Sabahattin Ali, çok uzun yıllar önce Sinop Cezaevi’nden şöyle seslenmişti: “Bir yanımı sardı müfreze kolu/ Bir yanımı sardı Varilcioğlu/ Beş yüz atlı ile kestiler yolu/ Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz...”
*
Komprador Burjuvazi’nin; uzun seneler boyunca başında kalpakla boynunda kırmızı atkısıyla dolaştırıp “devrimci” maskesiyle sahne aldırdığı Yalçın Küçük ise Silivri hapsinden bahisle şunları yazdı:
“İslam’a, Başkan Obama son veremedi. Ancak bizi hapisten Obama çıkardı. Amerika hem hapse attı, hem de çıkardı…
Obama, Gülen’i kullandı. Gülen Anayasa Mahkemesi’ne hâkimdi…
Bizi Obama ve Gülen çıkardılar. Komikti; kanunsuz olarak hapse attılar, kanunlara aykırı olarak da bizi çıkardılar…”
Mister Küçük, “Kir Teorisi” adlı kitabın (Şubat 2018, Doğu Kitapevi) 82. Sayfa’sında yer alan bu satırların devamında ise lafı Donald Trump’a getirip şöyle diyor:
“Truman alık ise Trump nedir? Belki kaçık diyebiliriz…
İslam’a kaçık kini duymaktadır. İslam’ın kökünü kazımaktadır. Ne kadar kazır, sınırı vardır. Bir atasözümüz var: ‘Eğer alık kirletirse kaçık temizler’ diye. Sağ olasın ‘kaçık’ demek durumundayım…”
*
Yalçın Küçük’ün asıl derdi neymiş, görüyorsunuz: Bir kere daha, “en iyi belge itiraftır” diyoruz.
İslam düşmanlığında Trump’la birleştiklerini açıkça söylüyor…
Bunların alayı zaten hep böyleydi, şimdi ise açık ediyorlar.
Demek ki; mücbir nedenleri, dahası devasa bir sıkıntıları var!
Biz de “Madem öyle gel böyle” diyoruz. Bakınız, nasıl söylüyoruz:
-Yalçın Küçük; ALLAH BÜYÜK!
*
Sam Amca’sının Yalçın’ı, her bir fırsatta “İsmet İnönü’nün talebesi olmakla” övünür.
İnönü’nün, Kurtuluş Savaşı sırasında subay ailelerine “Bu millet düşmanınızdır” şeklindeki seslenişi için “İsmet Paşa’nın bu sözleri bizim amentümüzdü. 60’lı yıllarda biz böyle yetiştik” diyen (Ulusal Kanal, 2010) Yalçın Küçük’ün ta kendisidir!
Bu sütunda artık “Çocuktan al haberi” demiyoruz. Onun yerine, aynı kapıya çıktığı için “Yalçın Küçük’ten al haberi” diyoruz!
Mister Küçük “ağzındaki baklayı” çıkarmaktan kendisini alamıyor.
Geçenlerde (4 Mayıs) oda.tv’ye verdiği röportajda aynen şöyle dedi:
“TÜSİAD, bu rejimin değişmesini istiyor. Laik ve demokratik bir Türkiye istiyorlar. Samimi olduklarına inanıyorum…
Şu anda en büyük muhalefet, Türkiye büyük sermayesinin örgütü TÜSİAD’tır…
TÜSİAD’ın yeni başkanı çok kibar bir adam, hemen her gün bunları söylüyor…”
*
Geçtiğimiz yıl TÜSİAD’ın yeni başkanı olan Erol Bilecik; önceki gün de -Mister Simit’in oğlu Ally Koch’un başkan seçildiği- Fenerbahçe Kulübü Kongresi’nde yeni yönetim kuruluna girdi!
*
Yalçın Küçük, vaktiyle TÜSİAD’ta Genel Sekreterlik de yapmış olan Milliyet yazarı Güngör Uras için “Çıkış” adlı kitabında şöyle yazmıştı:
“Vehbi Koç ve Vitali Hakko, TÜSİAD’ta Güngör Hocam’ın rahle-i tedrisinden geçtiler. Güngör, her ikisinin de gecikmiş mürebbiyesidir…”
27 Mayıs darbesi öncesinde “Menderes’i protesto ile görevlendirilen gençler” arasında Küçük Yalçın “başı çeken” isimler arasındaydı…
Bu durumu “Türkiye’yi 27 Mayıs devrimine götüren ekipteniz. Gençlik örgütleri okullarımızdır. Hep oradan çıkıyoruz” diye anlatmıştır. (Aydınlık, 3 Mayıs 2013)
O dönemde birlikte nümayiş yaptıkları gençleri sayarken en başa Can Kıraç’ı yerleştiriyor!
Sadece Yalçın değil, dünyamız da küçük: Can Kıraç “Vehbi Koch’un damadı” İnan Kıraç’ın ağabeyidir! Can Bey, uzun zaman önce TÜSİAD’ın kuruluş hazırlıklarını yürüten komitede görev yapmıştır. TESEV’in de “184 numaralı” kurucu üyesidir.
“183 numaralı üye” kimdi, peki? “Benim Adım Kemal!”
Tam sekiz yıl önce Komprador Burjuvazi’nin CHP’nin başına –kaset operasyonu neticesinde– getirdiği Kemal Kılıçdaroğlu, çok fazla geçmeden partisini hem FETÖ’nün hem de HDPKK’nın stratejik ortağı yaptı.
Yeri gelmişken, “Devrimci” maskeli Yalçın Küçük’ün, vaktiyle Terörist başı Öcalan’ın akıl hocası olduğunu da hatırlayalım!
*
İnan Kıraç, 12 Haziran 2011 genel seçimi öncesinde CHP tek başına iktidara geleceğinden” o kadar emindi ki; Cüneyt Arcayürek ile iddiaya bile girmişti! Temennisini, tahmini olarak söylüyordu. Tahmini çöpe gitti…
Seçimden bir ay kadar önce, “MHP’ye kaset operasyonu” yapılmıştı…
Devlet Bahçeli, Pensilvanya’yı işaret etmiş ve haklı çıkmıştı…
Peki, o seçimden üç hafta sonra ne olmuştu?
El Cevap: FETÖ, 3 Temmuz 2011’de Şike Kumpası ile Fenerbahçe’yi ele geçirmek istedi; uzun süre çok ciddi uğraştı ve başaramadı. 3 Temmuz Operasyonu’nda FETÖ’nün ardındaki güç odağı Komprador Burjuvazi’ydi!
*
Yaman Bir Soru: 3 Temmuz 2011’de “bacasından içeriye girilmeye çalışılıp” da ele geçirilemeyen; buna karşılık, yedi sene sonra -önceki gün- kapısından içeri “çok büyük bir destekle ve devasa bir tezahüratla” girilen spor kulübümüz hangisidir?
Ezcümle: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!
Peki ya, Sabahattin Ali ne diyordu: “Bir yanımı sarmış müfreze kolu!”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.