Bundan 15 sene önce, birkaç arkadaşla Hindistan’a gitmiştik.
Seylan dâhil, Hint kıtasında benim görebildiğim yerlerdeki camilerin zemini bizdeki gibi halılarla kaplı değildir, diğer bir söyleyişle namaz yaygısı yoktur. Sanırım temizlik nedeniyle yapılan bu uygulama, bizim dünyamızdan gidenlerin, ilk ve son namaz mahallerini ayırmalarında güçlüğe neden olur.
Biz hem bu nedenle, hem de namaza yetişme telaşıyla gittiğimiz Gulâm Muhammed Camiinde bu güçlüğe bizzat maruz kaldık. İç kısmı tamamen dolmuş olan camide, cümle kapısına yakın bir yerde mekân tutmak isterken, farkında olmadan namaz mahalli sayılan yere girmiştik, hem de ayakkabılarımızla...
Bizim durduğumuz yere göre, öndeki saflarda bulunanlardan biri, bizim telaşlı ve şaşkın halimizi önceden takibe almış olmalı ki, oraya ayağımızı attığımız ilk anda yerinden fırlayıp, çakmak çakmak bakışlarıyla, öfkeli ve yüksek bir ses tonuyla hepimizi geriye doğru püskürttü. Şaşkın ve suçlanmış bir halde ortada kalakaldığımız yetmezmiş gibi, o kişi bizi hürmetsizlikle, kasıtlı davranmakla suçlamayı sürdürdü.
Biz Müslüman olduğumuzu her cümlemizde beyan etsek de hazreti teskin edemedik. Gürültü yükselince daha öndeki saftakilerden biri gelerek meseleye el koydu. Secde mahalline ayakkabılarımızla girdiğimizi söyledi, biz ilk kez geldiğimizi ve zeminleri ayıramadığımız belirterek özür diledik. Mesele böylece halloldu ise de, tepki gösteren kişinin bize bakışlarındaki ateş biraz olsun azalmadı. Kaldı ki, biz haklı olsak bile, oradaki Müslümanların sürekli maruz kaldıkları hürmetsizlik ve tahkir nedeniyle asıl haklı olan onlardı. Çünkü Hindistan’da Müslüman kalmak, gerili bir yay gibi yaşamakla mümkündü.
Bu durumu, “Müslümanlar, Hinduların kutsiyet atfettikleri inekleri kesiyorlar, bu yüzden aralarındaki kavga dövüş bitmiyor” şeklindeki medyatik klişeyle izah etmek mümkün değil. Elbette, bunun da toplumsal planda bir karşılığı vardır ancak, Müslümanların maruz kaldıkları Hindu şiddeti, terörü bundan ibaret olmadığı gibi, sadece bugünün meselesi de değildir.
Hindistan’da, Babürlüler-Türk İmparatorluğu’na son veren (1858) İngilizlerin, işgal ettikleri diğer İslam beldelerindeki fitne merkezli siyasetlerini, Hindistan için de tam buradan yürürlüğe koyduklarından asla şüphe edilemez:
Ezelde halklar arasında olup-bitmiş hâkimiyet kavgalarını ırk, kavim, din ve mezhep farkları üzerinden güncelleyerek yeniden körüklemek!
Hindistan’da Müslüman kalmanın zorluğu buradan başlamaktadır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.