Herhangi bir arama motoruna “Akdeniz’de sular...” diye yazarak arattığınızda, “Akdeniz’de sular ısınıyor”, “Akdeniz’de sular neden ısınıyor”, “Akdeniz’de sular giderek ısınıyor”... şeklinde, hüküm ya da soru cümlesi olarak yüzlerce madde başlığı ile karşılaşırsınız.
Bu başlıklar, sadece ajitasyona ayarlanmış bir medtayik dili ifşa etmez, aynı zamanda “bu defa” Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynaklarına bağlı olarak yükselen ulusalararası anlamazlık tansiyonuna dikkat çekerler.
“Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmama” saplantısı içindeki bir güruhun, aynı bağlamda tarihi hazıfazının silinmesi, geçmişten gelen düşmanlıkların unutulması, herkesle kardeşçe el ele yaşanması şeklinde özetlenebilecek talepleri de buna eklenince, Akdeniz’deki ısınmanın boyutları, konunun esasını da aşarak çeşitlenir.
Bu son grubun mezkur taleplerini “Madem tarih esaslı düşmanlıklar bitirilmeli, peki, Türkiye neden yarım asırdır AB kapısında bekletiliyor?” sorusuyla temize havale etsek de ayarı bozulmuş dilin Akdeniz merkezli işleyişini durdurmak zordur. Zira bu dilin sahipleri “Akdeniz’de sular ne zaman soğumuştu ki, şimdi ısınsın?” şeklindeki asıl soruyu sormak yerine, bugün zahir olan durum üzerinden, (hadi hainlikleri de bir yana) yerli oryantalistler olarak bir taşla birçok kuş vurmaya kenetlenmiş bulunmaktadır.
“Öyle sanıyorum ki Akdeniz, insanların gördüğü ve sevdiği haliyle, kendi geçmişi hakkında olabilecek en büyük belge olarak karşımızdadır.” (Doğu Batı Yayınları, İstanbul 2017, 2018)
“Kendi geçmişimiz” ise, kendilik bilincimizle mukayyettir ve bu bilinç, bilinmeyen bir geçmişin içinden sürekli olarak filizlenen yeni bir fidan gibidir.
Burada “bilinmeyen”den kastımız, tahayyülümüzün, tefekkürümüzün ve aidiyet duygumuzun kapsa(n)ma düzeyiyle ilgilidir.
İberya’yı yedi yılda fetheden Müslümanlar, bu irade ve gayretlerini Akdeniz’in dalgalarını da hareketlendiren İslam rüzgarından devşirmişlerdir.
Haçlılar’ın 1085’te Tuleytula’yı (Toledo’yu), 1099’da Kudüs’ü işgali etmelerine sebep olan rüzgar da yine Akdeniz merkezlidir.
İnebahtı şehitlerinin kanıdır Akdeniz’i bizim bayrağımızın rengine boyayan...
Akdeniz’de suların soğumasını bekleyenler ise, insanlığın tükenmesini bekleyenlerdir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.