Söz konusu sorularımın tamamını cevapladığımdan hâlâ emin değilim ama şundan eminim ki, Sevgili’nin Evi’ni çalışmış olmakla Mekke, Medine ve Kudüs’ten ibaret olan üç mübarek evi, (kendi cirmimce) ilme’l-yakîn düzeyde tanıma imkanı elde etmiş ve bu üç beldeyi ziyaretle nasiplendirildiğimde, sanki yıllardır ikamet ediyormuşum gibi bu şehirlere ayne’lyakîn olarak katılıvermiştim.
Dolayısıyla onlar hakkındaki yeni her yakînim, gözüme onlardan yükselen dalgalar gibi görünüyor ve ben giderek bilginin bilgisini edinmeyi değil, mezkûr dalgaların bendeki serin ve sarsıcı etkisinde hayretle yitip gitmeyi arzuluyorum. Bu arzumu, adeta çocukluğumun iadesi esasında sürdürüyor ve bunun o hiç erişemeyeceğim Hakka’l-yakîn yerine, bundan çocukluğumdaki safiyete denk bir imayı olsun sezebilmeyi umuyorum.
Bu kalbi, emsallerinden ayıran ise, Peygamber Efendimiz’in onunla temellenen eskimez, unutulmaz, varlığı ihmal edilemez, naklinden geri kalınamaz hatırasıdır.
Bu esastan baktığımızda Medine denizi, şârîden ile şeriattan ibaret olur. İlginç olan bu mahiyetin onun nevi şahsına münhasır olması, diğer bir ifadeyle şârî ile şeriat ilişkisi bakımından Mekke’den ve Kudüs’ten farklı bulunmasıdır.
Zira Medine, Peygamber Efendimiz’e selamet yurdu olarak, halkının gönül rızasıyla ve samimi davetiyle verilmiştir. İslâm şeriatının burada (tamamlanarak) teşekkül etmiş olması Medine’yi İslâm inanç sisteminin uygulama alanı haline getirmekle kalmamış, onu aynı zamanda bu inancın fetih merkezi haline getirmiştir. Nitekim Mekke ve Kudüs’ün fethi dâhil, Medine’de planlanan İslâm fetihleri Türkistan, Endonezya ve İberya’ya kadar ulaşmıştır.
Şeyhimiz Muhyiddin’in Fütûhât’ını sadece Mekke ile tanımlaması, Medine’yi bir fetih konusu yapmaması da bundan olsa gerektir.
Bu nedenle yukarıda “Mescid-i Nebevî, Medine’nin kalbidir” dedik.
Mescid-i Nebevi: Hz. Peygamber’in Müslümanlara örnek olan evidir; ilk mescittir; ilk medresedir; ilk sohbet yeridir; İlk Müslüman neslin yetiştiği mekândır; ilk siyaset merkezidir; ilk iktidarın zuhuru için mesenliktir; ilk fetih için hareket noktasıdır.
Yukarıda zikrettiğimiz fark bağlamında Mekke, Medine ve Kudüs’ün farklarından söz etmemiz, bir üstünlük vurgusuna çıkmaz. Zira her üç şehir de birbirlerine olan farklarıyla aslında İlâhî-Nebevî bir bütünün parçaları hükmündedirler.
O halde, Mekke, Medine ve Kudüs’ü sevmek, üç ayrı şahsı sevmek gibidir; kişiler insanlıkları bakımından ortak, şahsiyeti bakımından biricik olduklarına göre, bu şehirler de mübarek olmaları yönünden ortak, kendi mahiyetleri ve suretleri yönünden ise biriciktirler.
Tevhid medeniyetinin evi olan Medine, aklımızda keşif zahmetiyle değil, kalbimizde Peygamber sevgisiyle yerleşiktir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.