



Devlet Bahçeli’nin şu sözleri de dikkat çekicidir:

“Merhum Başbuğumuz; hiçbir zaman kolay bir başarı vaat etmemiş, menfaat tekliflerine, tehditlere boyun eğmemişti…

Biz de aynısını yapmaya devam edeceğiz.

Türkiye’miz tehlike altında iken, Türk milleti bölünmek istenirken; bizler ayrı gayrı düşemez, nefsimize heveslerimize günü birlik heyecanlarımıza teslim olamazdık…

‘Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ anlayışıyla öne atılmalı, bunu kendimize vazife bilmeliydik. Nitekim öyle de yaptık. Uğruna her şeyimizi feda etmeye yeminli olduğumuz vatanımızın selametine hizmet etmek varken siyasi ikbal peşinde koşamazdık…”

*

Bu sözlerin sahibi Devlet Bahçeli; 7 Haziran 2015’teki genel seçimin ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine adeta “altın tepsi” içinde sunduğu ‘Başbakanlık’ koltuğunu elinin tersiyle geri çevirmiş bir siyasi liderdir.

O gün, muhtemel bir koalisyon hükümetinin başbakanlığını reddederken; partisinin çıkarını bir kenara bırakarak Türkiye’nin “milli menfaatleri” doğrultusunda davranmıştı. Bu tercihinin, ne denli kritik ve hayati bir karar olduğu “aradan geçen yaklaşık üç yıllık zaman zarfında” çok daha iyi anlaşılmıştır.

*

Devlet Bahçeli, 17 Nisan 1987 tarihinde “Alparslan Türkeş’in çağrısı üzerine” Gazi Üniversitesi’ndeki görevinden istifa ederek MÇP’de (Milliyetçi Çalışma Partisi) siyasete girmiştir.

Bahçeli, 19 Nisan 1987’deki MÇP Kongresi’nde partinin Genel Sekreterliğine getirilmişti.

*

12 Eylül 1980’deki askeri darbeyi müteakip “dört yıl, yedi ay, yirmi beş gün” süreyle tutuklu kalan Alparslan Türkeş, 9 Nisan 1985’te tahliye edilmişti…

6 Eylül 1987’deki referandumla siyasi yasakları kaldırılan Türkeş; 20 Eylül 1987’de MÇP’ye kaydını yaptırmış ve 4 Ekim 1987 tarihindeki Olağanüstü Kongre’de MÇP Genel Başkanlığı’na seçilmişti.

24 Ocak 1993’te yapılan 4. Olağanüstü Kongre’de ise MÇP, “Milliyetçi Hareket Partisi” adını almıştır…

Böylelikle; 12 Eylül’ün darbecileri tarafından (diğer partilerle birlikte) 16 Ekim 1981’de kapatılan MHP, on iki yıl sonra yeniden siyaset sahnesine dönmüştü.

*

Alparslan Türkeş’in 1991’de -MÇP’nin genel başkanı iken- kendisiyle röportaj yapan bir meslektaşımıza “yayınlanmamak kaydıyla” söylediklerini, daha doğrusu dile getirdiği bir ismi -bu yazı vesilesiyle- ilk kez paylaşalım…

Tecrübeli meslektaşımızın “Partinizde sizden sonrası için hazırladığınız birisi var mı?” şeklindeki sorusuna karşılık…

Türkeş Bey, cevaben Devlet Bahçeli’yi işaret etmiştir!

Alparslan Türkeş’in 4 Nisan 1997’deki vefatının ardından toplanan MHP’nin 5. Olağanüstü Kurultayı, “çıkan hadiseler nedeniyle yarıda kalmış” 6 Temmuz 1997’de tekrar toplanan Olağanüstü Kurultay’da Devlet Bahçeli genel başkan seçilmişti…

*

20 Ekim 1991 tarihindeki genel seçimlere; o zamanki ismiyle MÇP, RP (Refah Partisi) ve IDP (Islahatçı Demokrasi Partisi) ile ittifak yaparak girmişti. Yüzde 16,9’luk oy yüzdesiyle sandıktan çıkan ve 62 milletvekilliği elde eden İttifak, seçim barajı engelini farklı biçimde aşmış, her üç parti de böylelikle Meclis’te temsil edilme hakkını kazanmıştı.

Seçimde RP ve IDP ile ittifak yapan Türkeş ve 18 milletvekili arkadaşı, bir ay kadar sonra partileri MÇP’ye geri dönmüşlerdi.

Alparslan Türkeş, 1991 seçim kampanyasında bazı mitinglere RP’nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile birlikte katılmıştı…

Bu siyasi birliktelik, rahmetli Türkeş ile rahmetli Erbakan’ın ilk defa bir araya gelişi değildi…

İki etkili siyasi lider; 31 Mart 1975’te kurulan ve 21 Haziran 1977 tarihine kadar görevde kalan AP-MSP-MHP Koalisyonu’nda (Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti) Başbakan Yardımcısı idiler.

Üç parti arasında kurulan İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti ise daha kısa süreli olmuştu: 22 Temmuz 1977 ile 31 Aralık 1977 arasında görevde kalan ikinci AP-MHP-MSP Koalisyonu, siyasi tarihimize “Güneş Motel” Skandalı olarak geçen “On Birler Olayı” ile düşürülmüştür.

*

Türkeş ile Erbakan’ın siyaseten yollarının ilk defa 1965’te kesiştiği ise neredeyse hiç bilinmez!

1 Ağustos 1965 tarihinde CKMP’nin (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) genel başkanlığına seçilen Türkeş’in bu ilk partisi, ilk seçiminde (10 Ekim 1965) yüzde 2.2 ile “on bir milletvekili” çıkarmıştı…

İşte o seçimde, Necmettin Erbakan’ın Samsun’dan CKMP’nin birinci sıradan kontenjan adayı olarak tespit edildiğini -ilk defa- meslektaşımız Fehmi Çalmuk’un “Das ist Erbakan” adlı kitabından (İkinci Cilt, Sayfa: 342) öğreniyoruz!

İlgili haberin (2 Eylül 1965/Milliyet) kupürü de, Çalmuk’un titiz ve kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan kitabında yer alıyor.

Erbakan o dönemde siyasete girmemiş; CKMP’den adaylığı da gerçekleşmemiştir.

#Siyaset
#Alparslan Türkeş
#MHP