Üstelik bu, bugün ortaya çıkmış bir durum da değildir; kalbimizin Beytullah’a bağlandığı ve ayağımızın Diyar-ı Rum’da yer tutmaya başladığı ilk günden beri bu böyledir.
Ardından, “Osmanlı İmparatoruğu’nun Paylaşılması Projeleri”ni tarih sırasına göre anlatıyor Djuvara.
Bunlardan I. Maximilan’ın 1518 tarihli (17.) projesi, nefret söylemi ve coğrafi yaygınlığı bakımından, adeta bugünkü projelere de bir örnek oluşturuyor.
Alman İmparatorlarından olan I. Maximilan (1459-1519), söz konusu projesinde, “...Türkleri (...) ‘Hıristiyanları perişan eden küstah, güçlü Türk İnsanı’ olarak adlandırıyor, önce parasal sorunları ve ordunun ikmal konularını ele alıyor, Hıristiyanlar arasındaki uyuşmazlıkların askıya alınmasının gerekli olduğunu, Fransa kralının müdahale etmesi icap ettiğini söylüyor; İran’ın desteğinin sağlanmasını tavsiye ediyor, Türklerin saldırılarından sıkıntı çeken başka hükümdarların yardımını bekliyor. Bunların arasında Tunuslular, Faslılar, Libyalılar ve Araplar var.”
Djuvara, proje ile ilgili değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:
“Maximilan, Haçlı seferine çıkacak Hıristiyan hükümdarları sayıyor: Roma-Cermen imparatoru, Portekiz, Fransa, Lehistan, Macar kralları, Bohemya, Silezya, Moravya ve Bavyera prensleri. Bunlara Boğdan ve Eflak voyvodalarının katılmasını istiyor. İskitlerin(?), Moğolların ve Rütenlerin yardımlarının sağlanması gerektiğini de belirtiyor; tüm güçlerin birbirlerini desteklemeleri icap ettiğine değiniyor. Fransa kralı, İtalya, İlirya, Hırvatistan ve Dalmaçya’dan yola çıkacaktır. Bu ülkelerle şimdiye kadar bir sorun olmadığı için yerel halkın desteğini sağlayabileceğini sanmaktadır. Daha sonra hep birlikte Edirne’ye saldıracaklardır.
Ertesi yıl Portekiz kralı, Afrika’yı ve İskenderiye’yi kurtarmış olacak, Yunanistan’ı kat ederek Fransa kralı ve Lehistan kralıyla birleşecektir. Sonra bunlar hep birlikte İstanbul’u kuşatacaklardır. Böylece, Anadolu’nun ve Kutsal Topraklar’ın ele geçirilmesi kolay olacaktır. Fethedilen topraklar, daha sonra Papa ve Kardinaller Meclisi tarafından (eşit biçimde) paylaştırılacaktır.”
Elbette, metin haline getirilip, ilgili taraflarca imzalanan bu proje de öncekileri gibi sonuçsuz kalmış, ancak Kutsal Topraklar’ı merkeze alan yeni projelere zemin oluşturması bakımından da bir sürekliliği pekiştirmiştir.
Bunlardan baktığımızda, o günden bugüne kadar geçen beş yüz seneye rağmen Kudüs’le ilgili bugünkü menfur projeler (ortaya çıkarılışları ve sürdürülüşleri itibariyle) çok tanıdık gelmektedir; yine Mısır, Türkiye ile İran üzerinde oynan son oyunlar, Arap emirlikleri ile Sudi Arabistan’ın, Kudüs (Filistin), İran konusundaki bozgunculukları ve fitneleri, beş yüz sene önceki halleriyle, sadece yeni bir yaş kazanmış olarak sürmektedir.
Bunun için diyoruz ki: dış tehdid gelmişti; gelmeye devam ediyor ve yine gelecek.
Bize düşen, bugün ve yarın da geldiklerinde, her zamanki gibi onlara yine layık olduklarını göstermektir.
Bu manada bilinçsizlik, pasiflik ve yılgınlık gösterenler, zillet ehlindendir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.