ABD Yüksek Mahkemesi üyesi Ruth Bader Ginsburg’un ölümüyle boşalan koltuğun Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki kültür savaşlarında son derece kritik bir ‘siper’ olarak görüldüğünü önceki yazımızda belirtmiştik. ABD’de giderek derinleşen siyasi kutuplaşma iki partili Amerikan Kongresi’nin yasama faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle “Yüksek Mahkeme” ülke siyasetini belirleyen bir kurum olarak öne çıktı. Bu durum “mahkemeleri kontrol eden bütün ülkeyi kontrol eder” sözüyle ifadesini buluyor.
Ginsburg muhafazâkâr üyelerin çoğunlukta olduğu Mahkeme’nin Liberal kanadının efsanevî ismiydi. Demokratlar da, Cumhuriyetçiler de, Yüksek Mahkeme üyeliğine yapılacak atamayı “varoluşsal” bir mesele olarak görüyorlar. Demokratlar yeni üyenin 3 Kasım’daki seçimlerde işbaşına gelecek olan ABD Başkanı tarafından aday gösterilmesini istiyorlar. Cumhuriyetçiler ise Trump’ın göstereceği adayın hızla Senato’da oylanmasını büyük fırsat olarak görüyorlar
Şubat 2016’da Cumhuriyetçiler ABD Başkanı Obama’nın ikinci döneminin sonlarında boşalan bir koltuğa gösterdiği yargıç adayını seçim yaklaştığı gerekçesiyle Senato’da oylanmasını engellemiştiler. Nitekim bu koltuğa daha sonra Başkanlığı kazanan Trump’ın gösterdiği aday oturmuştu. Şimdi de Demokratlar, Cumhuriyetçiler’den aynı şekilde davranmalarını bekliyorlar. Ne var ki Cumhuriyetçi Senatörler koşulların değiştiği gerekçesiyle Trump’ın göstereceği adayın bir an önce Senato’da oylanmasını istiyorlar. Seçim kampanyasını sürdüren Trump, Mahkemede muhafazâkâr çoğunluğu daha da pekiştireceği için bu fırsatı kaçırmak istemiyor. Bu yüzden Trump bir hafta içerisinde adayını açıklayacağını ilan etti.
Senato’da Cumhuriyetçilerin 53, Demokratlar’ın 47 koltuğu var. 51 Senatörün Trump’ın adayına “evet” oyu vermesi yeterli oluyor. Demokratlar’ın karşı hamlesinin başarılı olması içinse 4 Cumhuriyetçi senatörün desteği gerekiyor. Oylama 50’ye 50 olduğunda ise ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence devreye girerek oylamanın sonucunu tayin ediyor. Çünkü ABD Başkan Yardımcısı belirli durumlarda Senato Başkanlığını da üstlenerek oy kullanabiliyor. Demokratlar’ın 4 Cumhuriyetçi’nin desteğini kazanmaları ise pek muhtemel görülmüyor.
Sadece iki Cumhuriyetçi Senatör, Susan Collins ve Lisa Murkowski Yüksek Mahkeme üyeliğine aday gösterilecek kişinin Senato’da oylanmasının Ocak 2021’e ertelenmesini istiyor. Adı geçen Senatörlerin erteleme gerekçeleriyse ABD seçimlerine az bir zaman kalmış olması. Trump’a muhalefetiyle öne çıkan Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney’nin de aynı görüşte olduğu söyleniyor. Ancak Romney henüz bir açıklama yapmadı. Öte yandan Demokratlar adı geçen Senatörlerin oylama sırasında fikir değiştirebileceği ihtimalini de değerlendiriyorlar.
Trump Yüksek Mahkeme üyeliğine muhafazâkâr bir kadın yargıcı aday göstereceği yönünde sinyal verdi. Trump’ın göstereceği kadın yargıcın Federal bir mahkemede görev yapan 48 yaşındaki Amy Coney Barrett olduğu söyleniyor. Demokratlar’ın Başkan adayı Joe Biden ise yeni üyenin Kasım seçimlerinden sonraya bırakılması gerektiğini savundu. Biden seçimi kazanması halinde Siyahî bir kadın yargıcı önereceğini de vaat etti. Ancak sadece Biden’ın kazanması yetmiyor, Demokratlar’ın Senato’da da çoğunluk olmaları gerekiyor. Senato’da yine Cumhuriyetçiler çoğunluğu elde ederler ise yargıç seçimi bir siyasi krize yol açacak.
Demokrat, Liberal ve Sol çevreler Trump’ın göstereceği adayın seçimden önce Senato’da oylanarak göreve başlamasını yeni bir savaş ilânı olarak görüyorlar. Bazı Liberaller ise Cumhuriyetçiler’in “Federalist Toplum” üyesi radikal bir muhafazâkâr yargıcı Mahkeme üyesi olarak seçmeleri durumunda Demokratlar’ın sessiz kalmamasını istiyorlar. Bu liberallere göre Demokratlar ABD Başkanlığını ve Senato’da çoğunluğu elde ederler ise Yüksek Mahkeme’nin üye sayısını derhal artırmalıdırlar. Böylece Yüksek Mahkeme’de durumu eşitlemek istiyorlar.
Nereden bakılırsa bakılsın, bu mesele siyasî bir krize dönüştü. Zira her iki taraf biribirilerini Amerika için ‘tehdit’ olarak görüyor. Yüksek Mahkeme ise bu çatışmanın göbeğinde yer alıyor. Başta da aktarmış idik, ABD’de mahkemeleri kontrol eden bütün ülkeyi kontrol eder.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.