Meral Akşener, daha geçen ay aynen şöyle konuşuyordu: “Biz ne çıkar, ne çukur, ne cukka, ne de yıkım ittifakını asla ve kata yapmayacağız. Sırf aday olabilmek için, grup kurmak gibi bir abidik-gubidik işimiz olmayacak. Biz, yola yüz bin imza ile çıkacağız. Yiğitleri de göreceğiz bakalım kimler yüz bin imza ile yola çıkacak?” (11 Mart 2018)
*
Önceki gün, on beş CHP’li milletvekilinin partilerinden istifa edip İP’e katılmaları daha doğrusu “paket servis” misali “Pensilvanya Partisi”ne gönderilmeleri üzerine; Akşener, şu açıklamayı yaptı:
“CHP’nin değerli genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin üzerindedir. Tarihi bir demokratik tavırdır. Siyaset ve demokrasi tarihimizde övgü ile yerini alacaktır.”
*
Aldığı derin sufle üzerine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meral Hanım’ın partisine “paket vekil servisi” yapması; siyaset ve demokrasi tarihimize daha şimdiden “rezaletin daniskası” olarak geçmiştir.
Kaldı ki; Akşener’in işbu “abidik-gubidik” paslaşmanın tarihe nasıl geçeceğini öngörebilmesi için, sadece 1977 yılı sonundaki “Güneş Motel” skandalını hatırlaması bile yeterli olacaktır!
Kırk bir yıl önceki rezalette yine CHP başı çekiyordu…
O dönemde, CHP’nin Genel Başkanı olan Bülent Ecevit, “güvenoyu alma” yolunda ihtiyaç duyduğu 11 milletvekilini Adalet Partisi’nden transfer edebilmek için bu isimleri bakan yapmıştı…
İstanbul Belediyesi’ne ait Florya’daki “Güneş Motel”de geceli gündüzlü gizli görüşmeler neticesinde AP’li vekilleri “ikna eden” Ecevit; bu temasları öncesinde “Kumar borcu olmayan on bir milletvekili arıyorum” diye konuşmuştu!
“Güneş Motel” pazarlıklarıyla kurulan Ecevit Hükümeti; AP, MSP ve MHP’nin dâhil olduğu “İkinci Milliyetçi Cephe” Hükümeti’nin (22 Temmuz 1977-31 Aralık 1977) “alaşağı edilmesiyle” sahne almıştır!
1978 senesinin ilk haftasında açıklanan Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki bu hükümet, 12 Eylül darbesi öncesindeki dönemde “yirmi iki ay” süreyle görev yapmıştır.
*
İP’leri Pensilvanya’nın elinde olan Akşener’in partisine “Meclis’te grup kurabilmesi ve seçimlere girebilmesi için” on beş milletvekili gönderiveren CHP; FETÖ ile “7 Şubat 2012 tarihinden hemen sonraki günlerden itibaren stratejik ortaklık” kurmuştu.
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminin berhava olmasından dolayı, aynen Washington’dakiler gibi büyük bir hayal kırıklığına uğrayanlar arasında Akşener ile Kılıçdaroğlu da vardır!
Erken seçimin 24 Haziran’da yapılmasının kesinleşmesi ile birlikte birkaç gün içinde CHP ile İyi Rol Yapan Parti’nin “abidik-gubidik” işler çevirmesi; hem bu iki parti arasındaki “çok yakın münasebetin” çok daha evvelden kurulduğunu gösteriyor, hem de “arka plandaki güç odağının kim olduğu” sualini sordurtuyor!
İyi Rol Yapan Parti Genel Sekreteri’nin CHP’den transfer edildiğini hatırladığımızda; CHP ile İP arasındaki bağlantının Meral Akşener’in partisinin kurulmasından hemen öncesinde sağlandığını tahmin etmek güç değildir.
İP ile CHP’yi “kolaylıkla” bir araya getiren veya birbirine bağlayan Güç Merkezi ise Washington’a bağlı derin baronlar (Komprador Burjuvazi) ile Pensilvanya’dır!
*
Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanlığı seçimine kendi adaylarını çıkarıp ikinci turu mu hedefleyecekleri; yoksa tek aday üzerinde anlaşarak mı seçime girecekleri?” sorusu çok tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor…
Cumhur İttifakı’na karşı konuşlanmış olan “Amerikancı Cumhuriyet” gazetesinin dünkü manşetinde yer alan satırlar dikkat çekicidir:
“24 Haziran’daki baskın seçim kararının ardından CHP ile İYİ Parti arasındaki baş döndürücü trafikten, muhalefetin tek ve ortak bir cumhurbaşkanı adayı ile seçime girme arayışı çıktı. Adaylığını ilan eden Akşener, ortak aday için ikna edilmeye çalışılıyor. Akşener ikna edilirse muhalefet, Erdoğan’a karşı tek adayla çıkacak.”
İşte burada dile getirilen seçim planı; Cumhur İttifakı’nın karşısındaki malum cephenin asıl gayesini ya da aslında neyi hedeflediğini gösteriyor!
*
Kemal Kılıçdaroğlu ile Temel Karamollaoğlu’nun dünkü görüşmesinden sonra iki lider ortak açıklama yaptılar. Orada gazetecilerin “Ortak adayınız var mı? Abdullah Gül’ün adı geçiyor” şeklindeki sorusuna Saadet Partisi Genel Başkanı, “Bunun cevabı, inşallah bu hafta sonuna doğru ortaya çıkar” karşılığını verdi! Sadece bu cevap bile sözü edilen ortak aday konusunda “hayli ilerleme sağlandığını” işaretliyor…
“Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde büyük bir mesafe alındığından” bahsediliyor!
Kılıçdaroğlu, 26 Ekim 2017’de CNN Türk’te “Abdullah Gül ile sekiz ay önce falan görüştük” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül ile buluşmasının sözünü ettiği bu görüşme ile sınırlı kalmadığı; ikilinin 2018’de de bir araya geldikleri, bu son görüşmenin ise gizlice yapıldığı dile getiriliyor…
Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan’ın karşısına; muhalefet partilerinin, ortak aday olarak Gül ile çıkacakları anlaşılıyor!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.