Demek ki, neymiş?

04:0030/05/2018, Çarşamba
G: 30/05/2018, Çarşamba
Tamer Korkmaz

Atatürkçü Düşünce Derneği, 27 Mayıs darbesinin elli sekizinci yıldönümünde twitter’dan şöyle seslendi: “Türk Silahlı Kuvvetleri bundan yarım yüzyıl önce anayasa ve hukuk dışına çıkmış bir siyasal iktidara karşı direnme hakkını kullanmış ve ülke yönetimine el koymuştu. Ordunun arkasında milletin desteği vardı.”*27 Mayıs darbesinin perde arkasındaki ABD’dir. Amerika’nın içerideki kuklaları, darbeden bir yıl sonra da Başvekil Menderes ile iki bakanını idam ettiler. Menderes’e Yassıada’da her türlü

Atatürkçü Düşünce Derneği, 27 Mayıs darbesinin elli sekizinci yıldönümünde twitter’dan şöyle seslendi: “Türk Silahlı Kuvvetleri bundan yarım yüzyıl önce anayasa ve hukuk dışına çıkmış bir siyasal iktidara karşı direnme hakkını kullanmış ve ülke yönetimine el koymuştu. Ordunun arkasında milletin desteği vardı.”



*

27 Mayıs darbesinin perde arkasındaki ABD’dir. Amerika’nın içerideki kuklaları, darbeden bir yıl sonra da Başvekil Menderes ile iki bakanını idam ettiler. Menderes’e Yassıada’da her türlü işkence yapıldı. Bu işkencenin, idamdan birkaç gün öncesinde vardığı “son kerte” ise bugün bile gün ışığına çıkmış değildir!

Menderes hakkındaki iddiaların tamamı Anayasa’ya aykırıydı!

Buna mukabil, cezası en başından belli bir yargılama sonunda mahkûm edilip “suçsuz yere” asıldı.

Neden mi?

Yassıada’daki mahkemede; Zalim Hâkim Salim Başol, DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun bir itirazı üzerine “Ne yapalım, sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” demişti!

Türkiye’de darbeler dönemini başlatan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesini, şimdilerde baş tacı yapan ADD’nin Başkanı kim?

El Cevap: Tansel Çölaşan! Darbeci Tansel Hanım’ın “hukuk” dediği şey, aslında Yassıada Hukuku’dur: Yani, Yassıada Faşizmidir!

Ezcümle: “27 Mayısçı ADD; eşittir, 27 Mayıs’ı yaptırtan ABD” diyoruz.

*

İşte bu Tansel Çölaşan, Gezi Parkı Kalkışması’nın devam ettiği günlerde Sözcü’ye “Korku duvarları yıkıldı. Nehir akmaya başladı. Artık geriye dönüş yok” demişti. “AKP iktidarı, Ortaçağ rejimini meşrulaştırmak için çabalıyor” diye de eklemişti! (9 Haziran 2013)

Tansel Hanım, kısa bir süre önce de yine Sözcü’ye konuştu ve “24 Haziran’da oyunu bozma fırsatımız var” dedi. (18 Mayıs 2018)

Bu röportajda, 17 Mayıs 2006 tarihindeki Danıştay saldırısını hatırlatan Bayan Çölaşan; Alparslan Arslan adlı katilin Mustafa Özbölgin’i öldürdükten sonra “Allah’ın askerleriyiz. Osmanlı’nın torunlarıyız” diye bağırdığını ve “Tekbir getirdiğini” cinayetten on iki yıl sonrasında “bir kez daha” iddia ediyordu!

Oysa, Danıştay baskınında yaralanan Danıştay İkinci Dairesi üyesi Hanımefendi, katilin “Tekbir getirmediğini” söylemişti!

Bu kritik mevzuu, özetle şöyleydi:

Danıştay’daki baskını planlayanlar, tetikçiye saldırı sonrasında “tekbir getirmesini” tembih etmişlerdi. Arslan ise tekbir getirmeyi unutmuştu! Tansel Çölaşan’ın “unutkan tetikçiyi konuşturmaya yarayan!” bu sözleri, o dönemde “Laiklik elden gidiyor!” fırtınasına hatırı sayılır bir katkı sağlamıştı!

Anında “Bir Radikal İslamcı laik Danıştay üyesini katletti” algısı oluşturulmuştu!

*

Danıştay’da Mustafa Özbilgin’i öldüren Avukat Arslan’ın yakın arkadaşı ve meslektaşı, Locaefendi’nin amcasının oğlu Kemalettin Gülen’di!

İki kanka Alparslan ile Kemalettin, Danıştay Cinayeti’nden bir yıl öncesine kadar Paralel Yapı’ya ait Kaynak Holding’in avukatları arasındaydı!

Ergenekon Davası sanıklarından Erkut Ersoy, Silivri’deki 116. Duruşmada Alparslan Arslan’ın ifadesi sırasında (19 Ekim 2009) şunları söylemişti:

“Hastanede Arslan’la aynı bölümdeydik. Bir gün, muhabbet etmek amacıyla yanına gittim. Merak ettiğimden ona ‘Neden bu saldırıyı yaptın?’ diye sordum. Arslan, epey düşündükten sonra bana ‘Beni Fetullahçılar yönlendirdi. Pişmanım’ dedi! Hatırlıyor mudur, acaba?”

Alparslan Arslan ise bu sahneyi yalanlamamış ve Ersoy’a “Sen bilirsin, büyük adamsın” diye gülerek karşılık vermişti!

*

Danıştay tetikçisi Arslan’ın Kaynak Holding’te avukatlık yaptığı dönemde, holdingi Mustafa Özcan yönetiyordu…

Paralel Devlet hiyerarşisinde “Türkiye İmamı” olarak yer alan ve Fetullah Gülen’den sonra gelen ilk yönetici olan FETÖ’nün Kasası “emekli vaiz!” Mustafa Özcan, 20 Mart 2014’te NATO’nun merkezinin de bulunduğu Brüksel’e kaçtı!

FETÖ’nün çekirdek kadrosunda Mustafa Özcan’dan sonra gelen Paralel yönetici konumundaki Ahmet Kara, “Hüsamettin Cindoruk’a o denli yakındı ki; Locaefendi’nin 19 yıl avukatlığını yapan Orhan Erdemli’ye bile Hüsamettin Cindoruk’un ofisinde randevu veriyordu…”

Bu durumu, Paralel Erdemli’nin itiraflarından öğreniyoruz!

Cindoruk mu; Emin Çölaşan’ın halasının oğludur.

Tansel Çölaşan’ın eşi Emin Çölaşan, medyamızdaki bir nevi Lee Van Cleef’tir!

*

2013 yılını gazetesi Sözcü’ye değerlendiren Emin Çölaşan, aynen şöyle demiştir: “Bizim başaramadığımızı Fetullah’la ekibi başardı…” (24 Aralık 2013!)

Mister Çölaşan 29 Ekim 2015’te de “Şimdi cemaati savunma zamanı” diye sesleniyordu! O günkü köşesinde, bakın daha neler yazmıştı:

“Fetullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım…

Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütü sürdüler. Cemaati yok etmek amacıyla durduk yerde aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar…

Hiç kimse, bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor!”

#​Atatürkçü Düşünce Derneği
#27 Mayıs